Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müşterek haneden davalı Ali'nin ayrıldığını, davacının bir süre daha müşterek hanede kaldığını, mehir senedindeki eşyaların tamamının düğün sırasında eksiksiz olarak alındığını, davacının talep ettiği şahsi eşyaların ve mehir senedindeki eşyaların da davacıda olduğunu, ziynet eşyalarının davacıdan alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Davalılar cevap dilekçesinde; davalı ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, zira mehir senedinde yazılı bu eşyaları alarak davacı gelinine teslim ettiğini ve evlendikleri tarihten itibaren onun tasarrufunda bulunduğunu, davalı ... ise mehir senedinde yazılı eşyalardan bir kısmının hiç alınmadığını, mecbur kaldığı için bu senedi imzaladığını, davacının bir süre dinlenmek üzere baba evine gittiğini ve bu sırada mehir senedinde yazılı altınları da yanında götürdüğünü, bazı eşyaların ise halen evde olup bunları iade etmeye hazır olduğunu belirterek, davanın reddini istemişlerdir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava dışı oğlu ile davacının evlendiklerini ve 09/11/2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacı ile oğlunun düğünlerinin Çumra ilçesinde yapıldığını, mehir senedinde yer alan ziynet eşyalarının davacıya teslim edildiğini ve davacı tarafından düğünde takıldığını, mehir senedinde yazılı eşyaların da düğünden önce davacı ile oğlunun müşterek olarak yaşayacakları eve yerleştirildiğini, oğlunun davacıdan boşandıktan sonra hiçbir şey almadan evden ayrılarak kendisinin yanına geldiğini, mehir senedinde yazılı bulunan ziynetleri davacıya teslim ettiğini savunarak davanın reddini istemiş; yargılama esnasındaki yazılı beyanlarında ise; mehir senedinde yazılı bulunan takılardan altın setin senette yazılı olmadığını, sonradan eklendiğini, esasen mehir senedinin düğünden önceki son akşama kadar yazılmadığını, davacının babası tarafından son akşamda kendisinin boş kağıda imzası alınmak suretiyle mehir senedinin sonradan doldurulduğunu savunmuştur....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava dışı oğlu ile davacının evlendiklerini ve 09/11/2012 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacı ile oğlunun düğünlerinin Çumra ilçesinde yapıldığını, mehir senedinde yer alan ziynet eşyalarının davacıya teslim edildiğini ve davacı tarafından düğünde takıldığını, mehir senedinde yazılı eşyaların da düğünden önce davacı ile oğlunun müşterek olarak yaşayacakları eve yerleştirildiğini, oğlunun davacıdan boşandıktan sonra hiçbir şey almadan evden ayrılarak kendisinin yanına geldiğini, mehir senedinde yazılı bulunan ziynetleri davacıya teslim ettiğini savunarak davanın reddini istemiş; yargılama esnasındaki yazılı beyanlarında ise; mehir senedinde yazılı bulunan takılardan altın setin senette yazılı olmadığını, sonradan eklendiğini, esasen mehir senedinin düğünden önceki son akşama kadar yazılmadığını, davacının babası tarafından son akşamda kendisinin boş kağıda imzası alınmak suretiyle mehir senedinin sonradan doldurulduğunu savunmuştur....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda geçerli bir mehir senedinden bahsetmenin mümkün olmayacağını, mehir senedi olarak 2 evrak bulunduğunu, 400 gr altının kimin lehine verileceğinin hüküm altına alınmadığını, söz konusu sayfadaki yazıların davalıya ait olmadığını imzanın davalıya ait olduğunu, davalının hiçbir şekilde mehir senedi imza altına almadığını, davalının resmi olarak evli olduğunu, mehir senedinin hukukta "İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para, mal veya menfaat hediyesidir" şeklinde tanımlandığını, davalının hukuken evlenemeyecek olması karşısında mehir senedinin geçerli olduğunun düşünülemeyeceğini beyan ederek davanın reddi ile alacaklının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Zeki evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senede 200 gram altın yazılmak sureti ile senedin davalı Nurullah tarafından imzalandığı, senedin davalı Zeki tarafından imzalanmaması nedeni ile davalı Zeki'nin senet nedeni ile sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle hiç takılmadığı iddia edilen 100 gram mehir altını yönünden davalı Zeki'ye karşı açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davacı mehir senedinde belirtilen 200 gram mehir altınından düğünde takılan 100 gram mehir altınının davalı Zeki tarafından harcandığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını tanık beyanlarıyla ispat edemediği, yemin delilinin de olmadığı, davacının iddiası karşısında davacının en son evden ayrılma şeklininde bir öneminin olmadığı, bu nedenle düğünde takılan 100 gram mehir altını yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, hiç takılmadığı iddia edilen 100 gram mehir altını yönünden senetten kaynaklanan...
Somut olayda, davacı kadın lehine hükmedilen mehir alacağı miktarı 16.155TL’dir. Bu miktar karar tarihindeki kesinlik sınırı 107.090.00 TL'yi aşmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kaldığından karar kesindir. Açıklanan sebeple, davalı erkeğin, mehir senedine dayalı alacak yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Mevlüt evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senet metninde oğlan evinden ve kız evinden olduğu belirtilen eşyaların "gelinim Nursel Çelik'e mehir olarak verdim" açıklaması ile senedin davalılarca imzalandığı, senet içeriği ile mehir borcu altına girenin davalı T4 olduğunun anlaşıldığı, senet içeriğinde davalı Mevlüt'ün müşterek müteselsil borçlu olduğuna dair herhangi bir ibare olmadığı, senedi sadece damat sıfatı ile imzalamış olmasının senet nedeni ile sorumlu olacağı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle davacı tarafça hiç takılmadığı iddia edilen 120 gram mehir altını yönünden davalı Mevlüt'e husumet yöneltilemeyeceği, davalı Osman'a karşı açılan davanın da asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla davacının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-3 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Uyuşmazlık, mehir senedinden kaynaklanan alacak davasında verilen karara yönelik yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın iadesi istemi kabul edildikten sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile mehir senedinde yer alan 9.100 TL değerindeki ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin, yine mehir senedinde yazılı bulunan 20.000 DM'nin dava tarihindeki karşılığı olan 16.523.10 TL'nin yasal faizi ile davacı ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 01/04/2017 tarihinde yapılan dini nikahları sırasında mehir ile davacıya 107 gram altının mehir olarak takılacağının vadedildiği, ancak kına gecesinde yaşanan olaylar nedeni ile düğün yapılmadan tarafların ayrıldığı, resmi nikahın 10/04/2017 tarihinde yapılması nedeni ile düğün yapılmasa da davacının mehir alacağına hak kazandığı, davalının açıkça bağışlamadan rücu definde de bulunmadığı, mehir ediminin ifa edilmediğinin davalının da kabulünde olması sebebi ile verilen kararın doğru olduğu anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....