Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiş ise de, 19.3.2010 tarihli temyiz isteminin reddine yönelik olarak verilen ek kararı da tekrar temyiz etmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan 12.798.00.-YTL.kira alacağının tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının icra takibinde yazılı kira sözleşmesine dayanmadığını, bu nedenle dava sırasında yazılı kira sözleşmesine dayanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 10.942.50....

    Kira bedelinin bir kısmı ödenmiş, daha sonra sözleşmeden dönülerek ödenen bedelin iade edilmemesi üzerine davacı aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davacı taraf da ödenen bi kira bedelini geri vermek zırunda olmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira sözleşmesine dayanan uyuşmazlıklarda mahkememizin görevsiz, sulh hukuk mahkemesinin görevlidir. Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir. Açıklanan nedenlerde dava bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu sonucuna varıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Dava, davalı kiraya veren tarafından davacı kiracıya karşı 17/05/2012 tarihinde başlatılan İstanbul 12.İcra Müdürlüğü'nün 2012/8267 Esas sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin olarak açılan menfi tespit istemine ilişkin olup yargılama devam ederken icra takip dosyasına davacı tarafından ödeme yapıldığından dava İİK'nun 72/7 maddesi gereğince istirdat davasına dönüşmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 01.03.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli aylık 4.500 TL bedelli kira sözleşmesine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiraya veren başlattığı davaya esas icra takibi ile 2012 yılının Mayıs ayı kira bedeli olan 4.500 TL alacağın tahsilini talep etmiş , süresinde itiraz vaki olmadığından icra takibi kesinleşmiştir....

        Nolu dosyası ile davacılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde davacıların borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talebi olduğu, icra takibine dayanak senedin taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, sonuç olarak davaya konu edilen kambiyo senedinin kira sözleşmesi kapsamında verildiği taraf vekillerinin beyanlarıyla anlaşıldığından kiralama sözleşmesine dayalı işbu menfi tespit talebine yönelik davaya HMK. 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu anlaşılmakla, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 269/a maddesine dayalı tahliye istemine ilişkindir. İİK'nın 269/a maddesi uyarınca, borçlu itiraz etmez ve ihtar müddeti içinde de kira borcunu ödemez ise, ihtar müddeti bitimini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir. Somut olayda, davacı tarafça 01/04/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen 2019 yılı Şubat ile 2020 yılı Temmuz ayı arasındaki kira bedellerinin tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış olup, davalıya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bu durumda davalı borçlu takibe itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Dava da ihtar müddeti bitimini takip eden 30 günlük ödeme süresinden sonra, altı ay içinde açılmıştır. Kira sözleşmesinde kiralayan ve mal sahipliği sıfatının aynı kişide toplanması zorunluluğu yoktur. Malik olmayan şahsın da kira sözleşmesi düzenlemesi mümkündür....

          Derdest davada, takibe konu alacağın kaynağı kira ilişkisinden ( araç kiralama ilişkisi sebebiyle menfi tespit ) kaynaklanmaktadır. "6100 sayılı HMK'nun "Sulh hukuk mahkemelerinin görevi" başlığı altındaki 4. maddesinde de "(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları.... görürler" hükmüne yer verilmiştir (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti)....

            DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kira Sözleşmesine Dayalı Başlatılan icra Takibi Nedeniyle) KARAR : Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/135 Esas - 2018/46 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen hükme yönelik istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait Yukarıkocayatak Mahallesi, Alamersin Kümesi No:26 adresinde bulunan Lukoil isimli akaryakıt istasyonunu davalılardan T4 31/10/2015 tarihinde kira sözleşmesi ile 435.000,00- TL'ye 29 aylığına kiraya verdiğini, aylık kira bedelinin 15.000,00- TL olduğunu, davalıların müvekkili aleyhine Serik 2. İcra Müdürlüğü'nün 2017/322 Esas sayılı icra takibi ile müvekkiline takibin gerçekleştiğini, takibin konusunun müvekkili şirkete ait akaryakıt istasyonuna ilişkin kira ödemelerinin iadesi istemli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalıların müvekkili aleyhine başlatmış olduğu Serik 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,kiracı tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı dava dışı ...'in davalı ile yaptığı 1.5.2004-31.12.2004 dönemini kapsayan kira sözleşmesine kefil olduğunu, kira sözleşmesinin kefil olunan dönemin bittiği halde yenilenen dönem için de sorumluluğu uzatılarak ödenmeyen kira alacaklarının kendisinden de talep edildiğini bildirerek borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece sözleşmedeki kefaletin yenilenen dönem içinde uzayacağına ilişkin maade uyarınca davacının sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dışı ...'...

                DELİLLER: Dava, kira sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: Dava, kira sözleşmesi nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti (Menfi Tespit) istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu