Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonucu doğru tahliye kararı yönünden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafından 29.09.2011 tarihinde başlatılan icra takibinde taraflar arasındaki 08.09.2010 başlangıç tarihli aylık 1798,00 - TL kira bedelli kira sözleşmesi gereğince 2011 yılı Haziran ile Eylül ayları arası kira farklarına ait toplam 5472,00-TL Kira alacağı ile işlemiş faizin tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu, yasal süresindeki itirazında, kira ilişkisine ve kira miktarına karşı çıkmadan borca itiraz etmiştir. İİK.nun 269/2.maddesi uyarınca davalı tarafından kira ilişkisine ve kira miktarına karşı çıkılmadığına göre taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Kaldıki davalının dayandığı 08.09.2008 başlangıç tarihli aylık net 300,00- TL kira bedelli kira sözleşmesinde davalı kiracının özel belgede sahtecilik suçu işlediği ......

    Davalı borçlular vekili 22/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde, takibe esas kira sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkillerinin imzaları taklit edilerek sahte bir kira sözleşmesi düzenlendiğini, buna ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca Bodrum 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/918 E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, Savcılık soruşturmasının ve menfi tespit davası sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, aksi takdirde imzaların sahteliğinin araştırılması için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bodrum 2. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile, davalı borçluların Bodrum 1....

    Davacı dilekçesinde; Ekim 2002- Mayıs 2008 tarihleri arasında mülkiyeti davalıya ait olan dairede kiracı olarak kaldığını, bu süre içinde davalı ile yaptığı kira sözleşmesi uyarınca 160 m2 alanına göre kira ödediğini, daha sonra yapılan ölçümde dairenin 118.75 m2 olduğunun tespit edildiğini belirterek fazla ödediği 1.124,58 TL kira bedeli ve işlemiş faizi 2.660,64 TL olmak üzere toplam 3.785,22 TL.nın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davalı ......

      Mahkemenin bu şekildeki uygulaması esaslı bir usul hatası olup kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir. 2- Kabule göre de; eldeki dava, 2004 sayılı İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davası niteliğindedir. Menfi tespit istemine konu edilen takip dosyasındaki borç dava sırasında davacı tarafından tamamen ödenmiştir. Bu durum celp edilen takip dosyası içeriği ve davacı vekilinin 21/05/2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile sabittir. 2004 sayılı İİK'nın 72- (6) maddesine göre; Borçlu menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." düzenlemesine yer verilmiştir." Bu halde mahkemece, görülen menfi tespit davasının yargılama sırasında geri alım davasına (istirdat) dönüştüğü gözetilerek yargılamanın bu minvalde yürütülmesi ve hükmünde buna göre oluşturulması gerekirken hüküm yerinde tespite dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak red etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, dosya alacaklısına borcu bulunmadığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır. Ancak davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup, itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemez....

        Mahkemece, davalı ile bağımsız bölümün eski maliki arasında kira ilişkisi bulunduğu ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığının kabulü ile 6100 sayılı HMK.’nun 4/1-a maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, davacı vekili tarafından mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak açılmıştır. Davalı ise kira ilişkisine dayanmış ve eski malik ile yaptığı kira sözleşmesini dosyaya ibraz etmiştir. Davalının taşınmazda kiracı olarak bulunduğu mahkemenin kabulünde olmasına rağmen dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi olarak açıldığına göre davanın esasının bu çerçevede incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 23.02.2007 tarihinde satın almış olduğu 6575 ada 7 parselde yer alan 7 numaralı bağımsız bölümün, arada kira ilişkisi olmamasına karşın davalı tarafından kullanıldığını ve boşaltılmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, kira ilişkisine dayalı olarak taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haklı gerekçeye dayalı olmaksızın dava konusu taşınmazın davalı tarafından kullanıldığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Dava, taraflar arasında husule gelen kira ilişkisine dayalı düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamı incelendiğinde; gerek dava dilekçesi açıklaması gerek sunulan faturalar gerekse de karşı yana gönderilen ihtarnameler incelendiğinde; dava konusu alacağın temelinin kira ilişkisine dayandığı, davacının kira alacağından kaynaklı alacağını tahsil etmek için takip başlattığı, takibe itiraz üzerine iş bu davayı açtığı kuşkusuz olup, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 4/1-b maddesinde açıkça kira ilişkisinden kaynaklı tüm alacak davalarının Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görüleceği yazılı olup ilgili maddede kira ilişkisine konu malın taşınır ya da taşınmaz olması yönünde ayrım yapmadığı gibi tarafların tacir olup olmaması yönünden de ayrıma gidilmemiş, hülasa konusu kira alacağına ilişkin alacak davalarının tamamından Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli kılnmıştır....

              SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/889 ESAS DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Antalya 6....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 98 parsel sayılı taşınmazın 16/48 hissesinin maliki olduklarını, davalı şirketin izinleri ve muvafakatları olmaksızın diğer maliklerle yaptığı kira sözleşmesine dayalı olarak taşınmazı kullandığını, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, muarazanın men’i ile davalı şirketin tahliyesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, kira sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacıların zımni muvafakatları bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı şirket ile dava dışı malikler arasındaki kira sözleşmesinin davacılar için bağlayıcı olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu