Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı T1 ise davacının araç alım satımından kaynaklı bedeli ödemediği için hakkında icra takibi yapıldığını vekili aracılığıyla beyan etmiştir. Dava menfi tespit davası olup, davanın özelliği gereği alacaklı olduğunu ispat yükü davalı alacaklıdadır. O halde takip nedeni, araç satışından doğan alacak olması nedeniyle gerçekten böyle bir satış ilişkisi olup olmadığının tarafların beyanları ve dosyaya yansıyan diğer deliller kapsamında ele alınması gerekmektedir. Davalı alacaklı T1 vekilinin 08.04.2016 tarihinde sunduğu dilekçeye göre araç satışının davacının teyzesinin oğlu olan Mustafa Yiğit ve eşi Ümmühan Yiğit’e yapıldığı anlaşılmaktadır....

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkillerince davalıdan araç kiralanması nedeniyle teminat olarak verilen senedin kiralama bedelinin ödenmesine ve araçla yapılan kaza sonucu oluşan zararın da karşılanmasının teklif edilmesine rağmen senet bedelinin tamamı üzerinden takibe konulduğunu bildirerek senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların iddialarını yazılı belge ile ispatlamaları gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre, dava konusu bonoda ihdas nedeni bulunmadığı, davalının ceza yargılamasında anılan aracı davacı ...'...

    Davacı dava sırasında bono borcuna karşılık 1.1.2002 tarihli teslim tutanağı ile davalıya ... plakalı aracın teslim edildiğini bildirerek davalı imzalı araç teslim tutanağını dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece davalıdan bu teslim tutanağı ile ilgili beyan ve delilleri sorulmaksızın sadece aracın davacı adına kayıtlı olmadığına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere trafik siciline tescilli araçların harici satışı geçersizdir. Ne varki 1.1.2002 tarihli protokolde harici sözleşmeye konu aracın satışı için davalıya yetki verilip araçta teslim edilmiştir. Bu araç 3.kişiye resmi şekilde satılıp bedeli davalı tarafça tahsil edilmişse, tahsil edilen miktar kadar borç ifa edilmiş sayılır. Bu protokol borcu söndüren nitelikte olduğundan yargılamanın her aşamasında gözetilir. Mahkemece bu konuda inceleme yapılmaksızın eksik incelem ile yazılı şekilde karar verilmesi usul yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      -TL bedel yönünden davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacak belirli ve likit olduğundan asıl alacak olan 15.000,00.-TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (...)" gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin ön sipariş formu olduğunu, Yargıtay kararlarına göre satımı kararlaştırılan araç trafiğe tescilli olmadığından satımına dair sözleşmenin resmi şekilde yapılmasının beklenemeyeceğini, trafiğe kayıtlı olmayan araca ilişkin yapılan sözleşmenin taşınır devrini içerdiğinden şekil şartına tabi olmadığını, davalının, satışın iptali nedeniyle bir çok operasyonel zarara katlanmak zorunda kaldığını, bağlanma parasının iade edilemeyeceğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur....

      (II) Menfi Tespit; Yargıtay HGK'nun 2013/13- 357 E - 2014/59 K sayılı 05/02/2014 tarihli emsal nitelikte kararının incelenmesinde; Samandağ AHM'nin harici araç satışı nedeniyle davalı tarafından davacıdan alının senetten dolayı açılan menfi tespit davacının kabulüne ilişkin kararının davalının temyizi üzerine Yargıtay 13 HD'nin 2009/10920 E - 2010/3673 K sayılı 23/03/2010 tarihli kararıyla bozulmuştur. Özel Daire bozma kararında özetle; "mahkemeninde kabulünde olduğu üzere araç harici satış suretiyle davalıya satıldığı için bu itibarla satış sözleşmesi geçersiz olduğundan davacının aldığı satış bedelini iade mükellefiyeti bulunmaktadır....

      Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 18.05.2006 gün ve 945-250 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici satış sözleşmesine dayalı alacak ve menfi tespit istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 5.500 TL bedel karşılığında davalı ile harici araç satımı sözleşmesi yaparak ...plakalı aracı satın aldığını, vergi borçları nedeniyle aracın trafikten men edilerek müvekkilinin elinden alındığını, aracın asıl kayıt malikinin de davalı olmadığını beyan ederek, araç satış bedeli olan 5.500 TL, işlemiş faiz 1.017 TL, ihtarname ve evrak masrafı 46 TL olmak üzere toplam 6.563 TL'lik alacak için yapılan takibe davalının itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, aracı 5.500 TL bedelle davalıya sattığını kabul ederek, davalının aracı 8 ay kullandığını, kullanım bedelinin davacıdan tahsilini isteyerek davanın reddini savunmuştur....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacı, düzenlenen 4 ayrı bononun araç alım satımı için verildiğini, bonoların altındaki imzanın kendisine ait olmasına rağmen diğer metinlerin başkası tarafından doldurulduğunu, iradesinin sakata uğratıldığını, kendisine araç verilmediği gibi bonoların da iade olunmadığını belirterek menfi tespit davası açmıştır. Davalı ise; söz konusu bonoların araç alım satımı için verilmediğini, bononun illetten mücerret olduğunu, alacaklarına karşılık verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir....

          Davacı vekilinin cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesini özetle; davalı tarafından menfi tespit davasının zorunluk arabuluculuk kurumuna tabi olduğunu iddia etmişse de Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere menfi tespit davalarının konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davasının hizmet ettiği amaç olumsuz tespit hükmü kurmaktır....

            Davacı vekilinin cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesini özetle; davalı tarafından menfi tespit davasının zorunluk arabuluculuk kurumuna tabi olduğunu iddia etmişse de Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere menfi tespit davalarının konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davasının hizmet ettiği amaç olumsuz tespit hükmü kurmaktır....

              UYAP Entegrasyonu