Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senette tarih yazmadığını, bu nedenle senedin geçerli olmadığını, düğünde takılan altın ve paraların davacıda bulunduğunu, mehir senedindeki eşyaların da davacıya teslim edildiğini, davalının mehir senedinden kaynaklı herhangi bir borcu olmadığı gibi diğer ziynet eşyalarının da davalı tarafından harcanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2019/305 ESAS - 2021/148 KARAR DAVA KONUSU : Mehir Senedinden Kaynaklı Ziynet ve Çeyiz Alacağı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında boşanma davasının devam ettiğini, tarafların evlilikleri sırasında çeyiz senedi düzenlendiğini, müvekkiline ait altın ve takıların davalının babası adına alınan ev için alındığını ve iade edilmediğini, müvekkilinin iki adet küçük çanta ile baba evine bırakıldığını belirterek dava dilekçesinde dökümü yapılan altın ve eşyaların aynen olmadığı takdirde 1.900 TL değerindeki eşyaların, 3.000 TL değerindeki ziynetlerin ödeme tarihindeki değerleri üzerinden yasal faizi ile tahsilini istemiştir....
-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, 12/01/2021 tarihli mehir senedinde belirtilen altının müvekkile senette belirtilen cinsiyle teslimine bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile mehir senedinde belirtilen altının ödeme gününde piyasadaki rayiç altın fiyatı üzerinden bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davacının mehir senedinden kaynaklı alacağı yönünden tefrik kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda Manavgat 1.Aile Mahkemesi 2021/895 esas 2022/555 karar ve 15/06/2022 tarihli kararıyla davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatiyle görevsizlik kararı verildiği, Manavgat 2.Asliye Hukuk Mahkemesi ise 2022/342 esas 2022/244...
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarih ve 2022/1788 Esas, 2022/1548 Karar sayılı kararı ile davacının mehir tazminatı ile ilgili talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğunu, bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 286 ıncı ve devamı maddelerine göre alacak istemi niteliğinde olduğu, Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, davacının mehir tazminatı ile ilgili talebi yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü...
Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, bağışlama vaadi niteliğindeki mehir senedinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir senedinde davalı Selim'in imzası olmamakla birlikte davacının beyanı ile mehir senedindeki ziynet ve eşyaların düğün sırasında alındığının anlaşıldığı, davacının işbu davadaki iddiasının ziynet eşyalarının davalı Selim tarafından alındığı, mehir eşyalarının ise davalı Selim'de kaldığı yönünde olduğu, hal böyle olunca işbu davanın mehir senedinden kaynaklı alacak davası değil zilyetliğe dayalı kişisel eşyanın iadesi davası olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı Selim'in mehir senedinde imzasının olmamasının ve davalı Süleyman'ın senedi ne sıfatla imzaladığı yönünde bir açıklık bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı, kaldı ki davalı Süleyman yönünden davanın reddine dair kararın da davacı tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının 01/12/2020 tarihli celsedeki beyanı ile, mehir senedinde yer alan 150 gram karşılığında 7 adet bilezik, 1 adet set takıldığının anlaşıldığı...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mehir senedinde taahhüt edilen ancak davacıya hiç teslim edilmeyen 250 gr. altının davalıdan alınarak davacı müvekkile aynen teslimine, nişan/düğünde mehir senedinden ayrı olarak takılan ve davacı müvekkile iade edilmeyen 4 adet tam altın, 3 adet yarım altın, 25 adet çeyrek altın, 9 adet bilezik ile üçlü bilezik şeklinde olan 1 adet kelepçenin bozdurulması suretiyle elde edilen 2 adet KALIN bilezik olmak üzere toplam 11 adet bilezik, 1 adet tuğralı kolye, 1 çift küpe, 1 adet tektaş, 1 adet alyans ve bir miktar nakit paranın davalıdan alınarak davacı müvekkile aynen teslimine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; mehir alacağı yönünden görev itirazının bulunduğu görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; imam nikahı sırasında mehir olarak 150 gram altın kararlaştırıldığını, 750 gram altın taahhüdünde bulunulmadığını, imam nikahı sırasında kararlaştırılan 150 gram altının ise düğünde davacıya takıldığını, mehirden kaynaklı herhangi bir borcun kalmadığını, kabul etmemek koşulu ile 750 gram altın taahhüt edildiği düşünülse dahi bakiye 600 gram mehir için bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu, ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 296 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, ortaya çıkan durumlar itibariyle bağışlama sözünün geri alınması ve ifadan kaçınma koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2021 tarih ve 2020/392 Esas, 2021/810 Karar sayılı kararı ile davacı tanığı ...'...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın davalılar ... ve...’ın kendisine istediği zaman tahsil edilmek üzere 1 kilo altın ödemeyi mehir senedi ile taahhüt ettiklerini, davalı... vefat ettiği için mirasçıları olan ..., ... ve ...’nin davalı olarak gösterildiklerini, taahhüt edilen miktarın tahsili için Konya 5. İcra Müdürlüğünün 2018/6286 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ancak davalıların borca itiraz ettiklerini, mehir senedinden dolayı alacaklı olduğunu, bu nedenlerle davalılarca yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
Dava, mehir senedinden dolayı ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu mehir eşyaları senede bağlanmış olup, senette davacının senede bağlanan eşyaları teslim aldığına dair imzasının bulunmadığı da gözetildiğinde, davalı senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlamak zorundadır. Senet gereğinin yerine getirildiği konusunda tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir. Mahkemece; uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalı tarafta olduğu gözetilmeksizin, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....