Davalı ... vekili, ... tarafından ... ve müteveffa ... 'a genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine takibe geçildiğini, müvekkil şirketin alacağı ...'den temlik aldığını, davanın murisin vefatından sonra 3 ay içinde açılması gerektiğini, davanın süresinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Feri müdahil ..., ..., ... ... ve ... ile ... ve müteveffa ... arasında kurulan kredi ilişkisi kapsamında, bu firma lehine çeşitli kurumlara teminat mektubu verildiğini, ...'ın tüm genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu olarak imzaladığını, ...'ın vefat ettiği tespit edilmeden başlatılan takipler olduğunu, bu davada yargılama sonunda verilecek kararın müvekkili bankayı doğrudan etkileyeceğini belirterek davalı taraf yanında feri müdahale talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Dava, TMK'nın 605/2. maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir....
ın 19.09.2007 tarihli ve 22.06.2007 tarihli kredi sözleşmeleri nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz etmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 28.09.2022 tarihli, 2021/4626 E., 2022/6431 K. sayılı kararı ile; " Dava, davalı banka ile dava dışı borçlu arasında akdedilen iki adet kredi sözleşmesinde, müteveffa Ali Kılıç’ın kefalet iradesinin ve imzasının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu 25.06.2007 ve 17.09.2007 tarihli genel kredi sözleşmelerini, davacı müteveffa Ali Kılıç’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar açılmış bir reddi miras davasının mevcut olduğundan bahisle hukuki ilişkinin bulunmadığını iddia etse de takip tarihinde ve takip devam ederken Rıfat Çetin' in mirasçısı olup borçlunun aktif ve pasifinde hak sahibi olduğunu, mirasın reddinin takipten ve bu davanın açılmasından çok sonra gerçekleştiğini, takip açılmasından sonra 2021 yılına kadar icra dosyasına sunulan bir mirasın reddi kararının olmayıp, takibe devam edilmesinin davalı bankanın yasal hakkı olduğu gibi, davacının da hukuken 19.01.2021 tarihine kadar mirasçı olduğunun gerçek olduğunu, 19.01.2021 tarihli mirasın reddi kararının tarafına tebliğ edilmediğini, bankanın takip yapmakta ve alacağını talep etmekte haklı olup, takibi mirasçılara yöneltmekte yasal hakkı olduğunu, davalı bankanın dava açılmasına sebebiyet vermediği gibi menfi tespit davası açıldığı tarihte geçerli bir mirasın reddi kararı olmadığı halde, sonradan...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/236 Esas KARAR NO : 2021/525 Karar DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 31/03/2021 KARAR TARİHİ : 22/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı yan tarafından müteveffa ------- mirasçıları sıfatı ile davacılar aleyhine---- Dairesi'nden--- Numaralı dosyası ile ticari kredi kartına istinaden ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Müteveffa -- tarihinde vefat etmiş olup, müvekkiller tarafından --- olarak T.C....
Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2015/631 esaslı itirazın iptali davasında verilen kararara karşı istinaf ve temyiz başvurularının reddedilerek kararın onandığı, davacı dava sebebini kredi sözleşmesinde imza dışındaki yazıların kendisine ait olmaması olarak açıklamış ve bu durumu itirazın iptali yargılaması sırasında öğrendiğini iddia etmiş, menfi tespit davasına konu sözleşmenin dayandığı icra takibine itirazın iptali davası görülmüş olmakla aynı alacak için borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı, genel hükümlere göre yürütülen itirazın iptali davasında menfi tespit davasında ileri süreceği hususları ileri sürmesi mümkün olduğu, davacının itirazın iptali davasında ileri sürülmesi mümkün olan bir sebebe dayanarak menfi tespit davası açmasının usulen mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Şti. ile davacı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı ...’ın ve müteveffa ...’ın bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmediğini, kefillerden ...’ın vefat ettiğinin öğrenildiği ve geride mirasçı olarak ..., ... ve ...’ın kaldığının tespit edildiğini, hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı ... aleyhine davacıya ipotekli taşınmaz ile ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ayrıca asıl borçlu ve ...’dan bakiye alacak tutarı kadar, kefil müteveffa ...’ın mirasçıları olan ..., ... ve ...’dan ise tüm alacaklar için başlatılan takibe davalılar tarafından mirasın reddine ilişkin dava açıldığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, mirasçılardan ... aynı zamanda genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, mirasın hükmen reddi talebine ilişkin dava tefrik edilmiş, menfi tespit talebine ilişkin davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, murisleri tarafından kullanılan tüketici kredisinin taksitlerinin ödenmemesi üzerine başaltılan icra takibinden kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile mirasın hükmen reddi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Her ne kadar mahkemece, mirasın hükmen reddi talebine dair dava tefrik edilerek menfi tespit davası ile ilgili hüküm kurulmuş ise de tefrik edilen davada verilecek kararın menfi tespit davasında verilecek hükmü etkileyeceği açıktır. 6100 sayılı HMK'nun 165/1. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmüne yer verilmiştir....
Davacı tarafından 17.07.2012 tarihinde genel kredi sözleşmesine 24.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olunduğu, davalı banka tarafından keşide edilen Beşiktaş ... Noterliğince düzenlenen 28.06.2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamenin davacı hakkında da keşide edildiği, Konya ... İcra Dairesinin ......
Bu yön göz ardı edilerek yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-birleşen dosyada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; menfi tespit davasının davalısı çektiği kat ihtarnamesi ile talepte bulunmuş, bu ihtara karşı ... vekili cevabi ihtarıyla müvekkilinin ... Bankası ile imzalanmış bir genel kredi sözleşmesine kefil olmadığını bildirmiş, buna rağmen Yapı ve Kredi Bankasının taraf olduğu genel kredi sözleşmesine dayanarak davacı hakkında icra takibinde bulunulmuştur. Bu durumda menfi tespit davasının kabulü hâlinde, İİK’nun 72’nci maddesinin 5’inci fıkrasına göre, takip alacaklısı bankanın takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile bu istemin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, banka kredi sözleşmesine dayanan rücuen alacak nedeniyle yapılan takibe karşı açılan menfi tespit isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....