Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, iptali istenilen markanın kullanıldığını ispat yükü davalı tarafta olduğu, davalının markayı kullandığına ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, davalının markayı devir aldıktan sonra 5 yıllık sürenin dolmadığını savunmuş ise de önceki malikin kullanmama süresine ilaveten devralanın kullanmama süresinin ilavesi ile Yasa'da öngörülen kesintisiz beş yıllık kullanmama şartı oluştuğu gerekçesiyle markanın iptaline karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir. 1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2016/148 Esas ve 2016/189 karar sayı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir....

    Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.12.2012 tarih ve 2012/50-2012/250 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin “Casaluce” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının ise “Casa” ibareli markasının bulunduğunu ve bu markaya dayalı olarak müvekkiline markanın hükümsüzlüğü için dava açtığını, davalı markasının TPE nezdinde alınan kararla tanınmış marka olarak kabul edildiğini ancak müvekkili tarafından davalı hakkında kullanmama sebebine dayalı olarak hükümsüzlük davaları açıldığını, davalıya ait markanın tanınmış olmadığını ileri sürerek, davalıya ait markanın tanınmış markalar sicilinden çıkartılmasına ve tanınmış marka olmadığının...

      (Kapatılan) 4...Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2015 gün ve 2014/96-2015/133 sayılı kararı onayan Daire’nin 30/05/2016 gün ve 2015/11088-2016/5885 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalı adına tescilli 2004/36125 sayılı "..." ibareli markanın Türkiye'de kullanılmadığını ileri sürerek, markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

        Davalı vekili, kullanımın bulunduğunu, ayrıca 11. sınıf ile 20. sınıf bakımından davacının hukuki yararının bulunmadığını, savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın KHK’nin 14.maddesi kapsamında dava konusu markanın ciddi şekilde kullanıldığına ilişkin delilleri sunamadığı, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içerisinde kullanımın ispat edilemediği, gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tescilli markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir....

          DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait 2010/26906 tescil numaralı "mielox" markasının davalı tarafından kullanılmadığını belirterek anılan markanın kullanmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markanın yenileme işlemi dosyalanmadığından 23.04.2020 itibariyle hukuken geçersiz bir marka olduğunu, iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesinin mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihinde dava konusu markanın yenilenmemiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, davacı ve davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

            Davalı ... vekili her ne kadar 06/12/2022 tarihli cevap dilekçesi ile markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından kullanmama def'i ileri sürmüşse de, söz konusu dilekçenin davaya yasal cevap verme süresinden sonra verildiği, davacı vekilinin de 21/12/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davalı şirketin ileri sürdüğü bu def'iye muvafakatinin bulunmadığını belirttiği gözetilerek; markanın hükümsüzlüğü istemi bakımından ileri sürülen kullanmama def'inin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı, bu nedenle hükümsüzlük istemi bakımından ileri sürülen kullanmama def'inin dikkate alınamayacağı tespit edilmiştir....

              FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/402 Esas KARAR NO: 2022/40 DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 29/11/2019 KARAR TARİHİ: 17/03/2022 Mahkememizin ---- sayılı dosyasında, Davacı tarafından açılan hükümsüzlük ve kullanmama nedeni ile iptal davasına konu markaların her birinin bağımsızlığını koruması ve her marka yönünden iddia ve ispatların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği ayrı ayrı dava konusu olması nedeni ile tefrik edilmiş, tefrik edilen mahkememiz --- dosyasında davacı tarafın ------- marka yönünden eldeki bu davanın görülmesine bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir....

                Maddesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK'nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK'nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye'nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi'nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir....

                  Hububat ve tahıl mamulleri” emtiaları için yapacağı “...” ibareli marka başvurularının, davacının daha önceden tescilli olan ..., ..., ..., ... sayılı “...” ibareli markaları dolayısıyla reddedilmesinin de söz konusu olmayacağını, Müvekkile ait “...” ibareli markalar tanınmış marka olup, dolayısıyla hükümsüzlüğü istenen markanın tanınmış marka olarak değerlendirilmesi ve işbu davanın aslında tanınmış markanın kısmi hükümsüzlüğü olarak yorumlanması gerektiğini, müvekkile ait ... ibareli marka tanınmış marka niteliği taşımakta olup, markanın tanınmışlığı, Türk Patent ve Marka Kurumu ve yargı kararları ile sabit olduğunu, Müvekkil şirket, ... markasını uzun yıllardır aralıksız ve kesintisiz olarak kullandığını, bu markaya yatırım yaptığını, kullanım ve reklamlar sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp yurt dışında da markasını tanınmış marka haline getirdiğini ve bu markası altında birçok seri marka yarattığını, Bir markanın, tanınmış marka olması halinde, terkin edilen mal ve hizmetler bakımından...

                    UYUŞMAZLIK: Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu