Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açabilir; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Do. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr....

    MAHKEME: "Dava itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davasıdır. Aynı konu ile ilgili Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/309E sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunmaktadır. Menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından Yargıtay 19.HD'nin 2015/5790E 2015/14906K sayılı ilamında da belirtildiği gibi her iki davanın talep sonucu da farklı olduğundan derdestlikten söz edilemez ise de itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş" gerekçesi ile; "Davacı tarafça açılan davanın HMK.nun 114/1- h ve HMK.nun 115/2....

    Birleşen davada davacı vekili, davalı kooperatif tarafından 29.06.2013 tarihli genel kurul kararı ile kanuna aykırı olarak her üyeden m² başına 170 TL aidat toplanmasına karar verildiğini ancak dava dışı başka bir üye tarafından açılan iptal davası ile genel kurulun aidata ilişkin gündem maddesinin yok hükmünde olduğunun karara bağlandığını, müvekkilinden fazladan alınan nakit 22.050 TL'nin iadesinin gerektiğini, ayrıca vadesi gelmemiş toplam 12.500 TL değerinde 3 adet senet verildiğini, iptal kararı ile birlikte senet borcunun da sona erdiğini ileri sürerek, müvekkilinin senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile 22.050 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini yükselterek, menfi tespit istemini istirdata dönüştürmüştür....

      Davacı taraf bu süreci beklemeden, icra takibine süresinde yaptığı itirazın hukuka uygun olup olmadığı, diğer bir anlatımla durdurul durdurulmayacağını beklemeden Menfi Tespit davası açmıştır. İtirazı yapan gemi kaptanının böyle bir yetkisinin olup olmadığı yönündeki tartışmanın sonuçlanmasının beklenmesi gerekmektedir. Gemi kaptanının itiraz yetkisinin olmadığı, böylece takibin kesinleştiğine karar verilmesi halinde ancak Menfi Tespit davası açılabilir. Zira davacı taraf zaten icra hukuk mahkemesinin kararı ile icra müdürünün işlemini iptal ettirmiş ve icra takibini durdurmuş durumdadır. Bu nedenle Menfi Tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından davasının reddine karar vermek gerekmiştir. (Emsal; Yargıtay 19.HD.18/06/2007 - 854/6329 vb....

        Uyuşmazlık; davacının borca itirazı ile duran icra takibi için itirazın iptali davası açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olup olmadığı noktasındadır. Hukuki yarar dava şartlarından olup (HMK m.114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gereklidir. Davalı vekilinin duruşmada alınan beyanı ile davalı (alacaklı) tarafından da iş bu menfi tespit davası açıldıktan sonra itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Baki Kuru'ya göre, Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c....

          Mahkemece davacının imzaya itirazı üzerine icra takibinin durduğu cebri icra tehdidi altında bulunmayan davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir yararının olmadığı duran takip üzerine alacaklı itirazın iptali davası açtığı zaman borçlu bu davaya karşı vereceği cevap dilekçesinde borçlu olmadığı savunmasında bulunabileceği, açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki bir yararın olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 72/1.maddesi uyarınca “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir....

            Menfi tespit davası, İcra ve İflâs Kanunu’nun İİK 72. maddesinde düzenlenmiş olup borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır. Borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabul edilebilmesi için ancak maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşması gerekir. Menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir. (Görgün L. Şanal, İcra Hukukunda Menfi Tespit Davası, Ankara 1977, s 62) Somut davada davaya konu çeke dayalı olarak İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davacılar tarafından imzaya itiraz edildiği, İstanbul 24....

              Menfi tespit davası 31.03.2005 tarihli ilam ile kabul edilmiş, tahakkuk ettirilen miktardan abonenin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ancak davalının temyizi üzerine karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 28.03.2006 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece menfi tespit davası husumetten reddedilmiş, bunun üzerine borçlu 13.08.2008 günü menfi tespit davası açmış ve bu dava eldeki itirazın iptali dosyası ile birleştirilmiştir. Buna göre somut olayda; borçlu takibe itiraz ederek takibi durdurmuştur. Bu nedenle borçlunun takip konusu borçla ilgili borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira; alacaklının itirazın iptalini sağlamadan duran takip sebebiyle borçludan hak talep etmesi mümkün değildir....

                Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....

                  K. geçici 11. maddede aranan şartları taşımayan, henüz mahkeme kararı yahut icra takibi kesinleşmemiş bir aşamada davacının ayrıca borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) isteminde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira, kooperatif tarafından üyeye yönelik başlatılan icra takibi durmuş ve itirazın iptali davası açılmış ise, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin geçici 11. maddedeki yasal düzenlemeyi resen nazara alması ve somut uyuşmazlığa uygulaması zorunludur. Öte yandan; mahkemenin vermiş olduğu karar henüz kesinleşmemiş ise, kanun yolları olan istinaf ve temyiz incelemesi sırasında, bu yasal değişiklik ve yeni yasal düzenleme çerçevesinde tarafların hukuki durumunun değerlendirilmesi maksadıyla hükmün bozulmasına karar verileceği ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderileceği açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu