Esas sayılı dosyası ile 06/12/2018 tanzim, 06/11/2019 vade tarihli bonoya dayalı olarak 25/08/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulduğu, davacıların takibe konu bononun kira ilişkisi nedeniyle davalıya teminat olarak verildiğini, verildiğinde de imzalar hariç tarih ve meblağının boş olduğunu iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açtıkları, davalının bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiği yönünde açık bir kabulünün olmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin dosyada olmadığı bu sebeple mahkemece kira sözleşmesi ve davacıların şikayeti üzerine açılan soruşturma evrakı getirtilip incelenmeden davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda unsurları ile birlikte düzenlenmiş olup aynı Kanunun 4/1-a maddesi hükmü uyarınca bonoya dayalı uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme kural olarak asliye ticaret mahkemesidir....
DELİLLER: Dava, Antalya 9.İcra Müdürlüğü'nün 2013/11321 Esas sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Uyuşmazlık davacılar murisi Mukaddes Şan ile davalı arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kira Sözleşmesine Dayalı Başlatılan icra Takibi Nedeniyle) KARAR : Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/135 Esas - 2018/46 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen hükme yönelik istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait Yukarıkocayatak Mahallesi, Alamersin Kümesi No:26 adresinde bulunan Lukoil isimli akaryakıt istasyonunu davalılardan T4 31/10/2015 tarihinde kira sözleşmesi ile 435.000,00- TL'ye 29 aylığına kiraya verdiğini, aylık kira bedelinin 15.000,00- TL olduğunu, davalıların müvekkili aleyhine Serik 2. İcra Müdürlüğü'nün 2017/322 Esas sayılı icra takibi ile müvekkiline takibin gerçekleştiğini, takibin konusunun müvekkili şirkete ait akaryakıt istasyonuna ilişkin kira ödemelerinin iadesi istemli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalıların müvekkili aleyhine başlatmış olduğu Serik 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalıya kira borcunun bulunmadığını, buna rağmen davalı tarafça kira sözleşmesi uyarınca alınan bonoya dayalı icra takibi başlatıldığını belirterek müvekkilinin icra takibine borçlu olamadığının tespitin e karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili dilekçesinde, davacının 3. yıl kira bedelini ödemediğini, bu nedenle senede dayalı icra takibi başlatıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
-Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Dolayısıyla, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu icra takibine sebep olan borcun dayanağının davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve davalı şirketin müzekkere cevabında tüketim faturası nedeniyle yapılan tahakkuk olarak belirtilmiş olmasına rağmen; davaya konu takip talebinde alacağın sebebinin kaçak elektrik kullanımı olduğunun anlaşıldığı, Yargıtay uygulamasında itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı olmakla icra takibinde dayanılan sebebin değiştirilemeyeceği kabul görmüş olmakla; menfi tespit davası ile itirazın iptali davasının sonuçlarının birbirini doğrudan etkiler nitelikte oldukları ve menfi tespit davasının da icra takibi ile ilişkisi gözetildiğinde menfi tespit davasında da icra takibinde dayanılan sebebin somutlaştırılması gerektiği, davanın menfi tespit davası olduğu gözetildiğinde davacının borcunun bulunduğunu ispatla yükümlü davalı tarafından kaçak elektrik kullanım tutanağı düzenlenmediği, bu hali...
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/13272 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını belirterek, senedin dayanağı olan kira bedellerinin tamamının ödenmiş olması nedeniyle davalıya kira borçlarının bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tensip ile; HMK'nun 4/1 maddesinde, "....kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar"ın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği'' nin düzenlendiği, davanın, kira sözleşmesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu, HMK'nun 4/1 maddesi uyarınca davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 (iki) hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Aksaray Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
CEVAP Davalı borçlu cevap dilekçesinde; davalı alacaklı ile amaçlarının yalnızca takibe konu kira sözleşmesi yapmak olmadığını, birlikte hayvan bakımı ve konaklaması işi - köpek oteli işletmeciliği yapma iradesinde olduklarını, davalı alacaklı ile aralarındaki ilişkinin iş ortaklığı ilişkisi olduğunu, bu nedenle dayanak kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu, kira sözleşmesinin iptali ile borcunun olmadığına yönelik olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasının derdest olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini, taşınmazdaki hayvan barınağı gibi müştemilatları kendisinin yaptırdığını, davalı alacaklının taşınmazdaki mesken ve bahçenin büyük bölümünü kullandığını, kira sözleşmesinde yazan kapı numarasının alacaklının kullandığı ev-bahçe ve köpek otelini kapsadığını, taşınmazın tek bir kapı numarasının bulunduğunu, kira bedelinin takipte talep edilen miktarlarda olmadığını, alacaklı ile birlikte çalışmaları nedeniyle kira bedeline ilişkin ödeme yapmadıklarını ileri sürerek...
Mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından hakkında yapılan icra takibine esas davalı ile aralarında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığını ve davalıya borcunun olmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı ise mahkemece dinlenen tanık beyanlarına atıf yaparak kahvehane işletmek üzere aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ve bu ortaklığın tasfiyesine dayalı olarak davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur. Dava, davacı aleyhine başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, kural olarak menfi tespit davalarında, ispat yükü 2012/3008-7154 alacaklıya aittir. Bu durumda MK.nun 6. maddesi uyarınca, alacaklı bulunduğunu Davalı ispat etmek durumundadır. Öte yandan Davalı herhangi bir belgeye de dayanmamaktadır....