olarak belirlenen ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 1.000,00 TL mehir bedelinin yasal faiziyle tahsiline, çocuklara doğumlarında takılan takı ve paranın aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 1.000,00 TL bedelinin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının, davacının vefat eden eşinin babası olduğunu, davalı tarafından davacıya, vefat eden eşi ile evlenirken 100 gram altın mehir bedeli olarak verildiğini, davacının eşinin 2015 yılında vefat ettiğini, mehir verilirken davacıya 65 gram altın alındığını, 35 gram altının alınmadığını, davalının mehir verirken davacıya aldığı 65 gram altını davacıdan borçları olduğunu söyleyerek aldığını ve bir daha iade etmediğini, mehir senedinde verilmesi gereken 35 gram altını da almadığını belirterek, 100 gram altın bedeli olan 5.000,00 TL'nin (fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yapılan yargılama sonucunda davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mehir Senedine Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tedbir nafakası ile mehir senedine konu altın talebinin aynen veya bedeli isteminin reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kendi reddedilen manevi tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve mehir senedine konu altın talebinin aynen veya bedeli istemi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.06.2016 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı .....ile vekili Av. ... ve karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekilleri Av. ... ve Av. ... geldiler....
senedindeki ziynetlerin eşi ve kayınpederi tarafından baba evine yatılı olarak gideceği zaman çalınacağı ve bankaya yatırılacağı bahanesiyle elinden zorla alındığını, iade edilmediğini, çeyiz eşyalarının da müşterek hanede kaldığını, bu sebeple TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin tarafına verilmesine, 500 TL tedbir-iştirak, 500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 30.000 TL maddi-30.000 TL manevi tazminata yasal faizi ile birlikte hükmedilmesine, çeyiz senedi sebebiyle eşyalarının aynen ya da bedelinin yasal faizi ile birlikte tarafına verilmesine, çeyiz senedi sebebiyle 150 gram 22 ayar bilezik ve 45 gram 22 ayar bilezik, çerçeveli çeyrek altının bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Mahmut evlenirken düzenlenen mehir senedindeki 50 gram 22 ayar altının hiç alınmadığını, mehir senedindeki diğer eşyalar ile müvekkilinin çeyiz eşyalarının müşterek hanede kaldığını belirterek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiş, 50 gram mehir altını ve mehir eşyaları yönünden her iki davalının, çeyiz eşyaları yönünden davalı Mahmut'un sorumlu tutulmasını talep etmiş, dava değerini şimdilik 15.300,00 TL olarak bildirmiş, 24/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 46.400,00 TL olarak ıslah etmiştir....
Bu durumda her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Uyuşmazlık mehir senedine dayalı ziynet alacağı istemine ilişkindir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.kitabı (3 kısım hariç) ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanış Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür. Somut olayımıza gelince; dava dilekçesindeki açıklamalara göre evlilik öncesinde düzenlenen mehir senedine dayalı olarak, evlilik nedeni ile hediye edilecek ziynet alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edildiği, tarafların Denizli Aile Mahkemesi’nin 2018/216 Esas 2020/126 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verildiği ancak dava tarihi itibarıyla boşanma kararının kesinleşmediği anlaşılmaktadır....
Dava; mehir senedinde yazılı olan ziynet ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İrade bozukluğu halleri ispatlanmış değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” Yine aynı Kanun'un 153/3. maddesinde ise “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği” düzenlenmiştir. Dosya incelendiğinde, davacı ile davalılardan Mahmut'un 21/07/2008 tarihinde evlendikleri, evlendikten sonra 31/08/2008 tarihinde mehir senedi düzenledikleri, 07/05/2019 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır. Davacı, mehir senedi ile ziynet ve çeyiz eşyalarının bedelini talep etmektedir. Bu tür hukuki ilişkiler çözüme kavuştururken yukarıda anılan maddeler göz önünde tutulmalı ve zamanaşımının başlangıcı boşanma kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmelidir....
DEĞERLENDİRME: Davacı tarafça ziynet eşyası alacağından kaynaklı ilamsız takip için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali,davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş olup; Tarafların evli iken boşandıkları,evlilik merasimi sürecinde davalı tarafça davacıya mehir senedi nitelikli belgenin verildiği, TL yada döviz cinsinden kayıtsız şartsız borç ile tanzim tarihi içermeyen ve vade olarak "vadesiz" ibaresi içerir şekilde doldurulan basılı bono niteliğindeki belgenin kıymetli evrak vasfını taşımadığı, bu itibarla belgenin mehir senedi nitelikli olduğu ,evliliğe bağlı çeyiz eşyasından (mehir senedinden) kaynaklı davaların Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davalı savunması ,Nüfus kaydı ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla HMK.nun 114/1-c, 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir...
Davacı ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde talep ettiği 150 gram mehir altınından ayrı olarak 150 gram mehir altını daha talep etmiş, bununla ilgili nispi harcı da ikmal etmiş, ancak mahkeme tarafından ıslah dilekçesi ile fazladan talep edilen 150 gram mehir altını ile ilgili herhangi bir karar verilmediği görülmüştür. Davalı taraf bu alacak kalemi için de karar verilmemesini istinafa konu etmiştir. Dairemizin 2019/1490 esas sayılı dosyası üzerinden verilen karardan sonra İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafa talep ettiği çeyiz eşyaları ile ilgili olarak değer bildirmek ve harç yatırmak üzere Harçlar Kanunu 30- 32 maddesine göre süre verdiği, verilen süre içerisinde davacı tarafından belirlenen işlemlerin yapılmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
Sonuç ve Kanaat Davacı kadın dava dilekçesi ile mehir olarak verilmesi gereken 250 gram altının verilmediğini belirterek mehir olarak verilmesi gereken altınların mümkünse aynen, değilse bedelini talep etmiş, buna ilişkin harç tamamlatılmış, ancak dava Asliye Hukuk Mahkemesi olarak karara bağlanmıştır. Dava; mehir senedine dayalı ziynet alacağı, istemine ilişkindir. Görev kuralları, kamu düzeninden olup, Hukuk muhakemeleri Kanununun 114/1- c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartlarındadır....