Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan davanın açılmış olması da dava şartı yokluğundan davanın reddini gerektirdiğini, icra dosyasına konu alacak tahsilatı dava tarihinden çok önce yapıldığından menfi tespit talepli olmasınında usule aykırı olduğunu, davanın bir kira uyarlama davası olmadığının açık olduğunu, ifa güçlüğünden söz eden davacının kira borcunu ihtirazi kayıtla ödeyerek, kira uyarlaması davası açmak yerine kira borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü, dolayısıyla kira sözleşmesine usul ve yasaya uygun olarak başlatılan icra takibi ile alacağın tahsil edilmiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılık olamayacağından, takibin iptali istemli bu davanın hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, tarafların kira sözleşmesinden doğan borçlarını sona erdirmediğini, bu kapsamda davacı kiracının da edimini ifa etmekten kaçınamayacağının açık olduğunu,bu nedenlerle maddi ve hukuki dayanaktan yoksun, usulen de kabulü mümkün olmayan davanın reddine karar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili nedeniyle kira sözleşmesine dayalı olarak başlatılan takipte borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacılar aleyhine kambiyo senedine dayalı başlatılan takibe dayanak senedin araç kiralama sözleşmesine istinaden teminat olarak verildiğinden bahisle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Asliye ticaret mahkemesince, davanın kambiyo senedinin düzenleme sebebinin taraflar arasındaki kira sözleşmesine dayandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
ne müvekkili şirketin hiçbir borcu olmadığını, icra takibinin neye dayandığının belli olmadığını, icra takip dosyasında çıkartılan ödeme emri tebligatı ekinde kira sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili şirkete ait banka hesaplarına haciz konulması akabinde 01.01.2020 başlangıç ve imza tarihli kira sözleşmesine istinaden icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibin dayanağını kabul etmediklerini, 01.01.2020 tarihli hükümsüz kılınan kira sözleşmesine istinaden ve bu sözleşme dayanak gösterilerek başlatılan icra takibine istinaden, müvekkilinin borcunun olmasının mümkün olmadığını, geçerli 07.01.2020 tarihli kira sözleşmesine istinaden de müvekkili şirketin davalıya hiçbir kira borcu bulunmadığını, davalı tarafça 07.01.2020 tarihli kira sözleşmesine istinaden fatura kesildiğini, müvekkili şirket tarafından da bu kira sözleşmesine ve faturalara dayalı olarak kira sözleşmesinde belirtilen süreler dahilinde ödeme yapıldığını, Denizli 1....
Alacaklının, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altındadır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca, davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediği elektronik dosyada taranan evraktan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davalı/alacaklının alacağını isteme ve dava açma tehdidi altında bulunması nedeniyle de davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır....
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan ve icra takibine konu edilen senedin kira sözleşmesi nedeniyle verildiği iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça temel ilişkinin araç kiralama sözleşmesine dayalı olduğu iddia edilmiş olmakla, söz konusu iddiayı değerlendirme, menfi tespit davasına konu olan bononun bu sözleşme kapsamında verilip verilmediğini tespit etme ve uyuşmazlığı bu kapsamda çözme görevinin HMK nın 4. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesine ait olması sebebiyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verilen bonodan dolayı başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kambiyo senedine dayalı açılan menfi tespit davası olup asliye hukuk mahkemesince görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 1....
reddi gerekir. 2-İcra İflas Kanununun 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince, menfi tespit davasında alacaklının inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin, haksız ve kötüniyetle yapılmış olması gereklidir....
reddi gerekir. 2-İcra İflas Kanununun 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince, menfi tespit davasında alacaklının inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin, haksız ve kötüniyetle yapılmış olması gereklidir....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve göstereceği teminat karşılığında mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir...”Aynı Yasanın 72/4. maddesinde “...dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar, alacaklı ihtiyati tedbir kararı nedeniyle alacağını geç almasından doğan zararını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde %40 dan aşağı tayin edilemez...” düzenlemesi bulunmakdadır. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2005 başlangıç tarihli ve 4 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiraya veren tarafından bu kira sözleşmesine dayanılarak 2006 ve 2007 yıllarına ait ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçlu kiracının itirazı üzerine alacaklı tarafından icra mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davalarının kabulüne karar verildiği görülmüştür....