Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/198 Esas KARAR NO : 2021/853Karar DAVA : Menfi Tespit(tapu iptal ve tescil talebi yönünden 08/04/2016 günlü 13. celse ara kararı ile dosya tefrik edilmiştir.)...

    İtirazın iptali davasında alacağın varlığı veya yokluğuna ilişkin tespit yapılmaktadır. Menfi tespit davasında da davacının talebi borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Dolayısıyla itirazın iptali davasından sonra borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yarar yoktur. Çünkü borçlu itirazın iptali davasında genel hükümlere göre savunma sebeplerini ileri sürebilmektedir. Savunma olarak ileri sürülebilecek hususların ayrı bir tespit davasına konu olması hukuki yarar sebebiyle mümkün değildir. (bkz.19 HD. 08.07.2008 tarih, 2007- 11107/7181) Kaldı ki takibe yapılan itiraz ile icra takibi durmuştur. Takip durduğu için davacının sonradan menfi tespit davası açmasında korunmaya değer güncel bir hukuki yararı yoktur. Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması HMK'nın 114.maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında mahkemece resen araştırılır....

      Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasının bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...Gıda Ltd....

        Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, aynı konu ile ilgili derdest itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.  Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Yasal düzenleme dikkate alındığında, davacı tarafın bu yasal düzenleme kapsamında menfi tespit davası açabilmesi için, hakkında başlatılmış olan icra takibinin durması üzerine davalı kooperatifin itirazın iptali davası açmış olması, bu davayı kazanmış olması, hükmün kesinleşmiş olması, yahut hüküm kesinleşmemiş olsa dahi verilen mahkeme hükmü ile birlikte icra takibinin kesinleşmesi halinde borçlu olmadığının tespitine ilişkin yasanın yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılacak bir dava olması gerektiği anlaşılmaktadır....

            Davalı, yapılan icra takibi itirazla durduğu için, davacıların itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığından menfi tespit davasının reddine, birleştirilen davada ... ve ... aleyhine yaptığı icra takibine haksız olarak itiraz edildiğinden itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, ...’ün açtığı menfi tespit davasının kabulüne, ...’ün açtığı menfi tesbit davasının reddine, ... tarafından açılan itirazın iptali davasında, ... hakkındaki davanın reddine ... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir....

              Madde metninde dikkati çeken bir diğer temel unsur ise “borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan” söz dizisindeki “zorlayan” tabiridir. Kanun koyucunun bu kavramı yerleştirmesindeki temel gaye, haksız takibe maruz kalan borçlunun kendini savunacak (alternatif ve daha pratik) başkaca bir hukuki savunma vasıtasının kalmamış olması şeklinde izah etmek mümkündür. Örneğin elinde takibi sonuçsuz bırakabilecek bir delil ve bulguya sahip olan borçlunun, alacaklıyı ikna etmesi ya da şikayet yoluyla takibi iptal ettirmesi mümkün iken menfi tespit davası açması gibi. Bu hallerde borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur denilemez ise de ortada “zorlayan” kavramı ile izah edilebilecek bir zaruretten bahsedilemeyeceğinden kötü niyet tazminat talebinin makuliyeti tartışmalı olacaktır....

                Çünkü menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar, itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir. Ayrıca itirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir davadır. Davacının "fahiş faiz itirazının borca itiraz olarak ileri sürüldüğü, bu nedenle itirazın iptali davasının görülmesi sırasında da ileri sürülmüş olduğu ancak mahkemece değerlendirilmediği" yönündeki iddiası, itirazın iptali davasının kesinleşmiş olması nedeniyle artık dinlenemez. (YARG. 19.HD. E: 2013/13987 K: 2013/19547 ve ANTALYA BAM 11.HD. E: 2021/959 Esas K: 2021/990, T: 01/06/2021) İtirazın iptali davasında hükümde, işleyecek faizle ilgili bir belirleme yer almıyorsa bu durumda işleyecek faiz, takip talebinde istenen faiz oranı üzerinden işletilir. İcra dosyasının incelenmesinde yapılan en güncel kapak hesabında, borç için ödeme yapılan 3.497,58 tl nin borç miktarından mahsup edildiği ve bakiye borç miktarının belirtildiği anlaşılmıştır....

                Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, itirazın iptali davaları ile menfi tespit davalarına ilişkin yapılan açıklamalar ile silahların eşitliği ilkesi dikkate alındığında alacaklı olduğunu iddia eden tarafından açılacak ticari nitelikteki itirazın iptali veya alacak davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olduğunun kabul edilmesi ve menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olması karşısında açılan menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, dava dilekçesi içeriğinde arabuluculuğa başvurulmadığına yönelik beyan bulunduğu, dava dilekçesi eklerinde ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı, bu hali ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur (Yargıtay 11....

                  Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2015/631 esaslı itirazın iptali davasında verilen kararara karşı istinaf ve temyiz başvurularının reddedilerek kararın onandığı, davacı dava sebebini kredi sözleşmesinde imza dışındaki yazıların kendisine ait olmaması olarak açıklamış ve bu durumu itirazın iptali yargılaması sırasında öğrendiğini iddia etmiş, menfi tespit davasına konu sözleşmenin dayandığı icra takibine itirazın iptali davası görülmüş olmakla aynı alacak için borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı, genel hükümlere göre yürütülen itirazın iptali davasında menfi tespit davasında ileri süreceği hususları ileri sürmesi mümkün olduğu, davacının itirazın iptali davasında ileri sürülmesi mümkün olan bir sebebe dayanarak menfi tespit davası açmasının usulen mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu