Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL. olduğu, Ortaklığa ait ticari defter kayıtları ile piyasa rayiçlerine göre tespit edilen net kar tutarların birlikte değerlendirilmesi ile ortaklığın sona erdiği 21.10.2006...tarihi itibariyle ortaklığın öz sermayesinin 895.563,93.-TL. olduğu, Dava konusu adi ortaklığın ticari defterlerindeki ortak ...’nun adi ortaklıktan olan 224.975,00.-TL. tutarındaki alacak kaydının; Kabul edilmesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 335.294.46.-TL. olduğu, Kabul edilmemesi durumunda, davalı ...’nun adi ortaklıktan alacağı hisse payının 447.781,96.-TL. olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada sonuç olarak, borçlu ...'...

    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve ceza davasında alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında adi ortaklık kurulmasına ilişkin yapılan sözleşme kapsamında davalının davacıya euro cinsinden ortaklık payı ödediği, ayrıca borç paralar verdiği, daha sonra ortaklıktan ayrılması üzerine davacının davalıya ödemesi gereken tutarı nakit ve dava konusu takip dayanağı bonolarla ödediği, davacının takip dayanağı bonolardaki imza ve yazıların kendisine ait olmadığı iddiası ile şikayette bulunması üzerine davalının da, davacının iftira attığını belirterek şikayette bulunduğu, savcılık soruşturmasında alınan raporda bonolardaki imzanın davacı eli ürünü olduğu tespit edilerek resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilip, davacı aleyhine iftira suçundan kamu davası açıldığı dolayısıyla bonoların davacı tarafından borcuna karşılık düzenlenip davalıya verildiği, davacının davalıya borçlu olduğu, alınan ve infaz edilen tedbir...

      Davacının dava dilekçesinde davalının cari hesap bakiye alacağı bulunduğunu beyan etmesi ardından bu konuda duruşmada açıklamada bulunarak bu alacağın eser sözleşmesinden kaynaklı olarak davalının da ortağı olduğu yüklenici niteliğindeki adi ortaklıktan kaynaklı alacak olduğu ve bu alacak yönünden iş sahibi olan davacının yüklenici niteliğindeki adi ortaklıktan alacağın tahsili istemi ile ortakların her birini takip borçlusu göstererek icra takibi başlatmış olması yönündeki açıklamaların, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi kapsamında olmayan taraflar arasındaki uyuşmalığın ortaya konması ve sağlıklı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli bir husus olduğu, 6100 sayılı HMK m.31 kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu, bu çerçevede maddi veya hukuki açıdan belirsiz hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırılabileceği, soru sorulabileceği, delil gösterilmesi istenebileceği dikkate alındığında davacının yapmış olduğu açıklamaların iddianın değiştirilmesi veya...

        Davacının dava dilekçesinde davalının cari hesap bakiye alacağı bulunduğunu beyan etmesi ardından bu konuda duruşmada açıklamada bulunarak bu alacağın eser sözleşmesinden kaynaklı olarak davalının da ortağı olduğu yüklenici niteliğindeki adi ortaklıktan kaynaklı alacak olduğu ve bu alacak yönünden iş sahibi olan davacının yüklenici niteliğindeki adi ortaklıktan alacağın tahsili istemi ile ortakların her birini takip borçlusu göstererek icra takibi başlatmış olması yönündeki açıklamaların, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi kapsamında olmayan taraflar arasındaki uyuşmalığın ortaya konması ve sağlıklı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli bir husus olduğu, 6100 sayılı HMK m.31 kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu, bu çerçevede maddi veya hukuki açıdan belirsiz hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırılabileceği, soru sorulabileceği, delil gösterilmesi istenebileceği dikkate alındığında davacının yapmış olduğu açıklamaların iddianın değiştirilmesi veya...

          Bozma sonrası birleşen davada davacı ...; davalı ...’un adi ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiştir....

            Öte yandan uyuşmazlığın temeli davacı ile davalının eşi arasındaki adi ortaklıktan kaynaklanmakta olup, adi ortaklıktan kaynaklanan davalar mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Davacının işbu davada tacir olduğunu iddia ettiği ve davalıya vekalet veren diğer ortağa yönelik bir talebi bulunmadığından, davasını doğrudan tacir olmayan davalıya karşı açtığından uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından , davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Davacı, davalı ile adi ortaklık kurduklarını, ancak, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi, ortaklığı haksız olarak bozduğunu, buna rağmen sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili için aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kararın gerekçe kısmında ortaklığın davalı tarafından bozulduğu ve cezai şarttan sorumlu olduğu belirtilmiş olup, dava menfi tespit davası olmasına rağmen hüküm fıkrasında “davanın kısmen kabulüne ... 6.icra Müdürlüğünün 2003/13143 sayılı takip dosyasında takip konusu yapılan cezai şart fahiş olup, B.K 161/3 maddesi uyarınca Hakimliğimizce takdiren ¾ oranında indirim yapılarak 5000,00 YTL nin takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilecek şekilde itirazın iptaline, takibin bu şekilde devamına, bakiyeye yönelik itirazın iptali talebinin reddine” denilmiştir....

              Adi ortaklıktan haklı sebeple ihraç konusunda TBK da özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu yönden bir kanun boşluğu mevcut olmadığından,6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesinde yer alan kollektif şirketlerde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı değerelendirilmiştir. TBK 520. maddede düzenlendiği üzere,adi ortaklığın bütün ortakların katılımı ile kurulduğu,müşterek amaç etrafında toplanıldığı ve bu amaç için iradelerin birleştiği ve hukuki sonucun bu şekilde doğduğu, kararların bütün şeriklerin ittifakı ile alınacağına ilişkin düzenleme de dikkate alındığında ;TBK 633. maddede sayılan hususlar dışında , ortaklıktan çıkarma hususunun adi ortaklık açısından mümkün olmadığı ,koşulları varsa adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenebileceği sonucunu doğurmaktadır. Bu sebeplerle ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından ,davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.12.2012 gün ve 1613-1371 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir.... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/339 Esas, 2011/393 Karar sayılı iş bölümü itirazının kabulüne dair kararını temyizen inceleyen Yargıtay Yüksek 7. Hukuk Dairesi'nin 02.11.2012 gün 2012/2281 Esas 2012/7472 Karar sayılı ilâmında da uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklandığı benimsenmiştir. Uyuşmazlığın belirlenen bu niteliğine göre adi ortaklıktan kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Dairemize ait olmayıp Yüksek 3. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığından dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi ise; "...adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortak ilişkisinin feshinin tespiti ve anılan ortaklıktan kaynaklı alacağın tahsili istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesinde; "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklıkta TTK'da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu