Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemi ile açılan işbu davada, dava konusu markanın yargılama sırasında üçüncü kişilere devri halinde taraf değişikliğine yol açılacağı ve bunun da yargılamanın uzamasına neden olacağı gözetildiğinde, dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde bulunduğu gibi verilen tedbir kararının niteliğine göre teminat alınmamasında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir kararına itiraz eden karşı taraf davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....

    Ayrıca Çeşme C.Başsavcılığının 2017/4742 soruşturma nolu rapor tanzim eden bilirkişiler ..., ... 10.6.2018 tarihli raporlarında, markanın esaslı unsuru olan ... sözcüğünün iki tarafın markasında da tescilli olduğunu, ancak ... kelimesi ayırt edici gücü olmayan, uzmanlık belirten, TPMK'da birçok markada geçen , ayırt edicilik gücü zayıf bir kelime olduğunu, davalı kullanımının marka ihlaline neden olmadığını beyan ettiklerinden davacının yeniden bir inceleme yapılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.Öte yandan karıştırma ihtimali marka hukuku yönünden mahkememizin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle de res’en incelenmiştir.Markalar arasındaki benzerlik incelemesinde temel kural, beher markanın ayırt edici unsurları itibariyle ortalama tüketici üzerinde bir bütün olarak bıraktığı genel izlenimin esas alınması ve mukayese edilmesidir. Bir markanın ayırt edici unsuru, o markayı karakterize eden, o markanın algılanışına hakim olan yazılı ve/veya görsel unsurdur....

      Markanın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının kullanımının bulunduğu, ürün fiyat broşürlerindeki kullanımının önlenmesi ve broşürlere el konularak tecavüzün ve haksız rekabetin ref'ine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, hükmün devamında reklam broşür gibi tanıtım evrakları dışında kullanım bulunmadığı halde, tabela, ambalaj, afiş, fatura vb ticari evraklara el konularak imhasına karar verilmesi yerinde değildir....

      Markanın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının kullanımının bulunduğu, ürün fiyat broşürlerindeki kullanımının önlenmesi ve broşürlere el konularak tecavüzün ve haksız rekabetin ref'ine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, hükmün devamında reklam broşür gibi tanıtım evrakları dışında kullanım bulunmadığı halde, tabela, ambalaj, afiş, fatura vb ticari evraklara el konularak imhasına karar verilmesi yerinde değildir....

        ve sosyal medya hesaplarında ----- ibaresini kullandığı bu kullanımların marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ayrıca taraf markalarının da benzer olduğunu belirterek hükümsüz kılınması gerektiği yönünde görüş bildirildiği, buna göre davacının ---- numaralı ---- ibareli markanın ve ---- numaralı ----ibareli markanın 38 ve 41....

          Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve uyuşmazlık konusu markanın kullanımının sona erdirilmesi için davacı tarafça keşide edilen 10.02.2006 tarihli ihtarname ile anılan markanın 2006/6792 sayı ile tescil başvurusu yapıldığı 24.02.2006 tarihleri arasında davalı tarafça kullanımının öncelik ve üstün hakka dayalı bir kullanım niteliğinde olduğu kanıtlanamadığından bu tarihler arası kullanımın davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddi gerekir. 2- Ancak, davalı tarafça dava konusu edilen marka için TPE nezdinde 24.02.2006 tarih ve 2006/6792 sayılı tescil başvurusu yapılmış olup işbu dava ise 30.03.2006 tarihinde açılmıştır....

            Dolayısıyla bu hizmetler yönünden markanın ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve bu kabulden hareketle markanın koruma kapsamının dar tutulması gerektiği değerlendirilmiştir. Diğer yandan somut olayda davalı tarafın kullanımı, davacıya ait markanın ayırt edicilik unsurunu sağlayan dünya şeklindeki "O" harfi kullanılmaksızın ve sadece " ..." şeklinde gerçekleştirilmiştir. Markanın kullanıldığı televizyon programının ekolojik tarım ve hayvancılık usullerine ilişkin tanıtım ve bilgilendirme amaçlı olduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalının bu kullanım şeklinin ise dosya kapsamı itibariyle KHK'nun 12. Maddesinde belirtilen dürüst kullanım mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Mezkur nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              ibaresi kullanılmasına karşın, bu kullanımların davalının lisans nedeniyle hak sahibi olduğu markanın esas unsurlarını barındırdığı ve bu markanın kapsamında kullanımlar olduğu, davalının satışa sunduğu emtiayı kendisine ait işyerinde pazarlamasının da marka hakkı kapsamında olduğu, bu sebeplerle davalı kullanımlarının davacının 35. sınıfla tescilli markalarından kaynaklı marka| hakkını ihlal etmediği, haksız rekabete sebep olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur. Uyuşmazlık, davalının ağırlıklı olarak 7. ve 21. sınıfta lisanslı/tescilli ve/veya başvuru aşamasındaki mal/emtia grubu markalarının, davalı tarafça 35. Sınıfta (mağazacılık) sınıfında kullanımının, davacı tarafça engellenmesinin istenip istenemeyeceğinden kaynaklanmıştır. Mahkemece, davalı kullanımının hakka dayalı kullanım olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen, kullanılan markanın davacı markasıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı, kullanım şekliyle iltibas yaratıp yaratmadığı tartışılmamıştır....

                Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2022/116 değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle, hükümsüzlüğü talep olunan dava konusu ... tescil numaralı markanın müvekkiline karşı kullanımının ihtiyaten durdurulmasına, ayrıca markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla dava kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin TPE nezdinde hizmet markası olarak tescilli olan "..." markasının öncelikle web sitesi ve benzeri alanlarda davalılar tarafından aynen kullanılması sebebi ile iltibas oluşturması karşısında bu eylemlerin marka tecavüzü ve haksız rekabeti sebebiyle ihtiyati tedbir kararı verilerek hizmet markasına vaki tecavüzün ve kullanımının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İHTİYATİ TEDBİR KISMEN KABUL KARARI: Bakırköy 2....

                  Davalı vekili, “...” isimli haber sitesi ve sosyal paylaşım hesaplarının 2013 yılından 2016'ya kadar davalı tarafından yönetildiğini, markanın tanınıp bilinmesini davalının sağladığını, bu kapsamda 10.02.2012 tarihinde kurduğu “Sinefıl Denizli Manşet Medya” ünvanlı işletme ile markanın tanınır hale geldiğini, 2013'ten beri “....com” adlı internet haber portalının sahibinin davalı olduğunu, "Sinefıl Denizli Manşet Medya” nın internet haber yayıncılığı alanındaki en önemli yatırımı olduğunu ve markayı adına tescil ettirdiğini, davacının haksız kullanımının önlenmesi için gönderilen ihtarnameye karşın davacının marka tecavüzünü sürdürdüğünü, davacının kötü niyetli olarak tescilli markayı müvekkilinin elinden almaya çalıştığını, kendi emekleri ile dava konusu markayı tanınır bilinir hale getiren davalının markayı adına tescil ettirdiğini, bu nedenlerle haksız davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu