"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 1998/2323, 1998/3378 ve 1999/2392 sayılı takip dosyaları üzerinden çıkarılan ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davalı kurumca dava dışı şirketin pirim borcu ve idari para cezaları için yapılan takip kapsamında hissesini noter sözleşmesiyle 16.6.1998 tarihinde devreden davacı hakkında da 1998/2323,1998/3378, 1999/2392 sayılı takip dosyaları üzerinden çıkarılan ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece dava süresinde açılmadığından reddine karar verilmiştir....
Haciz bildirisinin tebliğinden başlayarak yedi gün içinde belirtilen nedenlerle herhangi bir bildirimde bulunulmadığının taraflar arasında ihtilafsız olduğu olayda, haciz bildirisinde açıkça borcun davacının zimmetinde sayılacağının bildirilmesi ve 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etme imkanı tanınmıştır. Buna rağmen davacı tarafından bu yolda herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı dikkate alındığında, davacının amme borçlusuna olan asıl borç tutarı zimmetinde sayılarak sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle dava konusu ödeme emirlerinin iptali yolundaki Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur. Somut olay incelendiğinde, dava konusu ödeme emirlerinin idari para cezaları ve prim borcuna ilişkin olduğu, davacıya 04.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ödeme emirlerinin iptali için Kastamonu idare Mahkemesine açtığı davanın 18.05.2012 tarih, 2012/442 E., 2012/414 sayılı karar ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bunun üzerine davacının 26.06.2012 tarihinde iş bu davayı açtığı, Kastamonu idare mahkemesine dava açılış tarihi ile, kararın davacıya tebliğ tarihi ve kesinleşme tarihlerine ilişkin belgelerin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır....
Somut olayda, iptaline karar verilen 2012/61222 takip sayılı ödeme emirlerinin değeri sırasıyla 508,44 TL' dir. Bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından 1.6.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak davacının 2012/61222 takip sayılı ödeme emirlerinin iptali istemli davada, mahkemece verilen 7 günlük hak düşürücü sürede açılmaması nedeniyle red kararına yönelik davacının ve davalı Kurum'un temyiz dilekçesinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 2012/61222 takip sayılı ödeme emirlerinin iptali istemli davada, mahkemece verilen red kararına yönelik temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu ödeme emirlerinin davacıya 05/12/2018 tarihinde elektronik ortamda tebliğ edildiği, bunun haricinde davacıya mükerrer olarak tebliğ edilen ödeme emri bulunmadığı, sözü edilen ödeme emirleri ... Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında iptali istendiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır....
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabülüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Somut olay incelendiğinde; davacının, ........
İcra Müdürlüğü'nün 2012/7 esas sayılı dosyasından ilamsız takip yapıldığını,ödeme emirlerinin usulsüz olarak tebliğ edilmesi nedeniyle takibin müvekkillerinin bilgisi dışında kesinleştiğini bu nedenle itiraz edemediklerini ,müvekkillerinin ... isimli şahsa müştereken ve müteselsilen kefil olduklarının iddia edildiğini, takip dayanağı belgelerin geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını,B.K. 583.maddesine aykırı şekil şartlarına sahip sözleşmenin hüküm doğurmayacağını belirterek ,takibin müvekkilleri yönünden iptali ile borçlu olmadıklarının tespitini ve % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırılmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....