Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan her ne kadar davacı-borçlunun yasal sürede itirazı üzerine aleyhinde başlatılan dava konusu ilamsız icra takibi durmuş ise de işbu menfi tespit davasının açıldığı tarihte davacı borçlu aleyhine itirazın iptali davası açılmış olmadığından, hakkında takip başlatılan borçlu davacının takip konusu borcunun bulunmadığını kanıtlamak için İİK'nın 72/2 Maddesinde düzenlenen işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Nitekim ilk derece mahkemesince bu husus gerekçeli kararda değerlendirilmiştir. Uyuşmazlık, davaya ve takibe konu olan genel kredi sözleşmesinin TBK. 583 ve 584.maddeleri gereğince geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava ve takip dayanağı 04/02/2015 tarihli genel kredi sözleşmesine davacı tarafından dava dışı Cemalettin Şar'a kefil olma konusunda açık yetki veren Kadıköy 23....

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacının icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK'nın 72/3. maddesi hükmü uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Konya 4. İcra Müdürlüğü''nün .......

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ile Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesine esas olmak üzere kredi teminine ilişkin akdedilen ön sözleşmeye istinaden verilen ve sözleşmenin feshi sebebi ile karşılıksız kalan 5 adet çekten dolayı müvekkilinin davalıya 143.001 TL borçlu olmadığının tespitine, bu çeklerden ödenen 2 çek bedeli olan 49.400 TL’nin istirdatına, diğer 3 çekin davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini, peşinatın irad kaydedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul 14....

        Dava, genel kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinin iptali istemidir. Borcu bulunmayan kişilerce bir hak veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan dava, menfi tespit davasıdır. Borçlu bu davayı, alacaklı tarafından bir icra takibi başlatılmadan önce açabildiği gibi, takip sonrasında da açabilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. ...ü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır....

            Esas sayılı dosyası ile hali hazırda aynı konuya ilişkin menfi tespit davası bulunduğunu ve bu davanın 26/03/2016 tarihli ve 20/03/2015 tarihli sözleşmelerde müteselsif kefaleti geçerli olmadığından davacının aracı sattığı tarih olan 08/05/2015 tarihinden itibaren borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davası olduğu, açılan iş bu davanın 26/03/2014 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde ki müteselsil kefaletinin geçerli olmadığından davacının aracı sattığı tarih olan 08/05/2015 tarihinden itibaren borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davası olduğu, yani birkaç kelime ile değişiklik yapıldığını, içeriğin ve dava konularının aynı olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine ilişkin 10/05/2016 tarihinde kefalete ilişkin ek protokoller imzalandığını, davacının bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, Kredi Sözleşmesinin Beyoğlu 48....

              Davacı, davalılar T5 ve T6 Ltd. Şti.'nin dava dışı asıl borçlu HSB Ebrar İnş...Ltd. Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 29/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil oldukları, davalılar T5 ve T6 Ltd. Şti.'nin kefalete istinaden kredi borcunu ödediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı yan iş bu davada, genel kredi sözleşmesinde yer alan kefaletinin yasanın aradığı şekil koşullarına uygun olmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, bu nedenle kredi borcunu ödeyen davalı kefillerin kendisine kefilin kefile rücu hakkı çerçevesinde başvuramayacağını iddia etmektedir. Davalı banka da davada davalı olarak gösterilmiştir. İş bu davada görevli mahkemenin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu ödeyen kefilin kefile rücu kapsamında tespit edilmesi gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 4/1- f maddesi uyarınca genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır....

              CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 750.000,00 TL genel kredi sözleşmesi 750.000,00 TL kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında 1.500.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, icra takibine konu edilen senedin kredi borcuna mahsuben davalı bankaya temlik cirosu ile teslim edildiğini, iddiaya konu 710.000,00 TL'lik ödemenin genel kredi sözleşmesi ve kredi çerçeve sözleşmesinden kaynaklandığını, bonoya veya takip dosyasına yapılmış bir ödeme bulunmadığını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmolunmasını istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

                UYAP Entegrasyonu