WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılacak iş, Kurum tarafından davacı şirkete gönderilen hangi ödeme emirlerinin iptalini talep ettiklerini davacı vekiline açıklattırmak, iptali talep edilen ödeme emirlerini ve ilgili belgeleri getirtmek, ödeme emirlerinin tebliğ tarihlerini tespit etmek ve buna göre davanın süresinde açılıp açılmadığını belirlemek, dava süresinde açılmış ise dosya kapsamında toplanan delillere göre ödeme emirlerinin iptel edilip edilmeyeceğini değerlendirmek ve hangi ödeme emirlerinin iptal edildiğine dair açık bir hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....

    Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zaman aşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21- 201- 297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164- 170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

    SONUÇ: Hükmün gerekçesinin son paragrafındaki “26.03.2013 tarih ve 2013/14106 takip nolu ödeme emirlerinin iptali" ibaresinin silinerek yerine “03.04.2013 düzenleme tarihli 2013/015709, 015708, 015710, 015711, 015712, 015713, 015714, 015715 nolu icra takip dosyalarındaki ödeme emirlerinin iptali’" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ltd şti nin ortağı ve aynı zamanda davacının murisi olan Celal Altınışık'ın Kuruma olan borçlarından dolayı ödeme emri gönderildiği, ödeme emirlerine konu borçların 2007- 2011 aylar arası prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçları olduğu, ödeme emirlerinin 10/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın 13/11/2020 tarihinde açıldığı, dava dışı şirketin Aralık/2015 tarihinde iflasına karar verildiği ve ticaret mahkemesince borçlu olarak kapatıldığın ve ticaret sicilince resen terkin edildiği, mirasçıların mirasın reddi davası açtıkları ve mirası red kararının kesinleştiği, davacı tarafından iptali talep edilen 2019/12674- 12675- 12676 numaralı ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda, mirasın reddi kararı ile davacıya tebliği yapılmayan ödeme emirleri dikkate alınarak verilen karar yerinde olmuştur....

      Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        Anlaşılacağı üzere, "menfi tespit" niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunludur. Dosya kapsamına göre, davacıya gönderilen ödeme emirlerinden bir tanesinin 2006/7 ve 2007/5. ay prim borcuna ilişkin olduğu, diğer ödeme emirlerinin ise, idari para cezalarının tahsiline yönelik olduğu, ödeme emirlerinin, Mert Koşum imzasına, 15.10.2009 tarihinde tebliğ edildiği, Dairemiz Bozma ilamı ile ödeme emirlerinin tebliğinin Tebligat Kanunu'na uygun olup olmadığı ve davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının irdelenmesi gerektiği belirlenmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, ödeme emirlerini alan kişinin birlikte sakin ve bu nedenle tebliği almaya ehil olmadığı anlaşılmaktadır....

          Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

              KARAR : Kabul Taraflar arasındaki menfi tespit davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, İlk Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; 1.Dosyada sadece son 6 sayfası bulunan SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Adana Grup Başkanlığının 15.10.2007 tarih ve 46/sor:39 sayılı raporunun; 2. Davaya konu ödeme emirlerinin ve söz konusu ödeme emirlerinin tebliğ mazbatalarının tümünün ekleriyle birlikte onaylı ve okunaklı suretinin davalı Kurumun ilgili biriminden celbedilmesi gerektiği belirlenmiştir. Bu itibarla sözü geçen eksiklik giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir....

                Eldeki davada, davacı 05.06.2014 tarihinde açmış olduğu asıl dava ile davalı Kurum’un düzenlediği prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçlarına ilişkin, 2013/63060, 2013/63061, 2013/131540, 2013/13541, 2013/13542 takip no’lu toplam 126.314,48 TL bedelli ödeme emirlerinin iptali ile Kuruma karşı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Bu dosya ile birleşen Bakırköy 19. İş Mahkemesi'nde 08.07.2014 tarihinde açtığı 2014/164 E. Sayılı dava dosyası ile de 2013/131540, 2013/13541 ve 2013/13542 takip no'lu ödeme emirlerinin iptalini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu