Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Evliliğin teminatı noktasında, evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin mehir, mehri müeccel olarak nitelendirilir ve mehri müeccel sebebiyle alacak istemli açılan davalar genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. (E: Yargıtay 3 HD 2019/482 E. 2019/379) Somut uyuşmazlıkta ise; davacı 28/09/2017 tarihli mehir senedine dayalı olarak, evlilik nedeni ile hediye edilecek ziynet aksi halde ziynet bedelleri parasının davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki resmi evlilik ise, 30/09/2017 tarihinde yapılmıştır. Davaya dayanak mehir senedi evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin olmayıp evliliğin kurulması ve devamı sebebine dayalı düzenlenmiştir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Aile Hukuku prensiplerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa; dava, Asliye Hukuk Mahkemesince incelenerek karara bağlanmıştır....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Ahmet ile evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, taraflar ayrıldıktan sonra davacının mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedellerini talep etmesine rağmen davalıların buna yanaşmadıklarını belirterek mehir senedindeki eşya ve ziynetlerin bedeli için şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 225.375,00 TL olarak ıslah etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği şahsi eşyalardan ütü dışındaki eşyaların yargılama sırasında davacıya teslim edildiği, ütünün değerinin 23/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, belirlenen değerde rayiç bedel gözetilerek isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalılar mehir senedine konu eşyaları ve şahsi eşyaları aynen iadeye hazır olduklarını beyan etmelerine rağmen mehir eşyaları ve teslim edilmeyen ütü yönünden bedele hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiş iseler de, seçimlik hakkı davacıya ait olup, davacının isterse bedel isterse aynen iade talep edebileceği, sadece bedel istenildiği halde aynen iadeye hükmedilemeyeceği, dolayısıyla davacının talebi ile bağlı kalınarak bedele hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, mehir eşyalarının bilirkişi tarafından belirlenen değerlerinin de makul olduğu anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Mehmet evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senedin davalı Şayeste tarafından kefil sıfatı ile imzalandığı, senette tahrifat yapıldığı iddiasının adli tıp kurumundan alınan rapor ile ispat edilemediği, davalı Şayeste'nin adi kefalet definde bulunması sebebi ile hakkında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi ziynet eşyalarının düğünde takıldığı ve daha sonra davalı Mehmet tarafından alındığının belirtilmesi karşısında da davalı Şayeste'nin ziynetlerden kaynaklı sorumluluğunun kalmadığı, her ne kadar davacı tanığı Metehan Hakkı Özdemir, ziynetlerin davalı Mehmet tarafından bozdurulduğunu beyan etmiş ise de, bu beyanının soyut olduğu, davacının yemin delilini kullanmadığı, yine müşterek hanede kaldığı iddia edilen diğer mehir eşyaları konusunda da davacının mehir eşyalarını alamadığının ispatlanamadığı, yemin delilini kullanmadığı, boşanma ilamında da davacının müşterek haneden ayrılırken eşyaları...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının dava dilekçesinde talep ettiği eşyaların marka ve modelini belirtmediği, dinlenen tanık beyanlarına göre bulaşık makinesinin Arçelik, mehir senedinde yazılı olan oturma grubu ve yatak odasının Moda Life marka olduğu, dolayısıyla değerleri belirlenirken buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, dinlenen davacı tanık beyanlarına göre mehir senedindeki oturma grubunun davacının ailesi tarafından alındığının anlaşıldığı, bu nedenle mehir senedindeki oturma grubu ile çeyiz olarak getirildiği iddia edilen oturma grubunun aynı olması sebebi ile mükerrer talep dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının kısmen kabulü ile HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 29/01/2014 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, davalının mehir senedinde yer alan eşya ve ziynetlerin bir kısmı ile bir takım şahsi eşyalarını götürdüğünü, kendisine mehir senedi ile verilen 8 adet 200 gram altın bilezik ve set takımı ile şahsi eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelini, mehir senedi ile bağışlanan ve davalı tarafta kalan diğer eşyaların ise bedellerini talep etmiştir....

    Bu husus gözetilmeden ilk hükümde belirlenenden daha fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davacı kadının dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettiği altınlar, evlilik öncesinde taraflarca düzenlenen ve mehir senedi ile davalı erkek tarafından davacı kadına ödenmesi kararlaştırılan 100 gr 5 adet bilezik ve 50 adet çeyrek altın bedeline yönelik mehir alacağıdır. Mahkemece, davacının bu talebi düğünde takılan ziynet eşyası olarak değerlendirilerek, ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkek mehir senedinde yazılı altınları veya bedellerini davacıya verdiğini ispatlayamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre mehir senedinde yazılı 100 gr 5 adet bilezik ile 50 adet çeyrek altın bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Uyuşmazlık mehir senedine dayalı alacak istemine ilişkin olup, davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan iş bölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nindir. Her ne kadar, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’nun 05.05.2016 tarih, 2016/25850 Esas, 2016/21638 Karar sayılı ilamı ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de, maddi hatanın giderilerek görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 09/05/2019 oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar davacı mehir olarak 5 adet bilezik vadedildiğini iddia etmiş ise de, bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğu, davacı tarafından yazılı bir mehir sözleşmesinin ibraz edilemediği gibi davacının mehir olarak vadedilen bu altınları ıslaha konu etmemesinin de kısmi feragat olduğu, davacıya düğünde ve nişanda takılan altın ve paraların da davalı tarafından alındığının tanık beyanlarıyla ispat edilemediği, davacının yemin delilini de kullanmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı gibi mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında veya devamı sırasında ya da evliliğin sonra ermesi hâlinde kadına verdiği belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan armağandır. Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaat edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (2.12.1959 tarihli, 14/30 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Hukukumuzdaki sözleşme serbestisi ilkesi gereğince de kocanın yüklenmiş olduğu edimini yahut bağışlama yönündeki vaadini koca dışında bir üçüncü kişinin de üstlenmesine engel bulunmamaktadır....

          UYAP Entegrasyonu