WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dosyası üzerinden açmış oldukları menfi tespit davasının derdest olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; aynı konuda, aynı sıfatlı mahkemede, aynı taraflar arasında, iş bu davadan önce, ...4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dava dosyasıyla menfi tespit davası açılmış olduğu, davacının ileri sürdüğü iddialarını, açılan bu menfi tespit davasında savunma olarak ileri sürme olanağı bulunduğu, menfi tespit davası varken, ilamsız icra takibine geçerek itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davalı tarafından, 23/06/2014 tarihinde, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 esas sayılı dosyası üzerinden, davacı idare aleyhine menfi tespit davası açılmış, 30/12/2015 gün, 2015/434 karar sayılı ilamla; davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmekle henüz kesinleşmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının murafaalı olarak yapılmasına HUMK'nin 438. ve İİK'nin 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oy birliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı menfi tespit ilamının ferileri yönünden ilam kesinleşmeden takip yapılamayacağı iddiası ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; dayanak ilamda menfi tespit davasının reddine karar verildiği, menfi tespit davalarının reddi durumunda, ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren feri niteliğindeki...

      Ancak davacının dava dilekçesine göre dava, teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Öte yandan İİK’nun 71’inci maddesinde kanun koyucu tarafından düzenlenen konu menfi tespit davası da değildir. İİK’nun 71’inci maddesinin konusu, bu maddenin başlığında da açıkça yazıldığı gibi “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”dir. Menfi tespit davası ile icra takibinin talik veya iptali istemlerinin birbirinden farklı konular olduğu ise izahtan varestedir. Bunun yanında daha önce icra takibinin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle de İİK’nun 71’inci maddesi anlamında bir istemde bulunulmasına ve icra mahkemesi tarafından iptaline karar verilen bir takibin, yeniden iptaline karar verilmesinin nasıl mümkün olacağı da mahkeme kararında açıklanmamıştır....

        Alacak davasının hukuki niteliği de dikkate alındığında, bu davada alacağın varlığı veya yokluğu ile davalının davacıya karşı sorumlu olup olmadığına ilişkin bir tespit de yer alacağından, ayrıca davalının, alacak davasında genel hükümlere göre savunma sebeplerini ileri sürebileceği, savunma olarak ileri sürülebilecek olmasına göre ayrı bir tespit davasına konu edilemeyecektir. Buna göre alacak davası açılmasından sonra borçlu tarafından "menfi tespit" davası açılamayacağı, çünkü menfi tespit davası açmasında bu davanın davacısının hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrin gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, eldeki davanın davalısı tarafından eldeki davanın davacısına aynı borç ilişkisi çerçevesinde daha önceden açılmış bir menfi tespit davasının mevcudiyeti sözkonusudur. Bahsi geçen bu menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesi davanın reddine dair hüküm vermiş ve bu hüküm kesinleşmiştir....

          Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 29. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

            HUKUK DAİRESİ YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali, birleşen menfi tespit ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl itirazın iptali ve birleşen alacak davasının reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan asıl ve birleşen davacı-birleşen davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Temlik eden davacı vekili asıl davada, davalı borçluların genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandığını, borçlarını ödememeleri üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek icra takibi başlattıklarını, davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

              Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir," hükmü düzenlenmiştir. 05/04/2023 tarih, 32154 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7445 sayılı Kanunun 31.maddesi ile 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması 01 Eylül 2023 tarihinden itibaren dava şartıdır....

                İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalarının arabuluculuk davasının ticari davalar açısından yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığını, davalarının menfi tespit davası olup arabuluculuğa tabi olmadığını, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurunun dava şartı olmadığını, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde özetle, menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını, istirdadına karar verilmesi istenilen kısım yönünden tefrik kararı verilerek menfi tespit istenilen çekler yönünden esasa girilmesi gerekir iken davanın tamamen arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istirdadı istenilen çekler ile menfi tespit istenilen çeklerin farklı olduğunu, menfi tespit istenilen çekler yönünden davanın sürüncemede kaldığını ve ihtiyati tedbir kararının da hukuki yararını yitirdiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                AŞ.’nin o davanın davalısı BEDAŞ’a 335.360,41 TL borçlu olduğu saptanmış olup bunun dışındaki 1.417.473,09 TL’den borçlu bulunmadığının tespitine, o davanın davacısının 335.360,41 TL’lik kısma yönelik menfi tespit isteminin reddine karar verildiği kesinleşen dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Kesinleşen önceki davada verilen hüküm borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin 1.417.473,09 TL’lik kısım yönünden taraflar bakımından kesin hüküm oluşturduğundan bu kısım yönünden artık BEDAŞ’ın alacak talebinde bulunamayacağı kuşkusuzdur. Ne var ki önceki davada borç miktarı saptanarak dava kısmen reddedilmiş ise de BEDAŞ yönünden bir tahsil hükmü kurulmamış olduğundan BEDAŞ’ın alacaklı olduğu önceki davada belirlenen miktar yönünden alacak davası açabileceğinin ve taraflar arasında görülüp kesinleşen hükümde belirlenen alacak miktarının bu davada güçlü delil oluşturacağının kabulü gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu