Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 8.09.2008 tarih ve 2008/92 Esas ve 2008/1741 karar sayılı karar içeriğine göre; Davacı ...r(Kiracı) tarafından davalı ... aleyhine açılan Menfi Tespit davasında; kira sözleşmesi kapsamında verilen senetler nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, hükmün gerekçesinde ise; kira sözleşmesinin kurulmadığı, mecurun davacıya teslim edilmediğinin anlaşıldığının belirtildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3 H.D tarafından verilen 29.06.2009 tarihli ilam ile hükmün Onandığı, daha sonra yapılan K.D talebinin ise reddine karar verildiği, hal böyle olunca, dava dışı kiracı ile 2013/19236-21567 davalı arasında imzalanan ve davacının kefil olarak yer aldığı kira sözleşmesinin akti ilişki kurulmadan feshedilmiş olduğunun maddi olgu olarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı şirket ile 15.10.1998 tarihinde kira akti imzaladıklarını, davalının sözleşmeyi ... taraflı olarak fesih ettiğini ileri sürerek fesih kararının iptali ile kira sözleşmesinin 29.3.2001 tarihinde başladığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2008/755 E. sayılı dosyasından karara bağlandığını ve bu dosyadan sözleşmenin fesih tarihinin anlaşılacağını, Finansal Kiralama Kanunu' na göre, finansal kiralama sözleşmesinin feshi sonucunda kiralayanın, bir yandan mülkiyeti kendisine ait olan kiralama konusu makineleri iade alırken, diğer yandan fesih ile tamamı muaccel hale gelen kira bedellerini tahsil etme hakkına sahip olduğunu, davacıların sigorta bedeli üzerinde herhangi bir haklarının olmadığını, sigorta bedelinin kira borçlarından mahsup edilmesine dair taleplerinin yasal olmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40' dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

        , AVM ile olan kira sözleşmesinin feshinin müvekkilinden kaynaklanmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi talep ve istinaf etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit isteminden ibarettir. Davacı, davaya ve takibe konu bononun kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, kira sözleşmesinden kaynaklı dolayısıyla bonodan kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı ise teminat iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu bononun kira sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği, teminat olarak verilmiş ise davacının kira sözleşmesine istinaden davalıya borçlu olup olmadığı, bononun teminat fonksiyonunun devam edip etmediği ve sonuç itibariyle bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı hususlarından ibarettir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.5.2010 gün, 2008/14181-2010/6016 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 23.12.2008 gün, 15612-15337 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tacirler arasındaki kira sözleşmesine dayalı menfi tespit ve istirdat isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 19.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının Bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin .... adına kayıtlı ... plakalı aracı davalıdan satın aldığını ve karşılığında 30.04.2008 den başlamak ve 30.01.2011 de sona ermek üzere toplam 100.000 Euro bedelli 42 adet senet verdiğini, davalının aracın kullanımından kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmak için müvekkili ile kendi şirketi arasında muvazaalı bir taşıt kira sözleşmesi yapılmasını istediğini, müvekkili tarafından 6 adet senedin ödenmesine karşın davalı tarafından aracın devrinin verilmediğini, bu sebeple müvekkili tarafından diğer senetlerin ödenmediğini ve davalının sahip olduğu şirket tarafından muvazaalı kira sözleşmesinin fesh edilerek bedelsiz...

              Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; az yukarıda da açıklandığı üzere kira sözleşmesinin yapılabilmesi için kiralanan yerin davalının mülkiyetinde olması gerekmemekte olup taraflar arasına geçerli bir kira sözleşmesi mevcuttur. Davacı tarafça, Orman Müdürlüğünden gelen ihbar dan sonra dahi davalı tarafa herhangi bir ihbar ya da bildirimde bulunulup kira sözleşmesinin feshi sağlanmamıştır. Dosya kapsamında kiralanan taşınmazın boşaltıldığına dair herhangi bir kayıt ve belge dahi yoktur....

              Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK’nın 8. maddesi II. bendine göre, “Dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK’nın 8. maddesi II. bendi gereğince tahliye, akdin feshi davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesinde görülür. Diğer istemlerde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Somut olayda, kira alacağından dolayı başlatılan icra takibine karşı vaki itirazın iptalini talep etmiş olup, anılan hükümler çerçevesinde dava değerine göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 15....

                (Yargıtay 6.H.D'sinin 2015/9473 Esas- 2016/4634 Karar sayılı ilamı) Somut olayda davalı idare tarafından taraflar arasındaki kira sözleşmesinin ilgili hükmü gereği kira sözleşmesinin feshedilmediği, davacıya kira sözleşmesine konu taşınmazı tahliye etmesi hususunda herhangi bir ihtar da gönderilmediği anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu