Öte yandan menfi tespit davasında, alacaklı olarak kim taraf gösterilmiş ise, dava sonunda verilen karar, sadece ona karşı hüküm ifade eder. Somut olayda, takip alacaklısı bonoda ciranta olup, keşideci ve lehtar hakkında takip yapmıştır. Menfi tespit davası, keşideci ile lehtar arasında görülmektedir. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde, alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen karar alacaklıyı bağlamaz. Takip alacaklısı 3. kişi ciranta olup, menfi tespit davasının tarafı değildir. Bu nedenle anılan karar ile senedin iptal edilmiş olması, ona karşı hüküm ifade etmez. O halde mahkemece, borçlunun, TTK.nun 687/1.maddesinde belirtildiği üzere, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi, İİK.nun l69-a/1. maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını kanıtlayamadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, takip talebinin usulüne uygun düzenlenmediği, tahsilde tekerrür olmama kaydının yer almadığı, menfi tespit davasının kabulle sonuçlandığı, asıl alacak belirtilmediği ve faiz oranlarının da açıkça yazılmadığı, takibin usulüne uygun olmadığı gerekçeleri ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. ....sayılı dosyasında borçlu ... tarafından lehtar .... aleyhine açılan menfi tespit davasının 26/09/2013 tarihinde kabulle sonuçlandığı, anlaşılmakla; borçlunun, takibin diğer borçlusu olan dava dışı lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi sözkonusu menfi tespit davasının tarafı olmayan alacaklı aleyhine hukuki sonuç doğurmaz. Borçlu, ayrıca tahsile tekerrür olmama kaydının bulunmadığını, aynı alacak için birden fazla takip başlatıldığını iddia etmiş ise de mükerrer olduğunu iddia ettiği bir takip dosyası bildirmediği anlaşılmış olmakla mahkemenin takibin iptali gerekçesi yerinde değildir....
İİK'nun 89/4 maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasının davacısı olan ... ise, kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişi konumunda olup, onun tarafından açılan menfi tespit davası yönünden mutlak ticari dava söz konusu değildir. Kaldı ki, İİK'nun 89. Maddesi uyarınca menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece bu husus gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.'' şeklindedir. Somut olayda, dava İİK'nın 89. maddesi uyarınca davacının yedinde sayılan borçtan dolayı açılan menfi tespit isteminden ibarettir. Eldeki davada değerlendirilmesi gereken takip borçlusu dava dışı Mustafa Su'nun davacıdan alacaklı olup olmadığı, diğer ifadeyle davacının dava dışı takip borçlusuna borçlu olup olmadığı hususudur....
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe konu bonodaki icra tehdidi altında borcu kabul ettiğinden menfi tespit davası açma hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına yatırılan 2.050 TL'nin davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı alacaklı tarafından 14.07.2010 tarihinde davacı aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emri ve takip dayanağı senet 06.08.2010 tarihinde davacı borçluya tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 24.08.2010 tarihli icra müdürlüğüne verdiği dilekçeyle borcunu kabul ettiğini belirterek borcu taksitle ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bir başka anlatımla davacı borçlunun takibe itiraz etme imkanı varken borca itirazda bulunmayarak borcu kabul etmiştir....
. - DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/04/2023 KARAR TARİHİ : 28/03/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle: Davalı takip alacaklısı ..., dosya borçlusu dava dışı 3. kişi ... ’ün borcu nedeniyle ( Kambiyo senetlerine mahsus takip ) müvekkil ... ‘ne 30.11.2022 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini iddia edilerek 3. Haciz ihbarnamesi gönderdiğini, takip alacaklısı tarafından, müvekkil şirketin ...'e borçlu olduğu varsayımı ile 13.04.2023 tebliğ tarihli 3.haciz ihbarnamesinin taraflarına gönderildiğini, müvekkilin takip dayanağı senetlerdeki ciro zincirinde imzası olmadığı gibi takip borçlusu ...'e de herhangi bir borcu olmadığını, incelenen kayıtlarda davacı şirketin borçlu değil dava dışı 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhine ... 26. İcra Müdürlüğü'nün 2013/2309 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, takibe konu bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmadığı hakkında icra mahkemesine itirazda bulunulmuş ise de, itirazın süre yönünden reddedildiğini belirterek, takibe konu bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/12 KARAR NO:2024/65 DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:05/01/2023 KARAR TARİHİ:24/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, yönetim kurulunda bulunduğu dava dışı ......
Bu halde, davalı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapılmış olmasına ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağının bono olmasına göre ticari dava niteliğinde olan uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/09/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat -menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine konu senetteki imzanın sahteliği ididiasına dayalı borçlu olunmadığının tespiti ile tahsil edilen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının borçlu olduğunun anlaşıldığı ve davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatılan davacı, takibin dayanağını oluşturan senetteki imzanın sahte olduğunu ileri sürerek menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur....
Mahkemece davacının esasen ödeme emrinde yer alan faiz oranı ve miktarına itiraz ettiği, takip bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü takip olduğu için borçlunun faize itirazlarını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde şikayet yoluyla ileri sürmesi gerektiği, davacı-borçlu takipten 18/04/2003 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürdüğüne ve yasal süre içinde borca ve faize itiraz etmediğine göre iş bu davaya konu faiz oranı ve miktarının kesinleştiğini, alacaklının kötüniyetle takip yaptığına dair delil de sunulmadığı gerekçeleri ile hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....