DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davalıya TK 25/a maddesine göre ihtar bildiriminin 14/05/2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, 30 gün içinde tebliğ evrakını almak için müracaat etmeyen davalının dava dilekçesini tebliğ almış sayıldığı, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi sebebi ile istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü imza itirazının dikkate alınamayacağı, 200 gram mehir altınının hiç ifa edilmediğinin iddia edildiği, senette teslime dair ibare olmadığı, ispat külfetinin davalıya ait olup, senet kuvvetindeki belge veya yemin delili ile mehir ediminin ifa edildiğinin ispat edilmesi gerekmekle birlikte süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının bu yönde ispat imkanının olmadığı, 200 gram mehir altını hiç alınmadığı için kuyumcu satış fiyatı üzerinden davanın kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, 142.49 gram mehir altınının davalı tarafça harcandığının davacı tanık beyanları ve davalının istinaftaki beyanı ile sabit olup, altınların hurda değeri üzerinden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Veysel evlenirken düzenlenen mehir senedindeki edimin düğün sırasında eksiksiz olarak ifa edildiği, davacının iddiasının mehir altınlarının elinden alındığı, eşyaların ise davalı Veysel'de kaldığı yönünde olup, işbu davanın mehir senedine değil zilyetliğe dayalı kişisel eşyanın iadesi davası olması, davalının talep edilen ziynet ve eşyaların cins ve miktarına itiraz etmemesi nedeni ile mehir senedinin verilen kesin süreden sonra sunulmasının sonuca etkili olmayacağı, 1 adet bileziğin davacı tarafından görümcesine verildiği, davalıların isteği ile verilmesinin sonuca etkili olmayacağı, hal böyle olunca davacı tarafından görümcesine verilen 1 adet bilezik yönünden davalılara husumet yöneltilemeyeceği, diğer ziynet eşyalarının davalı Veysel tarafından alınarak iade edilmediği, eşyaların ise davalı Veysel'de kaldığı, hal böyle olunca bunlar yönünden davanın kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalının istinafının...
Davalı, davacı mehir olarak verilen ziynet eşyalarını davacının evi terk ederken götürdüğünü, mehir senedinde yazan eşyaların yarısının kendisine ait olduğunu, düğünde takılan altınlar davacının rızası ve iradesi doğrultusunda bozdurularak düğün masraflarının karşılandığını; ev eşyası aldıklarını, düğünde iddia edildiği miktarda altın takılmadığını, 57 adet çeyrek altın, 5 adet yarım altın, 1 adet büyük altın takıldığını; her ne kadar, annesi davalı olarak gösterilmiş ise de, mehir senedinden anlaşılacağı üzere annesinin tanık sıfatıyla imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının mehir senedinde yer alan ziynet ve ev eşyaları yönünden davasının kısmen kabulü ile, değerinin 1/2'si olan 12.102,50TL'nin davalılar ........
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Konya 2.Aile Mahkemesinin 2017/629 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, kararın istinaf aşamasında olduğunu, taraflar arasında evlilik sırasında 01/01/2012 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, davalının bu senetteki ziynet ve eşyaları davacıya vermeyi taahhüt etmesine rağmen taahhüdünü yerine getirmediğini belirterek mehir senedine yazılı olan ziynet ve eşyaların bedeli olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin evlilik akdi kurulurken kesinlikle bir senet vermediğini, davacının iddia ettiği senedin altında imzası bulunsa dahi bu imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın reddine karar verilmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, mehir senedinden kaynaklanan 93.279,00 TL alacağın tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve %... icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yeni Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmüne göre, eşlerin birbirlerine karşı borçlarını ödemesi, ödemediği takdirde sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Bu yeni düzenleme ile eski Medeni Kanun'un 169. maddesinde hükmünü bulan eşler arasındaki cebri icra yasağı kaldırılmıştır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının 01/.../2009 tarihli mehir senedi ile bir kg altın vermeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır....
Davalı-davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarının az olduğunu, ziynette aynen iadeye yönelik ıslah taleplerinin dikkate alınmadığını, mehir alacağında aynen iade talepleri bulunması nedeniyle faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, karşılıklı boşanma ile ziynet ve mehir alacağı davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
O halde öncelikle, mehir senedinin tarihinin belirlenmesi, bu hususta tarafların beyanlarının alınması, uyuşmazlık bulunması halinde, tarafların delillerinin değerlendirilerek özellikle davacının dava dışı asıl borçluya karşı açtığı mehir senedine dayalı alacak davalarına ve boşanma davasına ilişkin dosyaların ilgili mahkemelerinden getirtilerek, bu dosyalardaki davacı tarafın beyanlarında mehir senedinin tarihi ile ilgili bir beyanının olup olmadığının araştırılması, tespit edilemezse sözleşmenin tarihi tanık beyanlarıyla da ispat edilebileceğinden davalıya bu hususta tanıklarını bildirmesi için süre verilerek, sonucuna göre mehir senedinin düzenlendiği tarihin belirlenmesinden sonra bu tarihten sonra on yıllık süre içinde davacı tarafça davaya konu takip yapılmış ise işin esası hakkında karar verilmesi aksi halde davanı hakdüşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekmektedir....
Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davalı Mehmet yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca mehir senedinde belirtilen eşyaların değerlerinin bilirkişi tarafından düşük belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....