GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Gökhan evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedi ile verilen altınların davalı Gökhan tarafından habersizce evden alınıp, bir daha teslim edilmediğini, müvekkilinin zehirlenmesi sebebi ile bir gün evde yemek yapamadığı için evi terk eden davalı Gökhan'ın uzun süre eve gelmemesi nedeni ile müvekkilinin anne evine geldiğini, bu esnada davalı Gökhan'ın müşterek çocuğu yatak odası takımları ile mehir senedindeki evin diğer eşyalarını internet üzerinden sattığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya ve altınların bedelleri karşılığında şimdilik 1.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 31/08/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 203.358,33 TL olarak ıslah etmek sureti ile faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
yapmış, ilerleyen aşamada 15 adet mehir altını yönünden taleplerinin olmadığını belirtmiştir....
davacıda kaldığı iddia edilen diğer mehir altınları için ispat külfetinin davalıda olduğu, buna göre, davalıya çocuğun tedavisi için bozdurulan mehir altınlarının nelerden ibaret olduğu açıklattırıldıktan sonra yemin delili hatırlatılarak davalı yemin delilini kullanır ve davacıda yemin etmeyi kabul ederse davacıya "mehirdeki altınların ve eşyaların hiçbir suretle alınmadığı yönünde" yemin ettirilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği, eğer davacı yemin eder ise eşyaların hiç alınmamış olması nedeni ile sıfır bedelleri yönünde bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalının istinafının kısmen kabulü ile tarafların sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
ile kabule konu 140 gram mehir altını, mehir eşyası ve 30,57 gram bileziğin bedeli üzerinden hesaplanan harcın 1/3'inin davalıdan alınmasının gerektiği, 2 adet çeyrek altın yönünden davalının kabulünün olmaması sebebi ile 2 adet çeyrek altının değeri üzerinden hesaplanacak harcın tamamının davalıdan tahsil edilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının yargılama giderlerine yönelik istinafının kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Davacının ziynet eşyası talebinin KISMEN KABULÜ ile, Bilirkişi Ali Keten'in 20/06/2022 tarihli raporunda değeri ve nitelikleri belirlenen; -10 adet 22 ayar toplam 181,00 gr bilezik (19.258,40 TL) -3 adet tam altın (2.238,00 TL) -8 adet çeyrek altın (1.488,00 TL) olmak üzere toplam 22.984,40 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- Davacının mehir senedine dayalı talebi yönünden; a)Davacının mehir senedinde yazılı 4 adet bilezik talebinin KABULÜ ile, Bilirkişi Ali Keten'in 31/05/2021 tarihli raporunda toplam değeri 9.130,40 TL olarak belirlenen, 4 adet 22 ayar 80 gram bileziğin, 4.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 03/05/2016, 5.130,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 19/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, b)Davacının mehir senedinde yazılı eşya alacağı talebinin KABULÜ...
Mehir alacağı bakımından, Mehire dayalı alacak davası için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve kaldırma kararında ön görülen eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiğinden, mehir alacağına ilişkin dava dosyadan tefrik edilmiş, değerlendirme yeni esas alan dosya üzerinden yapılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
etmiş iseler de, seçimlik hakkın davacıya ait olup, bu hakkın davacı tarafça bedelden yana kullanıldığı, hal böyle olunca eşyalar ve 40 gram mehir altını yönünden davanın kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalıların istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece; ayrılık sırasında davacının müşterek haneye giderek kapıyı çilingir marifeti ile açıp birtakım eşyaları ve şahsi eşyalarını aldığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu, davacıya mehir senedi ile ziynet eşyalarının teslim edildiği, ancak ziynet eşyalarının tekrar davalı tarafından alındığı konusu ispat edilemediğinden, diğer eşyalar ile ilgili ise davalının dava safahatında "tekrar düğün yaparak evlendiğini, bahse konu eşyalarını ihtiyaç sahiplerine dağıttığını, dolayısıyla bedelini ödemeyi kendisinin de kabul ettiğini" beyan ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda belirtilen; .......
Somut olaya gelince; davalı ve mahkemece dinlenen davalı tanıkları çekişmeli taşınmazın davalıya mehir olarak verildiğini belirtmişlerdir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Türk Medeni Kanunu tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehir sözleşmeleri bu gün için de geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir....
Uyuşmazlık, bir kısım çeyiz eşyaları ile mehir senedine bağlanmış ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir....