Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yükünün alacaklıda olduğunu, alacaklı tarafından müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinin ekinde kira sözleşmesinin bulunmadığını, ödeme emrinde dayanak olarak herhangi bir kira sözleşmesinin de gösterilmediğini, davacının iddialarının genel, soyut ve belirsiz olduğunu, davanın genel mahkemelerde yapılacak bir yargılamayı gerektirdiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece davanın devamı sırasında çek bedelinin ödenmesi nedeniyle menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü kabul edilerek sözleşmenin feshi ile istirdat talebininin kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı iş sahibi, davalı yüklenici olup, davalı yüklenici 12.12.2012 tarihli sözleşme ile davacı iş sahibine ait mandıranın bulunduğu yere 1650 m2 alan üzerinde çelik kontrüksiyon inşaatı işinin yapımını üstlenmiştir. Sözleşmeye göre iş bedeli 250.000,00 TL olup toplam olarak kararlaştırıldığından götürü bedellidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen kira sözleşmesinin feshi ve tazminat davasında ... 4.Sulh Hukuk ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin feshi ve tazminat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, dava dilekçesindeki hususların Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini aştığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8. maddesi hükmüne göre kira sözleşmesinin feshine ilişkin davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

      Bu durumda mahkemece, taşınmazın 19/02/2013 tarihinde tahliye edildiği davacıların senedin vade tarihinden tahliye tarihine kadarki beş günlük kira bedelinden sorumlu olduğu, senet bedelinden beş günlük kira bedeli düşüldükten sonra kalan tutar yönünden davacıların borcu bulunmadığının kabulü gerekir. Diğer taraftan davalının savunmasında ileri sürdüğü taşınmazın tahliye edildikten sonra uzun süre boş kalması nedeniyle davalının uğramış olduğu makul süreye yönelik kira kaybı da değerlendirilerek menfi tespit isteminin incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur....

        Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/10/2020 tarih ve 2020/8- 270 Esas - 2020/713 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; "Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Kanun (m. 194) buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir....

        -Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davaya dayanak yapılan takip dosyasında, davalı tarafından ....08.2010-....07.2012 dönemine kadar olan ... aylık kira bedeli, 42.480 TL kira alacağının tahsili istenilmiştir. Davacı kiracı, taşınmazın tahliye edildiği tarihe kadar kira bedellerinden, tahliyeden sonra da kiralananın aynı şartlarda yeniden kiraya verilebileceği makul süre kira bedelinden sorumludur. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi kira sözleşmesinde taraflar iki aylık feshi ihbar süresi getirerek makul süreyi iki ay olarak kararlaştırdıklarından mahkemece iki aylık feshi ihbar süresi kadar kira parasına hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak, davalı tarafından takipte, ....08.2011 tarihinden itibaren kira bedellerinin tahsili talep edilmiş olup tahliye tarihi olan ........2011 tarihine kadar olan kira bedelinden davacı kiracı sorumlu olup, bu dönem için kiracının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 02/03/2022 NUMARASI: 2022/188 2022/218 DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesince, "... Somut olayda, davacı tarafça kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiği öne sürülerek dava açılmış ise de davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunmadığı gibi davacının kefil olarak imzaladığı dosya içerisinde bulunan kira sözleşmesinde de davalı taraf değildir. Mahkememiz 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde dahili davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı... ile müvekkili arasındaki satım sözleşmesine dayalı olarak davalıya 13.750,00 TL ödeme yapıp, 10.000,00 TL bedelli 5 adet çek verildiğini, buna rağmen davalının değeri 7.665,00 TL olan mal teslim ettiğini, ihtara rağmen teslimin gerçekleşmediğini, çeklerden 30.08.2011 tarihli olanın ... ...aktoring şirketinin davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Dahili davalı vekili, dava konusu çekin faktoring sözleşmesi ile bedeli ödenerek diğer davalıdan alındığını, alacağın faturaya bağlı olduğunu, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ...'...

              KARŞI OY YAZISI Taraflar arasında düzenlenen 01/06/1998 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesinin 5.maddesinde "kiracı, kira süresi içerisinde ve bundan sonra yenilendiği takdirde aynen geçerli olmak üzere dilediği zaman üç ay önceden bildirmek kaydıyla kira akdini feshedebilir, mecuru tahliye edebilir" hükmüne yer verilmiştir. Davalı tarafından gönderilen feshi ihbar ihtarnamesi kiralayana 16/06/2000 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracı üç aylık süre sonunu beklemeden kiralananı tahliye etmiş, kiralanan 07/08/2000 tarihinde yaptırılan tespit ile kiralayanın hakimiyetine geçmiştir. 16/06/2000 tarihinde tebliğ edilen feshi ihbar ihtarnamesi tahliye tarihinden üç ay önce gönderilmediğinden sözleşmedeki feshi ihbar koşuluna uyulduğundan sözedilemez. Bu durumda davalı kiracı teslim tarihi olan 07/08/2000 tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan üç aylık feshi ihbar süresi kadar kira bedelinden sorumludur....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, davacı senedin araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu