geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilançonun düzenleneceği belirtilmesine rağmen bunun usulünce yapılmadığı, birleşen davalarda davacının motorlu taşıtlar vergisi, vergi borçları ve yine işçilik alacaklarından kaynaklı ödemeleri icra takiplerine konu yaptığı da dikkate alındığında, birleşen davalarla ilgili adi ortalıklığa ait aktif ve pasiflerin net olarak belirlenmesi yönünden bu dosyalar yönünden yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, davalının işçilik alacağına yönelik itirazları açısından dava dışı İsmail Yenilmez adlı şahsın 2007 yılında kurulup 17/03/2008 tarihinde sona eren adi ortaklık ilişkisinden önce de davacı bünyesinde çalıştığı ve bu nedenle kendisinin adi ortaklıktan kaynaklı tüm işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, zira dava dışı bu kişinin adi ortaklık ilişkisi süresince toplam 11 aylık bir süre adi ortaklık bünyesinde de çalıştığı yönündeki itirazlarının bilirkişi raporlarında değerlendirilmediği,...
E sayılı dosyada yapılan icra takibin müvekkilinin de davacı gibi borçlu sıfatı ile yer aldığını, dolayısı ile icra dosyasında borçlu olan kişinin icra dosyasına karşı açılan menfi tespit davasında davalı olarak yer alması hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı taraf ortaklık tesisi aşamasında aralarında adi bir sözleşme akdetmiş olduğunu, işbu sözleşme gereği müvekkilinin ortaklığa 95.000 TL para koyduğu ve sözleşmenin 9. maddesinde hüküm altına alındığı üzere davalı müvekkilinin 08.07.2021 tarihinden sonraki tarihlerde ortaklıktan ayrılması halinde işleme konulacağı şeklinde olup, davacı taraf 17.01.2022 tarihinde sözlü olarak müvekkili ortaklıktan çıkarmış resmi olarak da Beyoğlu ......
Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paraların adi ortaklıktan kaynaklı gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı savunmasını ispat ile yükümlü olmayacaktır. Bu itibarla, mahkemece havale yoluyla davalıya gönderilen meblağın adi ortaklıktan kaynaklı yapıldığı ispatlanamadığından, davanın reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi. ..........
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/668 Esas KARAR NO:2022/35 DAVA: Menfi Tespit DAVA TARİHİ:14/10/2021 KARAR TARİHİ:17/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2015 tarihinde kurulan... ... Şirketinin kurucularından olan müvekkilinin, arada yaşanan anlaşmazlıklar nedeni ile 02.01.2017 tarihinde şirketin diğer ortağı olan ...'a hukuka uygun bir biçimde hissesini devrederek ortaklıktan ayrılmış olduğunu, ...... ve Limited Şirketi ile davalı ... ... arasında şirketin işyeri güvenlik hizmetinin sağlanması için sözleşme yapılmış olduğunu, ancak müvekkilinin hisse devrini sağladıktan sonra davalı taraf ile bir daha görüşme sağlamamış olduğunu, müvekkili aleyhine bu sözleşmesel ilişkiden kaynaklı olarak .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, icra takibine konu bononun ortaklıktan ve şirket müdürlüğünden ayrılan davacı şirketin eski müdürü ... tarafından karşılıksız olarak düzenlendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
nün; ortaklıktan çıkma şartı olan, sahanın başarılı olması şartı sağlandığında ortaklıktan çıkacaklarını kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, Bu ... ortağın, kendi aralarında ... ve ...'in ortaklıktan çıkmalarına karşılık olarak ...-TL devir bedeli kararlaştırdıklarını ve söz konusu bedelin de aralarında yapılan özel sözleşme ile imza altına alındığını, geçen tüm ortaklıktan çıkma bedellerinın bizzat ...'ye ödendiğini, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ...'in sözleşmeden kaynaklı yapması gerekli olan edimler gereğince, ilgili ... proje ortaklığından çıkmak adına gerekli işlemleri tamamladığını ancak davalı ... ortaklıktan çıkmaya ilişkin hiçbir işlemde bulunmadığını, aksine bu edimi yerine getirmekten kaçınacak davranışlarda bulunmaya devam ettiğini, bu nedenlerle Taraflarca özel olarak düzenlenmiş olan ... Kar Ortaklığı Sözleşmesi ve Devir Taahhütnamesi ile ... Tarihli Sözleşmesi uyarınca davalı ...'...
İcra Dairesinin 2017/26590 sayılı dosyasına yönelik açtığı menfi tespit davasının dosyasının konusunu davalı şirketin kira alacağı oluşturduğundan işbu davadan 6100 sayılı HMK madde 167'ye göre ayrılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; sözleşmeler,icra takipleri, ödeme kayıtları kapsamında hükme esas bilirkişi raporlarının taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğu, kira alacağından kaynaklanan davanın tefrikinin yerinde, davacı alacağının ve davacının menfi tespit talebine yönelik olmak üzere yapılan hesaplama ve tespitler doğrultusunda verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, karar; taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir ( TBK. 620/1 md.)....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2013 NUMARASI : 2013/314-2013/734 Taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklı kâr payı alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 935.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine 2017/342 Esas sayı ile açılan menfi tespit davası, mahkemenin 25/10/2018 tarihli ve 2018/329 Karar sayılı kararı ile reddedilmiş, davacıların istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2018/2426 Esas 2020/1445 Karar sayılı ilamı ile, davacıların istinaf talebinin reddine dair verilen kararın, davacılar tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesince inceleme aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Bodrum 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davası ile temyize konu asıl ve birleşen davanın aynı iddia nedeniyle verilen senetlere ilişkin olup tarafları, iddia, savunma ve delillerin aynı olduğu gözetildiğinde, Bodrum 1.Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesinin 2017/342 Esas dava dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve bahsi geçen dosya kapsamı ile bu dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir....
Öte yandan dosya arasında bulunan ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/452 Esasa sayılı dosyasının incelenmesinde, eldeki dosyanın davalısı ...’in 7.9.2005 tarihinde ... aleyhine dava açarak aralarındaki adi ortaklığın tasfiyesi ile kâr talebinde bulunduğu, ...’ın ise ...’in sermaye olarak koyduğu malzemeleri dava dışı şahsa satarak ortaklıktan ayrıldığını savunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki ortaklığın devam ettiği kabul edilerek adi ortaklık sözleşmesinin feshine ve kâr payının tahsiline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 1.2.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen mahkemenin dava dosyasında, ...’ın iddiaları kabul edilmeyerek adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmiş olmakla bu husus kesin hüküm halini almış bulunmaktadır....