Noterliğince düzenlenen 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedi ile davalıya bağışlamayı taahhüt ettiği ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu ettiğinin tespitine, ayrıca mehir senedinde tahahhüt edilip davalıya teslim edilmiş ziynetlerin değeri olan 16.980 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanma davasında taraflar her ne kadar eşit kusurlu sayılmış iseler de kadının telefonla başkaları ile güven sarsıcı şekilde görüşmeler yaptığı, bu durumun koca yönünden katlanılmasının düşünelemeyeceği, davacı yönünden bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Mehir Alacağı- Alacak -Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kadının kabul edilen mehir alacağı talebi ile kendi para alacağı talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (m. 141/3)....
Bu durumda, mehir senedinde yeralan ev eşyalarının davacı tarafından evden götürüldüğü konusundaki ispat yükü davalıya aittir . Ancak, mehir senedinde yeralan ve beyaz eşya, mobilya gibi eşyalardan oluşan , bilirkişi tarafından 9.385.00.- TL değer biçilen eşyaların evden ayrılış şekli itibari ile davacı tarafından götürüldüğü davalı tarafından ispatlanamamıştır . Mahkemece bu eşyaların değeri yönünden de talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu eşyalar yönünden talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
MEHİR SENEDİ İLE TAAHHÜT EDİLEN ZİYNET EŞYASININ TAHSİLİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mehir senedi ile taahhüt edilen 800 gram altının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davalının boşandıklarını, 13.8.2005 tarihli sözleşme ile 800 gram altın taahhüt edilmesine rağmen söz konusu taahhüdün yerine getirilmediğini, bu nedenle 800 gram altının mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taahhüt edilen altınların düğünde takıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davacı vekili dava dilekçesinde, mehir senedinde yazılı eşyalar ile babaevinden çeyiz olarak getirilen eşyaların ve arsanın aynen iadesini ya da bedeli olan 12.530 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Davalı, altınların davacının üzerinde olduğunu, ,oturma grubu ve fırının evde konacak yer olmadığından davacı tarafından davacının babası evine götürüldüğünü, mehir senedinde yazılı arsa ile ilgili taaahhüdün davalının babası tarafından imzalanmadığını davalının böyle bir arsasının da bulunmadığını ,diğer eşyaları teslime hazır olduğunu savunmuştur. Davacı kadın dava konusu edilen mehir senedinde yazılı 100 gr altının, oturma grubunun, fırının davalıda kaldığını, verilmesi kararlaştırılan arsanın halen verilmediğini ve dava sırasında teslim edilmeyen tencere takımı ,ütü masası, büyük tüp ve sininin de davalıda kaldığını ileri sürmüş; dinlettiği tanıkların beyanı ile iddiasını ispat edememiştir....
ye mehir olarak verildiğini mal kaçırma amaçlarının olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, tasarrufun muvazaa ile düşük değerli işlemler ile yapıldığı ve tasarrufta bulunan davalıların borçlunun gelini ve eşi oldukları, dikkate alınarak her ne kadar ...'ye yapılan satışın yöresel örf gereği mehir olduğu iddia edilse de, borçluların yaptıkları tasarrufların iptaline ilişkin mahkemenin bu tasarruf dışında 2013/188,191 ve 190 esas numaralı dosyaların da bulunduğu, davacı tarafından borçluların mal kaçırmak amacını güttüklerinin malların çeşitli sebeplerle 3. kişilere devredildiğinin iddia edildiği görülerek davalıların taşınmazların mehir olarak devredildiği iddiasına hakkaniyet gereği itibar edilmediği, alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiklerinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Mehrin, mehiri muaccel ve mehiri müeccel olmak üzere iki türü vardır. Mehri muaccel İslam Hukukunda erkeğin nikâhtan önce verdiği mehirdir. Mehri müeccel ise kocanın nikahtan ve hatta evliliğin ölüm veya boşanma sebebi ile sona ermesinden sonra kadına verdiği mehirdir. Mehir senedi ise bu iki mehir çeşidi arasından mehri müeccele dahil edilmektedir. Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, Borçlar Kanunu’nun 110. maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, Borçlar Kanunu’nun 238. maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın düğün öncesi imam nikahı esnasında davalının mehir olarak davacıya 22 ayar 8 adet 20 gramlık bilezik alacağını taahhüt ettiği iddialarını kabul etmediklerini, davacının mehir talebinin mal varlığı hakkına ilişkin bir dava olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, düğünde takılan ziynet ve altınların davacının kendi iradesi ile davalıdan geri almamak üzere rızası ile verdiğini davalının altın ve ziynet eşyalarına zorla el koymadığını, davacının mehir talebinin huzurdaki davadan ayırarak yeni bir esasa kaydedilerek görevsizlik kararı verilmesini, davanın tarafların Sakarya 2. Aile Mahkemesin de görülmekte olan boşanma davası ile birleştirilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...Davanın REDDİNE..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, davalının mehir senedi nedeniyle borç altına girdiğini, boşanma neticesinde mehir senedinde yer alan mallardan hiçbirisinin müvekkilince kalmadığını, bazı eşyaların ise hiç alınmadığını belirterek, mehir senedindeki ziynet ve eşyaların dava tarihi değerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının müşterek hanedeki eşyaları ve ziynet eşyaları beraberinde götürdüğünü, hatta ziynet eşyalarını daha sonra kuyumcuda bozdurduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Ergün'üm Konya 4.Aile Mahkemesinin 2013/701 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, davalıların 21/06/2007 tarihli mehir senedi ile müvekkiline borçlandıklarını belirterek mehir senedindeki eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı T3 cevap dilekçesinde özetle; Senetteki altının 700 gram değil 70 gram olduğunu, 70 gram altının da düğünde davacıya takılıp halen davacıda olduğunu, mehir senedinin kendisine tehdit ile imzalatıldığını, söz konusu senede okuma yazması olmayan babasının da kefil olduğunu, davacı ile ayrıldıklarında diğer ev eşyalarının davacıya bırakıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....