Cevap dilekçesi: Davalı Hüseyin Öztürk cevap dilekçesinde: Mehir senedinde belirtilen tüm eşyaları aldığını, düğünde takılan altınların takı merasiminden sonra davacının kardeşi Leyla tarafından alındığını, düğünden sonra tarafların Ankara'ya yanlarına geldiklerinde davacının kendisine davalının borçlar için altınları istediğini, kendisinin de vermediğini söylediğini, daha sonra altınların farklı farklı olduğunu belirterek bunları tek tip olarak birleştirilmesini talep ettiğini, kendisinin davacının verdiği altınları kuyumcuya götürerek 30 gramlık 5 adet bilezik yaptırarak kendisine teslim ettiğini, davacının altınlarını ve diğer eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, mehir senedinin 80 gram altın olarak konuşulduğunu, ancak en son kuyumcuda takılanlarla birleştirilip alınan altınların da mehir senedine yazılmak sureti ile mehir senedinin 150 gram olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin ziynet ve mehir alacağına yönelik temyiz itirazlanın incelenmesinde; Ziynet ve mehir alacağı toplam miktarının 43.540,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinde belirtilen eşya ve ziynetlerin davacıya teslim edildiğine dair mehir senedinde herhangi bir ibare olmadığı, davacı tarafça mehir ediminin ifa edilmediğinin iddia edilmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıya ait olduğu, davalının senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemediği gibi yemin delilini kullandığı, davacının mehir ediminin ifa edilmediğine yemin ettiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
alınmadığı anlaşılan 150 gram mehir altını yönünden davacıya yemin ettirilmediği anlaşılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi ile 22 ayar 200 gram altının mehir olarak belirlendiğini, ancak mehir ediminin ifa edilmediğini belirterek aynen iade, olmadığı takdirde tahsil tarihindeki bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 1.000,00 TL bildirdiği dava değerini ıslah dilekçesi ile 88.400,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir ediminin eksiksiz ifa edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müşterek haneden davalı Ali'nin ayrıldığını, davacının bir süre daha müşterek hanede kaldığını, mehir senedindeki eşyaların tamamının düğün sırasında eksiksiz olarak alındığını, davacının talep ettiği şahsi eşyaların ve mehir senedindeki eşyaların da davacıda olduğunu, ziynet eşyalarının davacıdan alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Davalılar cevap dilekçesinde; davalı ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, zira mehir senedinde yazılı bu eşyaları alarak davacı gelinine teslim ettiğini ve evlendikleri tarihten itibaren onun tasarrufunda bulunduğunu, davalı ... ise mehir senedinde yazılı eşyalardan bir kısmının hiç alınmadığını, mecbur kaldığı için bu senedi imzaladığını, davacının bir süre dinlenmek üzere baba evine gittiğini ve bu sırada mehir senedinde yazılı altınları da yanında götürdüğünü, bazı eşyaların ise halen evde olup bunları iade etmeye hazır olduğunu belirterek, davanın reddini istemişlerdir....
Bundan ayrı olarak, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde ziynet eşyasına ilişkin talebin de kısmen kabulüne karar verilmiş,ancak bu alacak kalemi için de faiz talep edilmesine rağmen mahkemece bu alacak kalemi yönünden de talep edilen faiz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece;davacının dava dilekçesinde çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden faiz talebi de bulunduğu gözönünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm mehir senedine dayalı eşya ve ziynetlerin aynen iadesi, olmadığında bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2010 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2015 NUMARASI : 2014/387-2015/51 Uyuşmazlık; mehir senedine dayalı olarak davacı tarafından davalı (kayın baba) aleyhine açılan tapu iptali tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....