Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/36 Esas KARAR NO : 2022/893 DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:14/01/2022 KARAR TARİHİ:08/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ----- Şubesine ait 29.05.2021 keşide tarihli 27.000 TL bedelli -----Seri Numaralı ve-----Şubesine ait 24.04.2021 keşide tarihli 75.000 TL bedelli ----- Seri Numaralı çeklerin hatır çeki olduğunu her hangi bir borca yönelik çek olmadıklarını, davacı şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkilisinin ortak olduklarını, davacı şirketin yetkilisi ile davalı şirketin yetkilisinin arasında işbu ortaklıktan kaynaklı olarak güven ilişkisi kurulmuş, davacı şirket adına olan çekler imzalanarak davalı şirkete kullanması ve vadesi geldiğinde de bedellerini ödemesi için verdiğini, davalı tarafın verilen çekleri ticaret yapmak...

    (Adi Ortaklık Doç. Dr....

      nin adi ortaklıktan kaynaklı, adi ortaklığı oluşturan diğer şirketlere ve üçüncü kişilere karşı olan borç ve yükümlülükleri tasfiye bilançosunda gösterilmediğini bu nedenlerle davalarının kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün .... sicil numarasına kayıtlı ".... Şti" 'nin (... v.d. ... v.k.n) ihyasına, ..... Şti. adi ortaklığının faal hale getirilmesine ve TTK md 547 kapsamında ek tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına, kendilerinin, adi ortaklıktan ve adi ortaklığı oluşturan ihyası istenen ..... Şti'den olan alacaklarının tespitine, yargılama giderleriyle yasal vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Şirketi aleyhine açtığı menfi tesbit davasının da konusunu oluşturduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, öte yandan menfi tesbit davasının açılmasından sonra davacı ile ..... Şirketinin yetkilisi olan ..... arasında imzalanan 01.01.2008 tarihli protokol ile davacının borcunun belirlendiğini ve akabinde davacının bu borcunu ödemesi nedeniyle taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisinin kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ile davacı tarafından adi yazılı belgeler ile yapılan ödemelerin, icra dosyaları nedeni ile yapılan 01.01.2008 tarihli protokolde mahsup edilmediği gibi davacı tarafından açılan menfi tesbit davasına da konu edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davacı ile davalıların ortağı bulundukları dava dışı .......................

          Ayrıca, aynı Kanunun 638. maddesine göre, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, bir ortağın şahsi alacaklıları haklarını ancak, o şerikin tasfiye payı üzerinde kullanabilirler. Ne var ki şirket sözleşmesinde bu kuralın aksi de kararlaştırılabilir. Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklığın para ve malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, ...’nun icra dairesine 06.08.2014 tarihinde gelerek, SGK İstanbul İl Müdürlüğü ile bazı ilçe müdürlüklerinde ... ile adi ortaklıktan kaynaklı alacağı olduğunu, adi ortaklıktaki hisse oranı kadar hacze muvafakat verdiği, alacaklı vekilinin istemi üzerine adı geçen kurumlara haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görülmüştür....

            Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/205 Esas sayılı dosyasıyla görülmüş ve karara çıkmış bir alacak davası nda aynı Mahkemece, adi ortaklığın halen devam ettiğinden bahisle" hukuken devam eden adi ortaklık ilişkisinde alacak talebinde bulunulamayacağı, TBK' nun 639/7 maddesi uyarınca açılacak fesih davası sonucunda şirketin sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi halinde, ortaklığın tasfiyesinin yapılacağı ve ortakların ortaklıktan hak ve alacaklarının bu suretle tespit edilebileceği" gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, adi ortaklıkta ortakların birbirlerinden alacak talebinde bulunmalarının bir nevi adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi anlamına geldiğini, dolayısıyla alacak talebinde bulunan müvekkilin ayrıca bir tasfiye davası açmasına gerek olmadan bahse konu davada hem ortalığın feshi hem de alacak bakımından bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf ettiklerini, fakat aynı zamanda da eldeki dava dosyası ile müvekkilin hak mahrumiyetine uğramasını istemediğimizden tasfiye...

            senedin ciro edilmiş olarak göründüğünü, lastik kaşede isminin yazılı olması nedeniyle müvekkilinin adi ortak olarak görünüp ödeme emrinin tebliğ ettirildiğini, müvekkilinin adi ortaklığının bulunmadığını ve davalıya borcunun olmadığını, müvekkilinin Ödemiş 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklıktan ve miras ilişkisinden doğan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın miras nedeniyle alacak davasının zaman aşımı nedeniyle reddine; adi ortaklıktan kaynaklanan davanın tefrik edilerek başka esasa kaydına yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü temyiz eden davacılar vekili, 20.01.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              de kokoreç dükkanının adi ortaklık olarak işletildiği, ....08.2011 tarihli sözleşme ile davacı- karşı davalının adi ortaklıktan ayrıldığı, ortaklığın diğer ... kişi arasında devam ettiği, sözleşmede markanın kullanım haklarının davacı- karşı davalıya devredildiği veya bu marka hakkının elinde kaldığına ilişkin bir ibare bulunmadığı, "..." isimli tescilsiz markanın devam eden adi ortaklığın mal varlığı içerisinde kaldığı, "..." ibaresinin ...'...

                İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olduğu, davacının imzasını inkar etmediği, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı delil ile ispatı gerektiği, davacı tarafça davalıdan sadır olmuş yazılı delil bildirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu