WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının murisinin davalı bankadan kullandığı bireysel tüketici kredisi kapsamında ödenmeyen kredi bedelinin mirasçılardan tahsili için başlatılan takipten kaynaklı boçlu olunmadığının tespiti ve ödenen miktarın istirdatı talebine ilişkindir. Her ne kadar mirasçılar murisin borçlarından halefiyet ilkesi gereği sorumlu iselerde bu sorumluluğun mirasın reddi halinde ortadan kalkacağı ve davacı mirasçıların Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1009 Esas, 2016/219 Karar sayılı kesinleşmiş mirasın hükmen reddi ilamı karşısında murisin boçlarından sorumlu tutulamayacakları anlaşılmakla davanın kabulüne, takip tarihi itibariyle alınmış bir mirasın reddi kararı bulunmadığından takibin başlangıç anı itibariyle takibin haksız ve kötü niyetli olmadığı gözetilerek tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davalının istinaf talebinde haklı değildir....

Maddesi uyarınca usulüne uygun bir şekilde tebligat yapıldığını,, davacının yasal süre içerisinde icra takibine karşı itirazda bulunmadığını ve takibin 20.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, mirasın reddine ilişkin kararın borca itiraz niteliğinde olduğunu, yasal süre içerisinde bildirilmesi gerektiğini, davacı tarafça mirasın reddi talebi ile ikame edilmiş olan davanın karar tarihinin 22.08.2017 olup, ödeme emrinin davacı tarafa tebliğ edildiği tarihte, davacının elinde mirası reddettiğine dair karar bulunmasına rağmen, yasal süre içerisinde borca itiraz edilmediğini, konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.11.2014 Tarih, 2013/12- 2240 E. ve 2014/929 K. Sayılı kararının bulunduğunu, ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından da anlaşılacağı gibi, mirasın reddinin İİK'nun 169. Maddesi kapsamında bir borca itiraz niteliğinde olup, aynı kanunun 168/5....

Bölge adliye mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıların murisine ait kredi kartı borcunun kendilerine intikal etmesi üzerine başvurulan menfi tespit talebinden kaynaklandığı, murisin 22/09/2014 tarihinde vefat ettiği, bunun üzerine davacılar tarafından İzmir 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden mirasın reddine dair karar alındığı ve kararın 25/12/2014 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, davalı alacaklı banka tarafından mirasın reddi kararı kesinleştikten sonra İzmir 2....

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 21.01.2021 tarihinde mirasın reddi davası açıldığı, 25.01.2021 tarihinde mirasın reddine dair karar alındığı, kararın 22.02.2021 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, işbu menfi tespit davasının 05.05.2022 tarihinde açıldığı, davacı tarafından mirasın reddi kararının 07.01.2022 tarihinde icra dosyasına sunulduğu, arabuluculuk görüşmesinin 08.02.2022- 11.02.2022 tarihleri arasında yapıldığı, mirasın reddine dair kararın davalı bankaya bildirildiği tarih itibariyle davalı bankanın icra takibinde bulunmakta haksız sayılamayacağı, fakat bu dava açıldığı tarihte artık kesinleşmiş bir mirasın reddi kararının bulunduğu ve davalının bu durumdan haberdar olduğu, iş bu dava öncesinde mirasın reddi kararının verildiği, bu itibarla davalının cevap dilekçesini sunduğu süre zarfında durumdan haberdar olduğu halde davalının davacı yönünden takipten feragat etmediği, takibe devam ettiği, iş bu davayı da kabul etmediği, davalının dava açılmasına bu nedenlerle sebebiyet verdiği...

    Davalı vekili cevabında, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden davacıya kredi kullandırıldığını, davacının kredi taksitlerinin ödeme planına uygun ödenmediğini, hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, yapılan icra takibinin itirazsız kesinleştiğini ve takipten sonra davacının 52.440,00 TL ödeme yaptığını, davacının halen müvekkiline borcu bulunduğunu, davaya konu senedin teminat amaçlı verilmeyip, kredi borcunun ödenmesine yönelik olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi İstemin banka kredi sözleşmesine dayanan ihtiyati hacze itiraz niteliğinde bulunmasına ve menfi tespit ya da itirazın iptali davası açılmamış olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Karar sayılı dava dosyası HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kredi sözleşmesine ve mirasın reddi hukuksal sebebine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının murisinin vefatından önce kredi çektiğini, kredi borcu nedeniyle davacı hakkında Mersin 7. İcra Dairesi'nin 2019/... icra takibi başlatıldığını, ancak mirası süresi içerisinde reddidildiğini icra takibinin haksız olduğunu iddia ederek bu takip dosyasından dolayı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı ise davacının ihtarnameye itiraz etmeyerek hakkında takip açılmasına sebebiyet verdiğini, davacının takibi iptal ettirmesinin hukuken mümkün olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının Feke Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/......

          Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/226 Esas - 2022/314 TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ T.C. ... ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ K A R A R ESAS NO : 2022/226 KARAR NO : 2022/314 BAŞKAN :... KATİP :... DAVACI :... DAVALI :... DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 28/03/2022 KARAR TARİHİ : 08/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022 DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhinde 24/06/2013 tarihli kredi sözleşmesine istinaden 1.612.575,35 TL'nin tahsili amacıyla ... 9. İcra Müdürlüğünün 2014/14567 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe dayanak kredi sözleşmesinin müvekkili yönünden geçersiz olduğunu, davalı banka ile dava dışı borçlu ...Asansör Taah. İnş. Otom. Gıda San. ve Tic. Ltd....

              Mahkemece, davacının 19.03.2007 tarihli ortaklar kurulu kararı ve hisse devri ile şirket ortaklığından ayrıldığı, kararın 22.03.2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davaya konu teşkil eden genel kredi sözleşmesinin ise 28.03.2007 tarihinde imzalandığı, dolayısıyla davacının şirket ortaklığından resmen ayrıldıktan sonra genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefilin kefaletten kurtulma imkanı veren haklardan feragat ettiği, kefalet sözleşmesinin niteliği gereği iş bu kredi sözleşmesine kefil olması için şirket ortağı olması gerekmediği gibi, sözleşmenin imzalandığı tarihte şirket ortağı olmamakla birlikte bir an için aksi düşünülse dahi şirket ortaklığından ayrılmasının kefalet ilişkisini de sona erdirmeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu