Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararın (2.) bendinde; “Birleştirilmesine karar verilen 2001/1382 sayılı dosyada, davacı- karşı davalı ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının; fahiş faiz ve fer’ilerinden oluşan Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2001/5143 Esas sayılı dosyasında takibe konu 3.023.842.160 TL (3.023.84 YTL) asıl alacak, 577.123.887 TL ( 577.12 YTL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.600.966.047 TL (3.600.96 YTL) davalıya borçlu olmadığının tespitine” denildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2.) bendinde; “Birleştirilmesine karar verilen 2001/1373 sayılı dosyada, davacı- karşı davalı ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının, fahiş faiz ve fer’ilerinden oluşan Adana 10....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vek....

      ın asıl alacak olarak 25.574,39-TL üzerinden %80 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmak ve takip tarihine kadar hesaplanmış faiz ve ferileri ( 8.077,22 TL ) ilave edilmek sureti ile ayrıca dava tarihinden sonra 22/02/2011 tarihinde yapılan 30.000,00-TL tahsilatın infazda gözetilmek sureti ile sorumlu olduğunun tespitine, davacının kötü niyet tazminatına yönelik isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, HUMK'un 74. (HMK'nun 26.) madde hükmü de gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde, davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

        Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davacı ... takip borçlusu olmadığından bu davacı yönünden davanın reddine, davacı şirketin kredi lehdarı diğer davacıların müteselsil kefil oldukları kredi sözleşmesi gereğince kullanılan kredi geri ödemelerinin ödenmemesi üzerine hesabın 15.10.1999 tarihinde kat edildiği ve borçluların 22.10.1999 tarihinde temerrüde düştükleri, temerrüt faiz oranının kredi sözleşmesinin 41. maddesine göre % 165 olarak belirlendiği, bu hükümler uyarınca bilirkişi tarafından belirlenen alacak tutarları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, HUMK'un 74....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, belirsiz alacak ve tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ekonomik sıkıntı yaşaması nedeniyle kendisine ait ...'...

            Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." 6102 sayılı kanun 5/A.maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup, menfi tespit davaları da dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılması gereken davalardan olmuştur....

              Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ...” hükmünü içermektedir. İcra Mahkemeleri, önlerine gelen uyuşmazlığı hızlı ve seri olan takip hukuku kurallarına göre çözümlerken, genel mahkemede görülen menfi tespit davasının sonuçlanmasını bekletici mesele yapamaz ise de genel mahkemenin menfi tespit davasının kabulüne yönelik kesinleşmiş hükmünü HMK 114/1- i maddesi gereğince göz ardı edemez. Davacı tarafça dava dilekçesi açmış olduğu menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Menfi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmez ise de menfi tespit davasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamı icra hukuk mahkemesini bağlar....

              yönünden icra takibi durduğundan ayrıca menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı, gerekçesiyle, birleşen İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi ile açılan davacısı ...'nun davalısı ... 'a yönelik itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, asıl davada davacısı ... davalısı ... olan menfi tespit davasından önce icra takibi itiraz üzerine durdurulmuş olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından dava şartı yokluğundan menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

                Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....

                Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, İİK’nun 89.maddesinde düzenlenen üçüncü şahsa tanınan 15 günlük menfi tespit davası açma süresinin kesin süre olduğunu ve re’sen incelenmesi gerektiğini, kanun koyucunun haciz ihbarnamesine karşı İİK’nun 72.maddesindeki davayı açma yetkisini vermediğini, davacı süresinde İİK’nun 89.maddesine dayalı menfi tespit davası açmadığından kendisinden talep edilen parayı icra veznesine yatırmaya, mecbur olduğunu, davacının icra takip borçluları aleyhine sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabileceği gerekçleri ile davalı ... aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, icra takip borçluları aleyhine bu şekilde menfi tespit davası açılamayacağı, dava tarihinden önce icra veznesine para yatırılmadığı için bu davanın istirdat davası olarak da nitelendirilmeyeceği için bu davalılar bakımından da davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu