Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde, alacaklının takip sonrası asıl alacağa hem yasal faiz, hem de avans faizi talebinde çelişki bulunmakta olup, bu husus takip kesinleşmiş olsa dahi şikayet konusu yapılabilecek ise de, infazın ödeme emrine, usul ve yasaya aykırı yapıldığı iddiasına ilişkin bu şikayet, ancak icra dosyasında bir kapak hesabı yapılması halinde şikayet konusu yapılabileceğinden ve dosyada bir kapak hesabı olmadığından ilk derece mahkemesinin buna ilişkin gerekçesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayeti ile ödeme emrine yönelik şikayetinin süre yönünden reddine, davacının borca ve fer'ilerine yönelik itirazlarının reddine, davacının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığından bahisle dava açma süresi geçtiğinden davanın süre aşımından reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yoklukla malul bir işlemin hükümsüz kılınması için herhangi bir beyanda bulunulmasına veya bir dava açılmasına gerek olmadığını, çünkü zaten ortada var olmayan bir hukuki işlem söz konusu olduğunu, yok hükmünde olan bir tebligat ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, tebligatın yokluğu hususunun taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda; Yerel Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığı ve netice-i talepte usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığından davanın süre aşımından reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklamış oldukları üzere ortada usulsüz bir tebligat değil yok hükmünde olan bir tebligat mevcut olduğunu, yok hükümünde olan bir...

İcra Müdürlüğünün 2021/2300 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, anılan dosya üzerinden müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, tebligat yapılan adresin davacı müvekkilinin adresi olmayıp diğer borçlu şirketin adresi olduğunu, usulsüz tebligatı haciz için eve gelinip kapıya bildirim kağıdı yapıştırılmasıyla öğrendiklerini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetin kabulü ile tebligatı öğrenme tarihinin 13/04/2021 günü olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın yasal süresinde açılmadığını, yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğunu, şikayetin reddi gerektiğini ileri sürmüştür. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, dair karar verilmiştir....

Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

Noterliğine ait 34809 yevmiye numaralı vekaletnamede de alacaklının kendi adresini tebligat yapılan adres olarak gösterdiği anlaşılmakla bu hali ile borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerekir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur....

ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

    İcra Müdürlüğünün 2018/17256 E.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde ödeme emri usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, yapılan usulsüz tebligat 30.11.2018 tarihinde taraflarınca öğrenildiğini, tebliğ mazbatası incelendiği takdirde tebligatın müvekkilinin ev adresine veya senetteki iş adresine yapılmadığı görüleceğini, tebligat müvekkilinin şimdiki iş yerine gönderildiğini, müvekkilinin adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa nedeni araştırması da yapılmamış, tebligat parçasına bu durum da yazılmadığını , müvekkilin eski kocası müvekkilin işletmesinde memur veya müstahdem sıfatlarını taşımadığını, işletmedeki memur veya müstahdemler dışındaki kişilere yapılan tebligat usulsüz olduğunu, Yerel mahkeme gerekçeli kararında tebliğ işleminin müvekkili ile aynı konutta yaşayan kocasına yapılması sebebiyle geçerli olduğuna karar verdiğini, Tebligat Kanununda açıkça belirtildiği üzere kendisine tebligat yapılacak şahsın adreste bulunmaması durumunda aynı konutta oturan kişilere...

    Somut olayda borçlunun şikayeti tebligat usulsüzlüğüne ilişkin olup, borçlu dilekçesinde öğrendiği tarihi belirtmemiş ise de; dava tarihi itibariyle usulsüz tebliğden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Aksi alacaklı tarafından iddia edilmediğinden ve dosyada daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil de bulunmadığından istemin süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek şikayetin yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek icra inkar tazminatına hükmedilmişse de, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddi halinde icra inkar tazminatı verileceğine ilişkin yasal düzenleme olmadığından tazminata ilişkin verilen karar da doğru değildir....

      halinde ise bu husus tebliğ mazbatasında açıkça belirtilmek suretiyle tebliğin, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılabileceğini, tebliğ mazbatasında bu yasal zorunluluğun yerine getirilmediğini, itiraz süresinin öğrenme tarihi olan 26/07/2021 tarihinde başlayacağını, takibe 27/07/2021 tarihinde itiraz edildiğini, bu itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat ve itirazlarının reddine dair karara karşı şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

      halinde ise bu husus tebliğ mazbatasında açıkça belirtilmek suretiyle tebliğin, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılabileceğini, tebliğ mazbatasında bu yasal zorunluluğun yerine getirilmediğini, itiraz süresinin öğrenme tarihi olan 26/07/2021 tarihinde başlayacağını, takibe 27/07/2021 tarihinde itiraz edildiğini, bu itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini belirterek usulsüz tebligat ve itirazlarının reddine dair karara karşı şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu