Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından menfi tespit talebi birlikte dava öncesi cebri icra kanalıyla ödenen paranın da istirdatı talep edildiğinden istirdat talebi yönünden davacının arabuluculuya başvuruda bulunması zorunludur. Davacının menfi tespit talebi ile birlikte istirdat talebi de bulunduğundan mahkememizin ... E. Sayılı dosyasından davanın tensiple davacının istirdat talebi yönünden tefrikine karar verilerek yine mahkememizin ... esasına kaydı yapılmıştır. Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizde ... E....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalı borçlular hakkında alacakları için takip yaptıklarını, davalıların bu alacakla ilgili İcra Tetkik Merciinde borca itiraz ettiklerini, ayrıca İİK.nun 72.maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davası açtıklarını, davalıların talebi üzerine İcra Tetkik Merciince tedbir kararı verildiğini ve icra dosyasındaki işlemlerin durmasının sağlandığını, bu tedbir kararı nedeniyle ilanı yapılan satışın gerçekleşemediğini, akabinde tedbir kararının 11.11.2003 tarihinde esas hakkında kararla kaldırıldığını, ancak mağdur olduklarını, menfi tesbit davasının derdest olduğunu iddia ederek öncelikle davalarının menfi tesbit ve istirdat davası ile birleştirilmesine ve lehlerine icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, haksız kazanç peşinde koşan davacının davasının gerek usul hukuku ve gerekse maddi hukuk bakımından reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı tarafın bonoda tahrifat yaparak müvekkillerinden icra yolu ile fazla alacak talep ettiğini, açılan menfi tespit davası neticesinde 51.000 DM meblağlı bononun 51.000.000 TL dışındaki miktarından müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve bu hükmün Yargıtay’ca da onanarak kesinleştiğini, ancak müvekkilinin Ankara 13....

        Mahkemece, davanın kabulü ile 21.000,00 Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, araç satış vekaletinden doğan menfi tespit ve alacak davası olup, davacı, dava dilekçesi ile davalıya verdiği 13.000,00 TL lik çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş ancak yargılama aşamasında verdiği dilekçe ile çekin karşılığının davalıya ödendiğini ve bu talebi yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. 13.000,00 TL lik çek yönünden menfi tespit davası istirdat davasına dönüşmüştür....

          Kararı, kanuni süresi içinde davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kötüniyet tazminatından yalnızca davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerekip gerekmediği, icra takibi sırasında yapılan kesintiler sebebiyle davaya istirdat davası olarak devam edilip edilemeyeceği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinin altıncı fıkrasının, menfi tespit davası zamanında tedbir kararı alınmamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yolundaki hükmünün göz önünde bulundurulması gerekir. Davacı menfi tespit davası süresince icra takibinin devam ettiğini ve ücretlerinden kesinti yapıldığını iddia etmektedir....

            (İİK, m. 72/3) Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. İİK'nun 72.maddesinde takibe itiraz etmeyen veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği bildirilmiştir. (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Meral S. Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Somut olayda, davacı borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Bodrum 1.Asliye Hukuk ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, menfi tespitle birlikte açılan istirdat davası niteliğindedir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira tespiti ile birlikte açılan alacak, tazminat ve istirdat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, açılan davada menfi tespitin yanı sıra 26.796,00.-TL ödenmiş kira bedeli ile ilgili istirdat talebinin de bulunduğunu, bu durumda görevli Mahkeme’nin dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

                  İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi için alacaklıya ödeme yapılması yeterli olup, icra yoluyla paranın tahsil edilmesi şart değildir. Bu nedenle mahkemece, davacının yargılama sırasındaki istirdat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte belirtilen nedenden dolayı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen nedenden dolayı temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Yargılama sürerken davacı vekili, tahakkuka konu meblağın ödendiğini bildirerek davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı yanın cezalı tahakkuk da bulunmasının yasal olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı yanca ödenen 27.433.252.061 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Menfi tespit davası biçiminde açılan dava yargılama sürecinde davacı tarafın yapmış olduğu ödeme sonucu İİK’nun 72/6.maddesi uyarınca istirdat davasına dönüşmüştür. Bu durumda mahkemece bu hüküm gözetilerek ve eksik harç da tamamlattırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu