Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2017/3794 Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi yapmış olması nedeniyle dava değerinin %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine ve alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Antalya 1....

Dosyanın incelenmesinde; Davacı, davalı ile yapılan bila tarihli domates yetiştirme sözleşmesi ve buna ilişkin olarak yapılan kira sözleşmesine dayanak verilen bonoların, teminat bonosu olduğundan bahisle istinafa konu menfi tespit davasını ikame etmiş olup , Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise taraflar arasındaki ihtilafın kira sözleşmesinden kaynaklı olduğundan bahisle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....

Dosyanın incelenmesinde; Davacı, davalı ile yapılan bila tarihli domates yetiştirme sözleşmesi ve buna ilişkin olarak yapılan kira sözleşmesine dayanak verilen bonoların, teminat bonosu olduğundan bahisle istinafa konu menfi tespit davasını ikame etmiş olup , Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise taraflar arasındaki ihtilafın kira sözleşmesinden kaynaklı olduğundan bahisle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı elinde bulunan çek nedeniyle davacının borçlu olmadığı, imzanın davacıya ait bulunmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, HUMK.nun 9.maddesi gereğince İstanbul Asliye Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın yetki yönünden reddi gerektiğini savunmuştur....

      GEREKÇE : Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin tedbiren durdurulması dosyasında paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını, ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

      Davalı taraf, davacı aleyhine bonolara dayalı icra takibi başlatmış, davacı taraf ise bonolar nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Davalı ile davacı arasında davalıya ait işyerinin kiralanmasına ilişkin sözleşme bulunduğu, davacının bu senetlerin kira sözleşmesi nedeniyle imzalandığını ileri sürdüğü, davalının ise bu iddianın doğru olmadığını savunmuştur. Her ne kadar kira sözleşmesinde dava konusu bonolarla ilgili bir açıklama yok ise de, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde davacı ile ilgili kayıt bulunduğu ve bu kaydın dükkan kira gelirlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan davalı taraf, davacı aleyhine 11 aylık kira alacağı ile ilgili olarak takip başlatmış ve icra dosyasının da davacının ödemesiyle infaz edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu bonolar üzerinde sıra numaralarının da yer aldığı görülmüştür....

        Somut olayda; Dayanak icra takibinin taraflar arasındaki kira ilişkisine dayalı faturalardan doğan alacak olduğu hususunda taraflarca çekişme bulunmamaktadır. Davacı, mükerrer tahsilat yapıldığını, daha önce ödeme yaptığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı da yapılan önceki ödemenin başka bir borca ilişkin olduğunu savunmuştur. Her ne kadar icra takibinin dayanağında kira alacağı olduğu gösterilmemiş ise de, davalı kira alacağı için takip yaptığını beyan etmiş, davacı da kira borcu olmadığı, mükerrer ödeme istendiğini ileri sürdüğüne göre kira alacağının tahsili için yapılan takip nedeniyle açılan menfi tespit davasında HMK'nun 4.maddesi uyarınca SHM 'ne görevsizlik kararı verilmesi doğrudur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, kredi borcunun kefili olan davalı tarafından ödendiği belirtilen bedelin davacıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Dairesi'nin 2019/4627 E (eski esas 2015/12411E) dosyası ile ilgili bononun takibe konulduğunu, müvekkilinin takip alacaklısı ile herhangi bir alacak verecek ilişkisi olmadığı gibi kendisiyle daha önce de bir ticari ilişki içerisinde bulunmadığını, müvekkilinin davalılara karşı herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle ilgili bononun iptalini talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılması için istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Dava; kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı vekili dava dilekçesinde; takibe konu senedin taraflar arasında düzenlenen araç kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini bildirdiğine göre taraflar arasında kira ilişkisi olup olmadığı, senedin kira sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği hususlarının Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekir....

              Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında araç kiralama ilişkisi bulunduğu, dava ve takip konusu bononun araç kiralama ilişkisi kapsamında kira sözleşmesi ile birlikte imzalatılan kredi kartı ile ödeme talimat formunun alt kısmında yer alıp imzalatılan ve koparılan bono olduğu, takip bonoya dayalı ise de takibe dayanak bononun araç kira sözleşmesi nedeniyle düzenlenmiş olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu temel ilişkiden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4....

                UYAP Entegrasyonu