WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava; davalılar adına tescilli ..... ve ...... tescil numaralı "......." ibareli markanın hükümsüzlüğü, davacının markadan doğan haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve hüküm özetinin ilanı taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, .... tescil numaralı "..." ibareli markanın 07/03/2016 tarihinden itibaren davacı adına, hükümsüzlüğü talep edilen ...... tescil numaralı "...." ibareli markanın müddet durumda olduğu, başvurunun işlemden kaldırıldığı ve tescilli olmadığı, ...... tescil nolu "......." ibareli markanın ise davalı ....... adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK'nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir....

    orta düzeydeki tüketici tarafından karıştırılma ihtimali olmadığını, 7- 556 Sayılı KHK'nın marka tescilinde ret için nisbi nedenlerini düzenleyen 8/2. b bendinin ikinci cümlesinde “tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini kapsıyorsa” ifadesi ile, markanın korunması kapsamını düzenleyen 9/2-b maddesinde, "işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılmasının" markaya tecavüz oluşturacağının öngörüldüğünü, doktrinde, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin koşullarının, tescili istenen markanın, daha önce tescilli bulunan markanın aynısı veya benzeri olması ve her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılması olduğunun kabul edildiğini, Haksız rekabete ilişkin davalarda 6102 sayılı TTK madde 60 (1)'de 56 ncı maddede yazılı...

      Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan 17/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı ile; davacı ve davalı markaları arasında 10, 18 ve 35. sınıflar açısından sınıfsal benzerliğin söz konusu olmadığı, ortak olan 25.sınıf açısından ise işaretsel benzerliğin söz konusu olmadığı, dava tarihinden geriye doğru davacının 25. sınıfta sadece ayakkabılar (çocuk ayakkabıları) emtiası açısından kullanımının mevcut olduğu, bu sınıftaki diğer emtialar açısından kullanımının olmadığı, 10. ve 18. sınıf açısından ise davacının herhangi bir kullanımının olmadığı, davalının markasının tescilli olduğu 35. sınıf açısından ise davacının herhangi bir tescilinin olmadığı gibi kullanımının da olmadığı, davalının kullanımının 1996 tarihinde başladığı ve bunun markasal kullanım olduğu, davalının kullanımının, davacının “balloons” marka tescili için başvuru tarihi olan 31/12/2004 tarihinden daha eskiye dayalı olduğu ve eskiye dayalı ve öncelikli hak sahibinin davalı olduğu; ayrıca davalı...

      Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 556 sayılı KHK'nin 6. maddesi uyarınca, marka sahibine sağlanan korumanın, kural olarak tescil koşuluna bağlanmış olduğu, bir markanın anılan KHK'ye tabi olabilmesi için, fiilen tescilinin yeterli olduğu, bu tescilin, yolsuz olsa dahi sicilden terkin edilinceye kadar marka sahibinin bu korumadan yararlanabileceği ve markanın haksız kullanımından da bahsedilemeyeceği, olayda davalının 16, 41 ve 42. sınıflardaki mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere ‘logo + Boğaziçi pi’ markasını 11.02.2005 tarihinde adına tescil ettirdiği yönünde taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı, bu durumda tescilli bir markanın kullanımının ünvana tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, davacının hükümsüzlük davasının kabulü ile davalı adına tescilli olan dava konusu markanın hükümsüzlüğüne, davacının, müdahalenin önlenmesi ve manevi tazminat davasının reddine karar karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Sınıfta yer alan “Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için kol düğmeleri, şemsiyeler, ev tekstil ürünleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil), koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar ayak giysileri Baş giysileri,” mallarının bir araya getirilmesi, (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzen diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri bakımından ciddi ve kesintisiz kullanımının olduğu, ilgili mal ve hizmetler bakımından markanın iptali koşullarının oluşmadığı, markanın tescilli olduğu sair mal ve hizmetler bakımından ciddi ve kesintisiz kullanımını tespit olunamadığı, bildirilen mal ve hizmetler dışında kalan mal ve hizmetler bakımından markanın kısmen iptali koşullarının oluştuğu, ...... tescil numaralı marka başvurusunun reddedildiği, bu çerçevede ilgili markanın kullanmama nedeni ile iptalinin talep olunamayacağı, ...... tescil numaralı markanın...

          konu edilen ve fakat davacı şirket adına tescilli olmayan, "..." sözcüklerinden oluşan ... tescil numaralı markanın çok benzeri olduğu ve hedef kitlede karışıklık yaratma ihtimalinin bulunduğu görüldüğünü, bu sebeplerle, markayı oluşturan sözcüklerden "..." kelimesinin davalı tarafça bu şekilde kullanımının iltibas yarattığı " hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür....

            SMK'nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK'nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. İptali istenen markaların kullanımının söz konusu markaların tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir....

              Davalının; ----kullanımının-------- şeklinde olduğu,---- kullanılarak -------satışı üstüne olduğu, ------------ -----olduğu,----------- tarihinde kayıt ettirildiği ve -------- tarihine kadar kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacı firma adına tescilli markalar ile davalı markasal kullanımının ortalama tüketici nezdinde karıştırılma riskinin olmadığı kanaatine ulaşıldığına dair raporunu sunmuşlardır. Mahkememiz dosyasından aldırılan---- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Davacı vekilinin -------- tarihli itirazlarının isabetli olmadığı, kök rapordaki görüşlerinin muhafaza edildiğine dair ek raporunu sunmuşlardır. Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, tüm usuli eksiklikler giderilmiştir....

                Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili adına tescilli ..., ..., ..., ... nolu "..." ibareli markanın aleyhe tedbir ve tespit istenen şirket tarafından kullanıldığı ve herhangi bir hakkının olmadığının tespit edildiğini, tedbire ilişkin taleplerini tekrar ettiklerini, teminatsız veya takdir edilecek uygun bir teminat karşılığında davalı tarafça marka kullanımının tedbiren durdurulmasına, internet dahil üretim, pazarlama ve satış faaliyetlerinin bu marka altında durdurulmasına, ürünlerin toplatılarak yed-i emine teslimine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Gerçekten de dosya kapsamından, markanın önceki maliki olan davacı şirket ile davalı şirket arasında söz konusu markanın kullanılması konusunda bir takım görüşmeler yapıldığı, bu kapsamda davacı şirket tarafından davalıya bir kısım hizmetlerin verildiği, ancak bu hususta yazılı bir sözleşme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Markayı daha sonra devralan davacı gerçek kişinin de bu görüşmelerden haberdar olduğu konusunda bir tereddüt de bulunmadığından mahkemenin markanın kullanılmasına ilişkin bir mutabakat ve rızanın bulunduğu yönündeki değerlendirmesi yerinde ise de işbu davanın açılması ile daha önce markanın kullanılmasına ilişkin verilen rızanın ortadan kalktığının ve bu tarihten sonraki davalı kullanımının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin kabulü ile tecavüzün önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu