WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; davacılar tarafından dosyaya sunulan 30.04.2010 tarihli “mehir senedi” başlıklı belgede sayılan mallar arasında çekişme konusu taşınmazların yer almadığı, sözleşmenin ise davacı ... ... ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarla ilgili iddianın 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması zorunludur. Ne var ki, davacı taraf İçtihatları Birleştirme Kararının aradığı anlamda yazılı delil ibraz edemediği gibi yemin deliline de dayanmamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların 06.02.2008 tarihinde evlendiklerini, evlilik yapılırken davalının müvekkiline 40 adet Cumhuriyet altınını mehir olarak verdiğini, buna ilişkin 08.04.2008 tarihli Dini Nikah Akdi başlıklı senedin yapıldığını, ancak mehir bedelinin müvekkiline ödenmediğini, tarafların 28.02.2011 tarihinde boşandıklarını, davalının mehir senedi ile sorumlu olduğunu ileri sürerek 40 adet Cumhuriyet altınının aynen, olmadığı takdirde değerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava...

      Somut olayda davacı, dava konusu malen düzenlenen bononun teminat olduğunu, davalı ise mehir bedeli olarak düzenlendiğini savunması gözetilerek davacının talili nedeniyle artık senedin teminat senedi olduğunu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Dava konusu senedin ihdas nedeni bölümünde ise “malen” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda hem davacı, senedin ihdas nedenini talil etmekte hem de senedin teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Başka bir ifadeyle, davacı tarafından imzalanan bononun teminat için düzenlendiği teminat fonksiyonun kalmadığı iddiasının yazılı delille ispat edilmesi zorunludur. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve mevzuatın incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Mehrin sözlük anlamı; “İslam hukukunda evlenme ile erkeğin, kadın üzerinde elde ettiği haklara karşılık kadına verdiği değerli şey”dir....

        Aile Mahkemesinin 2016/258 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedinde yazılı olan 44.sıradaki bir adet 30 gram bileklik ile 45.sırada yer alan 3 adet 90 gram altın bileziğin müvekkiline hiç teslim edilmediğini, mehir senedinde yer alan altınların dışında da müvekkiline anne ve babası tarafından 2 adet burma bilezik, amcası tarafından 1 adet bileziğin düğün hediyesi olarak takıldığını, ayrıca düğünde takılan 30 adet çeyrek altın ve paralarla 2 adet 22 ayar kilitli burma bilezik alındığını, mehir senedinin 43 ve 44. sırasında yer alan ziynet eşyaları dışındaki ziynetler ile düğünde amca, baba ve anne tarafından takılan bilezikler ve çeyrek altın ve paralarla alınan bileziklerin ise davalılar tarafından borç olarak alındığını ancak daha sonra müvekkiline iade edilmediğini, mehir senedinde yer alan eşyaların ise ortak hanede kaldığını, müvekkilinin eşyaları yanına almasına fırsat vermeden ortak haneden uzaklaştırıldığını belirterek...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Ümit evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen eşya ve altınların alındığını, ayrıca müvekkiline düğünde ailesi tarafından 5 adet her biri 30 gram burma bilezik, 37 adet çeyrek altın ve davalının akrabaları tarafından 5 adet 22 ayar burma bilezik takıldığını, müvekkilinin en son müşterek haneden şiddet görerek balkondan atlamak suretiyle ayrıldığını, ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra evin birinci kat olduğu söylenerek muhafaza amacıyla davalılar tarafından müvekkilinden alındığını, hatta altınların davalının annesi tarafından takıldığını, yine müvekkiline ait kişisel eşyaların ve mehir senedindeki eşyalarında müşterek hanede kaldığını belirterek mehir senedindeki altınlar ile düğünde takılan altınların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla altınlar yönünden şimdilik 35.000,00...

          Somut olayda; davaya konu mehir senedi ile toplam 220 gram ağırlığında 8 adet bilezik ile 80 gram ağırlığında 1 adet set takımının davacıya verildiği sabittir. Ancak, mehir senedinde ziynet eşyalarının ayarları belirtilmemiştir. Buna göre; davacı, davalılarda kalan iş bu ziynet eşyalarının ayarlarının ne olduğunu ispatla yükümlüdür. Bundan ayrı, HMK'nun 266. maddesi hükmüne göre; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Bu durumda, seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur. Davada, hükme esas alınan rapor, mülk bilirkişi tarafından hazırlanmıştır. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişinin ziynet eşyaları konusunda uzman olmadığı açıktır....

            Aile Mahkemesinin 2011/396 Esas, 2012/983 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, 20.07.2000 tarihli mehir senedi başlıklı belgeye dayanarak bu belgenin dördüncü sırasında yer alan 4 adet toplam 100 gr. burma bileziğin kendisine verilmediğini ileri sürerek; bu bileziklerin aynen, olmadığı taktirde; 5.000 TL karşılığı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş. 05.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle altın bilezikler için taleplerini 8.745 TL'ye yükseltmiştir. Davalı; talep edilen bileziklerin davacıya teslim edildiğini, kendisinin müşterek evden sadece elbiselerini ve kitaplarını alarak ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davalının savunmasına itibar edilerek, davaya konu bu dört adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2022/460 ESAS, DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Alacak (İhtiyatı Tedbir) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların 12.07.2021 tarihinde evlendiklerini, müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, evlendikleri sırada mehir senedi düzenlendiğini, mehir olarak müvekkiline 100 tane tam altın verileceğinin taahhüt edildiğini ileri sürmek suretiyle, mehir senedindeki eşyanın aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline, müvekkilin alacağının...

              Evliliğin teminatı noktasında, evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin mehir, mehri müeccel olarak nitelendirilir ve mehri müeccel sebebiyle alacak istemli açılan davalar genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. (E: Yargıtay 3 HD 2019/482 E. 2019/379) Somut uyuşmazlıkta ise; davacı 28/09/2017 tarihli mehir senedine dayalı olarak, evlilik nedeni ile hediye edilecek ziynet aksi halde ziynet bedelleri parasının davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki resmi evlilik ise, 30/09/2017 tarihinde yapılmıştır. Davaya dayanak mehir senedi evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin olmayıp evliliğin kurulması ve devamı sebebine dayalı düzenlenmiştir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Aile Hukuku prensiplerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa; dava, Asliye Hukuk Mahkemesince incelenerek karara bağlanmıştır....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Bayram evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen ziynet eşyasına ilişkin taahhüdün yerine getirilmediğini belirterek 155 gram 22 ayar altının aynen iadesi, olmadığı takdirde şimdilik 6.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de düğünde takılan altınların mehir senedinde taahhüt edilen altınlardan ayrı olduğunu belirtmiş, 12/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 70.060,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı Bayram vekili cevap dilekçesinde özetle; 155 gram bileziğin düğün sırasında davacıya teslim edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu