Davalı vekili cevabında; mehir senedinde davalının imzasının bulunmadığını, altın miktarının 201 gr değil 101 gr olduğunu, bu miktardaki altının davalının ailesi tarafından düğünde davacıya takıldığını, kasadaki ziynetlerin bir kısmının bu altınlar olduğunu, bunların davacıya iade edilmek istendiği halde kabul edilmediğini; mehir senedinde davalı ve ailesinin rızası olmadan altın miktarının 201 gr olarak davacı tarafından değiştirildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın (para dışındaki talepler kabul edilmek suretiyle) kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere, alınan bilirkişi raporuna mahkeme kararında dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Hükmü boşanma davası yanında mehir alacağı davanın reddi yönünden de temyiz eden davacı-karşı davalı kadından ayrıca alınması gereken maktu temyiz karar harcının alınmadığı görülmektedir. Sözü edilen noksan harcın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. maddesinin yollaması ile HMK'nın 344. maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının ilgili bölge adliye mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.17.05.2022 (Salı)...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mehir Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve mehir alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 04.05.2015 günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ... geldi. Karşı taraf davalı-karşı davacı ... ve vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Aile Mahkemesi’nin 2014/496 Esas 2016/284 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ilamın 07/04/2016 tarihinde kesinleştiğini, kendisi ile önceki eşi davalı T3 ile amcası T5 arasında 02/10/2009 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, boşanma davasında kendisinin talebi üzerine mehir senedinde yer alan kişisel eşyaların tarafına iade edildiğini ancak, mehir senedinde yer alan 150 gram altının iade edilmediğini, bu konuda dava esnasında dinletmek üzere şahitlerinin hazır olduğunu, kendisi müşterek haneyi terk ederken ziynetlerin davalı Selim ile o dönemki müşterek konutlarında kaldığını, belirterek mehir senedinde yer alan 150 gram altının aynen iadesini, iade mümkün olmadığı taktirde şimdilik 1.000 TL bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir....
TL manevi tazminata, ziynetlerin, mehir alacağının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse parasal karşılığının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili aşamalarda sunmuş olduğu beyan dilekçesinde, onbeş parça eşyadan oluşan "kızın babasının yaptığı eşya mehir senedi" başlıklı belgedeki tüm eşyaları teslim aldıklarını, buna dair talepleri kalmadığını, on parça eşyadan oluşan "mehir senedi" başlıklı diğer belgedeki eşyalardan ise yalnızca onuncu sıradaki "elbise-ayakkabı-çanta-çamaşır" şeklinde yazılan eşyaları teslim aldıklarını, onun haricinde koltuk takımı, halı, buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, bulaşık makinesi, perdeler, 50 gr bilezik, küpe, yüzükten oluşan eşyalar yönünden taleplerinin devam ettiğini belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının öncelikle eşyaların aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesini talep etmesi gerekirken, tam tersi şekilde talepte bulunduğunu, belirtilen mehir senetlerinin müvekkiline zorla imzalatıldığını ve bir geçerliliği bulunmadığını, ayrıca davacının evden ayrılırken kendisine ait tüm takıları götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/587 Esas, 2020/209 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 02.03.2021 tarihinde kesinleştiği, tarafların evliliğinden önce dosyaya ibraz edilen mehir senedinin düzenlendiği, mehir senedinde 150 gram altın bilezik, mobilya takımı, beyaz eşya ve bir kısım eşyanın davacı kadına verildiği, mehir senedinin kayınpeder ... ve kefil ... tarafından imzalandığı, davalı ...'in senette imzasının bulunmadığı, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarına göre, düğünde davacı kadına 150 gram altın takıldığı ve mehir senedinde yazılan eşyaların alındığı, taraflar ayrıldıktan sonra eşyaların davalı ...'te kaldığı, eşyaların halen depoda muhafaza edildiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında dinlenen davacı kadının annesi olan tanık Nejla, davalı ...'...
Davacı iddiasını varlığı inkar edilmeyen adi yazılı belge niteliğindeki mehir senedi ile kanıtlamıştır. Davalı bunun aksini iddia ettiğine göre, 6100 sayılı HMK.nun 201. maddesi gereğince, (Mülga HUMK.nun 290. maddesi) senede karşı senetle ispat kuralı gereğince savunmasını tanıkla ispat edemez. Yine aynı kuvvette yazılı belgeyle ispat etmesi gerekir. Davalı böyle bir belge ibraz edememiştir. Davalı delil listesinde yemin deliline de dayanmadığından mehir senedindeki taahhüdünü yerine getirdiğini hiçbir yasal delil ile kanıtlayamamıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının iddiasının mehir olarak düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından iade edilmediği yönünde olup, iddianın mahiyeti gereği kişisel eşyanın iadesi mahiyetinde olduğu, dolayısıyla aile mahkemesinde görülmesinde isabetsizlik olmadığı, davacının iddiası kapsamında işbu davanın mehir senedine değil, zilyetliğe dayalı olup, senette taraf imzalarının olmamasının sonuca etkili olmayacağı, davacıya iddia ettiği miktarda altının düğünde takıldığı ve bunların davalı tarafça harcandığının davacı tanık beyanlarıyla sabit olduğu gözetilerek davanın kabulünün isabetli olduğu anlaşılmakla, davalının istinafının reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
ye satış suretiyle devrettiği, davacıların anılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, davalının ise, murisin 05.05.1989 tarihli ve “mehir senedidir” başlıklı belge ile ... Mevkiinden en az 18 dekar tarlayı kendisine devretmeyi vaat ettiğini, ayrıca kendisinden 150- 180 gr. altın aldığını ve iade etmediğini, dava konusu devirlerin borca ve mehir senedine karşılık olarak yapıldığını savunduğu, muris İsmail'in 08.02.2011 tarihinde öldüğü, dava dışı eşi ... ile geride mirasçı olarak davacı olan kızları ... ve davalı gelini ...'nin eşi olan dava dışı oğlu ... 'in kaldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacıların murisinin çekişmeli 1669 parsel (yeni 27852 ada 31 parsel) sayılı taşınmazı davalıya mehir olarak verdiği, dosyadaki 05.05.1989 tarihli mehir senedi başlığı altında imzalanmış adi yazılı sözleşme ve davalı tanıklarının ifadeleri ile belirlenmiştir....