Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mehir alacağı bakımından, Mehire dayalı alacak davası için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve kaldırma kararında ön görülen eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiğinden, mehir alacağına ilişkin dava dosyadan tefrik edilmiş, değerlendirme yeni esas alan dosya üzerinden yapılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Asıl dava dilekçesinde; tarafların ........2009 tarihinde evlendiklerini ancak aralarındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle davacı tarafından boşanma davası açıldığını ve davanın halen devam ettiğini, tarafların evlendikleri gün ........2009 tarihli mehir senedinin düzenlendiğini, mehir senedinde yazılı bulunan altınlar ile davacının babasının çalıştığı yerden davacıya takılan bileziğin, davacının evden kovulması nedeniyle davalılarda kaldığını ayrıca söz konusu mehir senedinde davacıya bağışlanan ev eşyaları ile davacının ailesi tarafından hediye edilen eşyaların da davalılarda kaldığını belirterek mehir senedinde yazılı bulunan ... ayar altın bilezik, yatak odası takımı, oturma grubu, ... adet halı ile düğünde davacıya takılan ... adet ... ayar altın bileziğin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinden şimdilik ....300,00 TLnin yasal...

    Davalı Sultan tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/414 sayılı dosyasında taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi yönünden dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mehir senedinde bulunan altınların davacıda olduğu belirtilmek sureti ile altınlar yönünden ret kararı verildiği, eşya bedeli ve tazminat bedeli yönünden davanın kabul edildiği, altınlar yönünden verilen ret kararının davacı tarafından temyiz edildiği, kararın Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/17927 Esas 2018/7468 Karar sayılı ilamı ile onanmak sureti ile kesinleştiği, hal böyle olunca kesinleşen ilam ile mehir senedindeki altınların davalı Sultan'da olduğunun kesinleştiği, buna göre davaya konu mehir senedinde belirtilen altınların taraflara müşterek bağışlandığının belirtilmesi karşısında davacının hissesine düşen kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı evlenirken düzenlenen mehir senedindeki 22 ayar 350 gram altından 1 adet set ve 4 adet bileziğin düğün sırasında takıldığını, diğer mehir altınlarının takılmadığını, bunun haricinde müvekkiline düğünde başkaca altınlar da takıldığını, ancak ziynet eşyalarının davalılarda kaldığını belirterek takılmayan mehir altınının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 252.020,00 TL olarak ıslah etmiştir....

    Uyuşmazlık, senede bağlı alacak talebine yöneliktir.Davacı yargılama sırasında, verilen senedin mehir senedi olduğunu beyan etmiş, davalı ise senedin düzenlendiği gün gayri resmi olarak evlendiklerini bu nedenle senedin evlenmeyi güvence altına almak için yapıldığını, evlilik sonrası ise senedin iade edilmediğini belirtmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 81.maddesine göre, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 27.maddesinde sözleşmenin konusunun, gerek içerik gerekse amaç yönünden ahlakın emirlerine aykırı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu olan ve “iş bu senet evlenme güvence senedidir” yazılı olan senet 12.11.2009 tarihli olup tarafların bu tarihten bir gün sonra evlendikleri anlaşılmıştır. Senedin içeriğinden mehir senedi olduğuna dair bir ibareye rastlanmadığı gibi gayri resmi evlenmenin teminatı olarak verildiği açıktır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken çeyiz ve mehir senedi düzenlendiği, davacının, dava dilekçesinde mehir altınlarının ifa edilmediğini, çeyizlerin ve mehir eşyalarının ise davalıda kaldığını iddia ettiği, 07/06/2022 tarihli vakıa ıslahı dilekçesi ile de, mehir altınlarının davalının annesi tarafından çalınabileceği gerekçesi ile muhafaza için alındığını, davalının bu durumu onayladığını, altınların annesine verilmesini istediğini söylediğinin ileri sürüldüğü, hem mehir senedi, hem de çeyiz senedindeki altınların davalının annesine verildiğine dair vakıa ıslahı yapıldığı, buna göre altınların davalı eşin isteği ile dahi olsa davalının annesine verilmesi halinde husumetin davalı eşe yöneltilemeyeceği, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/3- 451 Esas 2019/355 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği, dolayısıyla ziynetler için her iki davalıya husumet yöneltilemeyeceği, her iki davalı için ziynet yönünden açılan davanın husumet nedeni ile...

      Bu itibarla davacının sunduğu yazılı belge geçerli olduğu, davacının davasını ispat ettiği değerlendirilerek, davacının Mihri müeccel yönünden alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir. Mihri muaccel tabiri erkeğin, nikâhtan önce kadına verdiği Mihir olduğu, davalının nikah sırasında Mihri muaccel 200 gr altını davacıya verdiği değerlendirilerek davacının Mihri muaccel yönünden alacak talebi reddedilmiştir." şeklindeki gerekçeyle; "Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının mehir senedinden kaynaklanan alacağı olan 21.000,00 TL'nin 18/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; reddedilen talepleri yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı; davanın kabul edilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; mehir alacağı talebine ilişkindir....

      Bu itibarla davacının sunduğu yazılı belge geçerli olduğu, davacının davasını ispat ettiği değerlendirilerek, davacının Mihri müeccel yönünden alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir. Mihri muaccel tabiri erkeğin, nikâhtan önce kadına verdiği Mihir olduğu, davalının nikah sırasında Mihri muaccel 200 gr altını davacıya verdiği değerlendirilerek davacının Mihri muaccel yönünden alacak talebi reddedilmiştir." şeklindeki gerekçeyle; "Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının mehir senedinden kaynaklanan alacağı olan 21.000,00 TL'nin 18/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; reddedilen talepleri yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı; davanın kabul edilen kısmı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; mehir alacağı talebine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ .Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak-Eşya İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *sözleşmeye (mehir senedine) dayalı eşya ve paranın aynen olmadığı takdirde eşyaların değerinin tahsili istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay *13. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.06.2008...

        Cevap dilekçesi: Davalı Hüseyin Öztürk cevap dilekçesinde: Mehir senedinde belirtilen tüm eşyaları aldığını, düğünde takılan altınların takı merasiminden sonra davacının kardeşi Leyla tarafından alındığını, düğünden sonra tarafların Ankara'ya yanlarına geldiklerinde davacının kendisine davalının borçlar için altınları istediğini, kendisinin de vermediğini söylediğini, daha sonra altınların farklı farklı olduğunu belirterek bunları tek tip olarak birleştirilmesini talep ettiğini, kendisinin davacının verdiği altınları kuyumcuya götürerek 30 gramlık 5 adet bilezik yaptırarak kendisine teslim ettiğini, davacının altınlarını ve diğer eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, mehir senedinin 80 gram altın olarak konuşulduğunu, ancak en son kuyumcuda takılanlarla birleştirilip alınan altınların da mehir senedine yazılmak sureti ile mehir senedinin 150 gram olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu