WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, herhangi bir ayrılık halinde ödeneceği taahhüt edilen bağışlama vaadi şeklinde (mehri muaccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir (HMK m. 1, 3, 114/1,c, 115/1)....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği şahsi eşyalardan ütü dışındaki eşyaların yargılama sırasında davacıya teslim edildiği, ütünün değerinin 23/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, belirlenen değerde rayiç bedel gözetilerek isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davalılar mehir senedine konu eşyaları ve şahsi eşyaları aynen iadeye hazır olduklarını beyan etmelerine rağmen mehir eşyaları ve teslim edilmeyen ütü yönünden bedele hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiş iseler de, seçimlik hakkı davacıya ait olup, davacının isterse bedel isterse aynen iade talep edebileceği, sadece bedel istenildiği halde aynen iadeye hükmedilemeyeceği, dolayısıyla davacının talebi ile bağlı kalınarak bedele hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, mehir eşyalarının bilirkişi tarafından belirlenen değerlerinin de makul olduğu anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir...

DAVA Davacı; 08.11.2004 tarihli mehir senedinin gerçeği yansıtmadığını, bu senedin babasının vefatından sonra düzenlenmiş olduğunu, imzanın babasına ait olmadığını ileri sürerek, 08.11.2004 tarihli mehir senedinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı; mehir senedinin 08.11.2004 tarihinde tanıklar huzurunda düzenlenerek imzalandığını sahte imza iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporu ile 25.02.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda iptale konu edilen mehir senedindeki imzanın ...'ın el ürünü olmadığı tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 23/08/2004 tarihinde evlendikleri, 05/07/2017 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, dava konusu taşınmazın 04/06/2015 tarihinde ferdileşme sureti ile davalı adına tescil edildiği, ancak bu taşınmazın kooperatife üyelik yoluyla alığndığı, davalının ilk olarak 02/03/2015 tarihli genel kurul toplantısında hazır olduğu, bunun öncesinde herhangi bir üyelik kaydının dosya kapsamında bulunmadığı, 34 XX 586 plakalı aracın 23/02/2015 tarihinde davalı adına edinildiği, davalının bu aracı 08/12/2015 tarihinde üçüncü kişiye devrettiği, taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, ancak mehir senedinin işbu davaya konu edilmediği, davacının talebine konu ziynet eşyalarının, düğünde takılan ziynetlere ilişkin olduğu görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar davacı mehir olarak 5 adet bilezik vadedildiğini iddia etmiş ise de, bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğu, davacı tarafından yazılı bir mehir sözleşmesinin ibraz edilemediği gibi davacının mehir olarak vadedilen bu altınları ıslaha konu etmemesinin de kısmi feragat olduğu, davacıya düğünde ve nişanda takılan altın ve paraların da davalı tarafından alındığının tanık beyanlarıyla ispat edilemediği, davacının yemin delilini de kullanmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    evlilik birliğinin gerektirdiği her şeyi yerine getirdiğini beyan etmiştir. 3.Davalı karşı davacı kadın vekili 22.02.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden talebini 41.000,00 TL mehir alacağı davası yönünden talebini 32.120,00 TL olarak ıslah etmiş, ziynet ve mehir alacağına konu ziynetlerin aynen iadesini olmadığı taktirde fiili ödeme günündeki bedeline hükmedilmesini talep etmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan Eşref'in müvekkilinin eşi Hasan'ın ise Eşref'in babası olduğunu, davalıların müvekkiline 250 gram altını mehir senedi ile borçlandıklarını, mehir senedi ile borçlanılan altınların davalılar tarafından müvekkiline verilmediğini ayrıca düğünde takılan ziynet eşyalarının müvekkilinden alınıp kendisine verilmediğini belirtilerek hem mehir senedindeki hem de düğünde takılan altınların aynen iadesine olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: İnceleme tarihi itibariyle dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dosya derdesttir....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davalı ... tarafından damat sıfatıyla, davalı ... tarafından damadın babası sıfatıyla imzalanan 05.11.2017 tarihli dava konusu belgede ''mehir senedi bu mihir senedini eşim olacak olan ...'a mihir olarak veriyorum'' ibaresi mevcuttur. İşbu belgenin evlilik birliğinin gerçekleşmesi amacıyla düzenlendiği ancak davalı ... ve davacı arasında resmi nikah akdi yapılmadığı, bu itibarla da söz konusu belgenin geçerliliği olmadığı ortadadır. Buna göre ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mehir senedinden doğan alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince TMK'nın 2. kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Denizli 1. Aile Mahkemesince ise uyuşmazlığın sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalının 14/10/2010 tarihinde evlendiklerini, davalının evlenirken müvekkililine mehir bedeli olarak 100.000,00.-TL bedelli senet verdiğini, davalı tarafından müvekkiline karşı iş bu senetden dolayı menfi tespit davası açılmışsa da Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../......

          Somut olayda, miras bırakanın çekişmeli payı davalıya mehir olarak verdiği, 29.11.1989 tarihli mehir senedi başlığı altında imzalanmış adi yazılı sözleşme ve davalı tanıklarının ifadeleri ile belirlenmiştir. Bilindiği üzere mehr, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında kan kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehr, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (02.12.1959 günlü, 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Karan gerekçesi). Mehr sözleşmeleri bu gün için de geçerlidir (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı)....

            UYAP Entegrasyonu