Davalı; taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığını davacının tahsil ettiği kira bedelini kiralayan babasına vermemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme nedeniyle davacı hakkında icra takibi yapıldığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine yönelik kararı, davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/3851-2015/4807 esas-karar sayılı, 12.05.2015 günlü ilamı ile “...Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Davalı davacıya ödenen çek bedelinin dava dışı kiralayana ödenmediğinden davacının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle icra takibi yapmış, davacı iş bu dava ile sebepsiz zenginleşmediği belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından davaya bakmakta Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir...” gerekçesiyle bozulmuş, Antalya 4....
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının davalıya ait kapalı çiftliği 01/08/2009 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, taşınmazın 15/04/2011 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davacının kira ilişkisi nedeniyle davalıya borcu bulunmamasına rağmen kira ilişkisi nedeniyle teminat senedi olarak alınan 5.400,00 TL bedelli senedin ....İcra Müdürlüğünün 2013/3310 sayılı dosyasından davalı tarafından icraya konulduğunu ve takibinde kesinleştiğini belirterek icra takibi ve dayanağı olan 01/08/2010 vade tarihli 5.400,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, davalı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak yapılan icra takibi dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafından davalı ile aralarında kiracılık ilişkisi olduğu iddia edilmiş ise de, davacı kira sözleşmesini dava dışı Süleyman Yılmaz'a vekaleten imzaladığı gibi, dava konusu edilen alacak-borç ilişkisi de kira sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. Ne var ki adı geçen Dairece de 2.9.2013 gün ve 2013/21575 Esas, 2013/20078 Karar sayılı kararı ile dairemizi görevli göstererek görevsizlik kararı verdiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra ve İflas Kanunu'nun 72 / 1 maddesinin açık hükmüne göre ortada bir icra takibi olmasa dahi yapılabilecek olası bir takibi düşünerek menfi tespit davası açması mümkün olan borçlunun icra takibiyle kendisinden hak talebinde bulunan alacaklıya karşı bu davayı açmasında hukuki yararı olduğunda kuşku yoktur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.1.2012 gün ve 2011 / 19-622 esas 2012 / 9 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Menfi tespit davası bakımından takibin İcra ve İflas Kanunu'nun 68. maddesinde sayılan belgelere dayalı olması veya olmaması arasında da bir fark bulunmamaktadır. Her iki halde de borç tehdidi söz konusu olup davacının menfi tespit istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır....
KARAR Davacı, davalının kendisine yönelik olarak 2007-2008 yıllarına ait kira borcu ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattığını, oysa kendisinin davalıya bir adet çek ve 700,00 TL de nakit para vermek suretiyle bu borcu ödediğini, davalının kendisinden aldığı bu çeki oğluna verdiğini, oğlununda bu çeke dayalı olarak kendisi aleyhine icra takibi başlattığını, ve bu takip nedeni ile arabasının satıldığını, çekin karşılığının ödendiğini, davalının şimdi kendisinin başlattığı takibin mükerrer takip olduğunu bu icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, davacı lehine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Taraflar arasındaki ihtilaf keşidecisi ..., aval vereni ... , Lehtarı ... olan, 23/06/2020 tanzim tarihli, 16/05/2022 vade tarihli, 10.000,00 TL bedelli bononun bedelsiz olup olmadığı, taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacı tarafça yapılan ödemelerin neye istinaden yapıldığı ile davacıların bono ve bonoya istinaden başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı hususlarından ibarettir. Somut olayda, davacı davaya konu bononun kira sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verildiğini iddia etmiş, davalı ise davacı ile aralarında kira ilişkisi bulunmadığını, kira ilişkisinin babası ... ile davacı arasında olduğunu savunmuştur....
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır ---------- Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2014/11072 Esas sayılı dosyası üzerinden vasıfları belirtilen bonolara dayalı olarak icra takibine geçtiğini, belirtilen bonoların taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 21. maddesine dayalı her ay için 700,00.-TL tutarında düzenlendiğini, kira bedelinin davalıya ödenmesine rağmen davalının senetler nedeniyle icra takibi başlattığını belirterek senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp temel ilişki sözleşme ilişkisi olduğundan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin başlangıcının ... tarihi olduğunu, davaya konu senedin davacıya borç verilmesi nedeni ile düzenlendiğini, davacının iddia ettiği ödemelerin ise kira akdine ilişkin olduğunu, davanın reddini ve toplam alacağın en az % 20si oranında davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Antalya ... İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde; davacının davalı ve dava dışı şahıs aleyhine ... tanzim ... ödeme tarihli ... TL bedelli senedi dayanak yaparak toplam ... TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı anlaşılmıştır. Dava takipten sonra açılan kira ilişkisi nedeni ile verilen senedin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. HMK nın 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit talebine ilişkin davada Ankara 10.Asliye Ticaret ve 7.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, icranın iptali ile faturaların geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince; davaya konu faturaların kira sözleşmesine karşılık düzenlendiği, bu nedenle HMK 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise;taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı,talebin faturaya dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti olduğu,nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından,araç kiralama sözleşmesinin davacı ile davada taraf olmayan dava dışı .... Teks. Güz. Hiz. San. Ve Tic. Ltd....