Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava kambiyo senedine dayalı başlatılan icra takibine karşı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı takip öncesinde ödeme savunmasında bulunarak menfi tespit isteminde bulunmuş ve dava süresince takip nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalırsa bu miktarın istirdatını talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk karar, "kararın dayanağı olan bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğu gerekçesiyle bozulmuştur." Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak gereği tam olarak yerine getirilmemiş davayı çözümleyici rapor alınamamıştır. Mahkemece yapılacak iş davacılar tarafından davalıya takip öncesinde yapılan ödemelerle takip dayanağı bononun ödenip ödenmediği hususunun ortaya çıkarılması, takip dayanağı bono takip öncesinde ödeme nedeniyle bedelsiz kalmışsa sadece menfi tespit kararı verilmesi, takip nedeniyle takipten sonra davacılardan tahsilat yapılmışsa bunların istirdatına karar verilmesidir....

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, davacı tarafından davalı aleyhine borçlu olmadığının tespiti talebi ile açılan menfi tespit davası olduğu ancak kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayalı icra takipleri üzerine kural olarak menfi tespit ve istirdat davasının açılamayacağı, taraflar arasında kesin hüküm oluşturan ilamın yanlışlığının ancak yargılamanın iadesi yolu ile giderilebileceği, kesinleşmiş ilamların yanlışlığının menfi tespit davası ile ileri sürülemeyeceği, istirdat davasının ise ancak ilamdan sonra gerçekleşen olaylara ve hukuki nedenlere dayanılarak ileri sürülebileceği, aksi halin kabulünün HMK'nın 303. maddesinde düzenlenen maddi anlamda kesin hükme aykırılık teşkil edeceği, davacı iddialarının bu aşamadan sonra takip hukukuyla ilgili olabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir....

      Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. .......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, mülkiyete dayalı ecrimisil istemi ile ilgili olarak yapılan takip yönünde açılmış bir menfi tespit davasıdır. Mahkemenin nitelendirmeside bu yöndedir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLER VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davası hususundadır. İ.İ.K 72 son maddesi " Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur". HMK 7/1 maddesi " Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir....

            Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.'' şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir....

              Dava dilekçesinde 12.300,00 TL bakımından davanın istirdat talebi olarak kabulü talep edilmiş ise de; İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....

              Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve menfi tespit davası görülmekte iken borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani bu halde menfi tespit davasına kısmi tespit davası ve kısmi istirdat davası olarak devam edilir....

              GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı yan açmış olduğu asıl ve birleşen dava ile menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş ancak dilekçe içeriğinden hangi takipteki hangi alacak sebebiyle ne tutar için menfi tespit, hangi takipteki alacak sebebiyle ödenen ne tutar için istirdat talep edildiği takibe konu edilmeyen hangi senetler sebebiyle menfi tespit talep edildiği hususları anlaşılmamıştır. Bu sebeple davacıya asıl davada tensip zaptı 6 nolu ara kararı ile birleşen davada tensip zaptı 5 nolu ara kararı ile açıklama yapmak üzere kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça istenilen hususta açık ve net bir beyanda bulunulmamıştır. Dilekçe içeriğinin yorumlanması sonucunda davanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve bu dosya kapsamında istirdat talebine ilişkin olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....

                KANITLAR VE GEREKÇE : Her ne kadar davacı yan menfi tespit ve icra tehdidi altında ödediği bedelin istirdatını talep etmiş ise de; dava konusu tutarın tamamının ödenmiş olduğu, menfi tespit talebinde hukuki yarar bulunmadığı, istirdat istemi yönünden ise arabuluculuğa başvurmamış olduğu, 6102 sayılı T.T.K.'nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olmasına, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmasına, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A.2.maddesinde "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." açık düzenlemesi karşısında davanın usulden reddi gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu