DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Kudret evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senedin mehri veren sıfatı ile davalı İbrahim tarafından imzalandığı görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı 24/11/2020 tarihli celsede, mehir olarak kendisine 80 gram 6 adet bilezik takıldığını, bunlardan 4 tanesinin tüp bebek tedavisi için, 2 tanesinin de düğün borçları ve araba için harcandığını belirttiği, düğünde takılan 80 gram mehir altınının tüp bebek tedavisi için harcandığının da davalının kabulünde olduğu, davacının altınları rıza ile vermiş olmasının davalıyı iade yükümlülüğünden kurtarmayacağı, davalının bu altınları davacıdan alırken geri istememek üzere verildiği hususunun da iddia edilmediği, dolayısıyla 80 gram mehir altını yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davacının istinafının kabulü ile mehir senedine yer alan altınlar yönüyle verilen hüküm paragrafı ve buna bağlı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine dair diğer maddelerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, 150 gram altının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 41.400,00...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili T1 ile merhum Bahattin Gözet in 2018 yılında evlendiğini, 11/09/2018 tarihinde muhtar huzurunda mehir senedi düzenlendiğini, mehir kalemlerinin T4 müteveffa Bahattin Gözet ve Hasan Toploğlu tarafından verildiğini, mehir senedi gereği verilen altın ve eşyaların tarafların müşterek evinde saklandığını, müvekkilinin 05/06/2019 tarihinde eşiyle yaşadıkları tartışma sonucu evden gönderildiğini, evden ayrılırken üzerinde hiçbirşey olmadığını ve komşuları Erdal Solak isimli kişinin şahitliğinde müvekkilin dayısı Hakan Solak ın evine gittiğini ve daha sonra müvekkilin yanlızca bir kere eve gittiğini onun da polis nezaretinde olduğunu ve evin dağıtıldığını ve bu olayın Konya CBS 2019/38640 sor....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 27/07/2015 tarihinde evlendiklerini, aynı tarihte düzenlenen mehir senedinin davalılar tarafından imzalanarak müvekkiline teslim edildiğini, henüz 1,5 aylık evli iken boşanma davası açıldığını, mehir senedinde yer alan eşyaların bundan sonra müvekkili tarafından kullanılmayacağını, kendisine sürekli olarak yaptığı, kısa ve hayal kırıklıkları ile dolu olan evliliğini hatırlatacağını bu nedenle öncelikle eşyaların parasal değerlerini talep ettiklerini, mehir senedi gereğince senette belirtilen eşyaların bedelinin ödenmesi veya aynen teslim edilmesinin davalılarca imzalanan belgede de evliliğin olumsuzluğa düşmesi halinde kabul edildiğini, boşanma davası açıldığına göre bu şartın da gerçekleştiğini belirterek mehir senedinde yazılı olan eşyaların bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000TL'nin davalılardan tahsilini veya dava konusu...
tarafından düğünde takılan altınlar ile 200 gram mehir altını ve mehir eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 17/07/2020 tarihli dilekçesi ile de dava değerini 94.605,00 TL olarak ıslah etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan ziynet ve mehir alacağı davasında ziynet alacağında kısmen, mehir alacağında tümü yönünden kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, mehir senedindeki ifadenin anlamı ve ispat külfetinin hangi tarafta olduğu, görevli mahkeme noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci, 2nci, 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 3....
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, davalı koca tarafından, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu eşyalar ile altının ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davalı koca, mehir senedinde yazılı bulunan eşyalar ile altını vermeyi taahhüt etmiş olup somut delillerle davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir. Senet metninden de davalının bahsi geçen eşya ve altınları teslim ettiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki, davalı taraf delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkeme tarafından yemin delili hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur....
(BK m.238/1) Somut davanın dayanağını, taraflar arasında düzenlenen 03/10/2010 tarihli mehir senedi oluşturmaktadır....
Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı eşya ve altınların davalı Yaşar tarafından alındığını ,dolayısıyla mehir senedinden kaynaklı sorumluluğun yerine getirildiğini, mehir senedindeki eşya ve altınların davacıda kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının ise davalı Muhammet tarafından alındığı iddiasının doğru olmadığını, zira bu altınların davacı tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; mehir senedinde yazılı olan buzdolabı ve çamaşır makinesinin hiç alınmadığını, davacının bu eşyaların Hollanda'da alınacağını söylediğini, ancak karşılıklı rıza ile hiç alınmadığını, mehir senedindeki bir kısım eşyaları davacıya teslime hazır olduklarını, mehir senedinde yazılı olan 200 gr. 9 adet bilezik ile küpe, yüzük, saat, elbise takımını, 65 gr. altın bileziğin ve dava dilekçesinin 10 ve 22. maddeleri arasındaki eşyaları davacının beraberinde götürdüğünü, davalıda olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir....