Dosya İncelendiğinde ; açılan davanın bir nevi borcu olmadığın tespitine dayanan menfi tespit davası olduğu görülmekle birlikte , yapılan incelemelerde davacının dava dışı ... hakkında ...'nun davalı bankadan kredi temini için dava dışı üçüncü kişiye kefalet sağlamak amacıyla, yani bir nevi teminat göstermek için kendisine ait gayri menkul üzerinde ipotek vermiş olduğu, ancak dava dışı üçüncü kişinin davalı bankadan birden fazla kredi kullandığı ve bu nedenle davacının sadece dava dışı ...'nun talep etmiş ve almış kullanmış olduğu kredi sözleşmesine istinaden dava konusu ipoteği verdiği ve söz konusu kredinin ödendiğini iddia ederek artık lehine verdiği ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği, buna karşın davalının verilen kredi borcunun revize edildiği, aynı zamanda verilen ipoteğin bağımsız olarak verildiği, bu nedenle dava dışı ...'nun borcu nedeniyle ipoteğin devam etmesi gerektiği savunması görülmüştür....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle mirasın reddi davasının maktu harca tabi olduğunu, gerekçeli kararın 2.maddesinde, davacılar tarafından yatırılan 681,75 TL peşin harçtan alınması gerekli 31,40 TL’nin mahsubu ile arta kalan 650,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara verilmesine karar verildiğini, ancak mirasın hükmen reddi davasının maktu harca tabi olduğundan, hükümle birlikte nispi harcın müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu hususta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2009/8124 E. ve 2009/13343 K. Sayılı 06.07.2009 tarihli kararı da bu iddiamızı destekler şekilde ihdas edildiğini, mirasın hükmen reddi davası - mirasın hükmen reddi davasının tespit davası olması - mirasın hükmen reddi davasının maktu harca tabi olması - hükümle birlikte nispi harcın tahsiline karar verilemeyeceğini, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/134 E. ve 2017/203 K....
Bilirkişi raporuna göre asıl borçlu Zekai Yılmaz 20/11/2013 tarihinden itibaren kredi kullanmış, bu krediler tekrar yapılandırılmış ve hesap kat edilerek sonuçta icra takibine girişilmiştir. Davalının sorumlu olduğu kredi sözleşmesinin hangisi olduğu takip talebinde açık olarak miktarı ile birlikte belirtilmemiştir. Bunun yanında icra dosyası ve dayanağı genel kredi sözleşmeleri incelendiğinde davacı kefilden hangi kredi sözleşmesine yönelik talepte bulunulduğunun net olarak anlaşılamadığı görülmüş bu haliyle alınan bilirkişi raporu ile hüküm kurmanın mümkün olmadığı anlaşılmıştır....
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK'nun 72. maddesinde, bu davaların genel mahkemede görüleceği hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece somut olayın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 15.07.2009 No :289-377 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı...’in davalı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, bu sözleşmeden doğan borcun ödendiğini, ancak daha sonra... ile davalı banka arasında imzalanan Taşıt Kredisi Sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takiple müvekkilinin de sorumlu tutulduğunu, oysa müvekkilinin kefaletinin sadece Genel Kredi Sözleşmesine ilişkin olduğunu belirterek, müvekkilinin Taşıt Kredisinin ödenmemesinden dolayı başlatılan takibe konu borçtan dolayı sorumlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalı banka tarafından davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi sebebiyle menfi tespit istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 ... maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacının kefil sıfatıyla imzaladığı 20.11.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi sebebiyle borçlu olduğunu iddia etmiş ise de davacı yan dava dilekçesiyle, İstanbul 25....
Dava, banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklı asıl borçlunun yasal mirasçısı sıfatıyla davacı hakkında başlatılmış icra takibinden sonra davacının mirasın gerçek reddi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile dava devam ederken yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takipleri yaptığını, alacağın müteselsil kefalet hükümlerine dayandırıldığını ancak müvekkilinin kefalet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ederek, borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kefaletinin genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ve kullandırılacak kredilere ilişkin olup, mahkemenin görevli olmadığını savunarak davanın reddi ile davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir....
in kefil sıfatıyla imzası bulunan 13.05.2014, 29.04.2016, 05.12.2016 ve 25.04.2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılmış olan krediler sebebiyle borçlu olmaya devam edeceği ancak kefaleti olmayan 20.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediler sebebiyle sorumlu olmayacağı, davacı ... ...'...
Davalı vekili cevabında, davacının kefil olduğu 21.11.1996 tarihli ve 87 nolu Tarımsal Kredi Genel sözleşmesine istinaden 1999 yılında dava dışı ...'a kredi kullandırıldığını, davacının sözkonusu kredi borcundan sorumlu olup, alacaklarını tahsil için icra takibine girişildiğini, davacının takibe itiraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı banka tarafından dava dışı ...'a 28.11.1996 tarih ve 87 nolu tarımsal kredi genel sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığı ve bu kredi sözleşmesine davacının kefil olduğu, sözkonusu kredi borçlarının ödenerek bu kredi hesabının kapatıldığı, 1999 yılında kullandırılan kredinin1996 yılından kullandırılan krediden farklı bir kredi olduğu, 2. krediden haberi ve katılımı olmayan davacı kefilin 1999 tarihli krediden sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....