Limited Şirketi'nin (...) müvekkili şirket adına tescil edilmiş olan şirket logosu ile iltibas yaratacak ve tüketicileri yanıltacak şekilde ... tescil numaralı "... / ..." markasın (41 sınıfta) ve ... nolu; "..." markalarını (35 ve 41.) sınıflarda tescil ettirip kullandığını, tüketiciyi müvekkili şirketin bilinirliği ve tanınmışlığı sayesinde yanıltan davalının haksız marka kullanımına son vermesi ve ilgili markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve markanın üçüncü kişilere devrinin yasaklanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mümkün olmadığı takdirde marka logosunun kullanımının kaldırılmasına, davalı şirketin müvekkili şirkete ait markayı haksız kullandığının tespitine, tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, markanın tescilsiz kullanımının öncelik hakkı sağlayıp sağlamadığı, davalılar adına tescilli markaların hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarındadır. 2. İlgili Hukuk 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası. 3. Değerlendirme 1. Dava, öncelik hakkına dayalı olarak markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, istinaf mahkemesince de davalılar vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. 2. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi marka tescilinde nispi ret nedenlerini düzenlemektedir....
" markası ile davacının kullanmış olduğu "..." markasının ayırt edici unsurlarının ve hizmet sınıflarının aynı olduğu, bu nedenle davacının markasının tescil tarihi de dikkate alındığında "..." ibaresinin kullanılmasında 556 sayılı KHK'nin 8. maddesi kapsamında üstün hakkın davacıya ait olduğu, bu bakımdan markanın davalı tarafından kullanımının iltibas oluşturduğu, davalının kullanmış olduğu markanın tescilli olması, dava tarihinden önce sicilden terkin edilmemiş olması karşısında kullanımının yasal olduğu, bu nedenle markanın kullanıldığı ürünlerin imhasına ve ayrıca tecavüzün giderilmesine karar verilemeyeceği, davalının "... ......
ve sosyal medya hesaplarında ----- ibaresini kullandığı bu kullanımların marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ayrıca taraf markalarının da benzer olduğunu belirterek hükümsüz kılınması gerektiği yönünde görüş bildirildiği, buna göre davacının ---- numaralı ---- ibareli markanın ve ---- numaralı ----ibareli markanın 38 ve 41....
Dolayısıyla bu hizmetler yönünden markanın ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve bu kabulden hareketle markanın koruma kapsamının dar tutulması gerektiği değerlendirilmiştir. Diğer yandan somut olayda davalı tarafın kullanımı, davacıya ait markanın ayırt edicilik unsurunu sağlayan dünya şeklindeki "O" harfi kullanılmaksızın ve sadece " ..." şeklinde gerçekleştirilmiştir. Markanın kullanıldığı televizyon programının ekolojik tarım ve hayvancılık usullerine ilişkin tanıtım ve bilgilendirme amaçlı olduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalının bu kullanım şeklinin ise dosya kapsamı itibariyle KHK'nun 12. Maddesinde belirtilen dürüst kullanım mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Mezkur nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ... yıllardır Kayseri İlinde mobilya ve ahşap ürünler sektöründe faaliyette bulunduğunu, Lamindoor markasını Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde 2015/43087 sayıyla 19 uncu ve 35 ... sınıflardaki mal ve hizmetler için tescil ettirdiğini, belirtilen markanın sektöründe tanınmış bir marka olduğunu, “Lamindoor” markasının ahşaptan mamul iç oda kapıları ve bunların satışı hizmetlerinde kullanıldığını, markanın fiili kullanımının devam ettiğini, markanın bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalı şirketin de ahşaptan mamul iç oda kapılarının imalatı ve satışı alanında faaliyette bulunduğunu, davalı şirketin faaliyetlerinde davacının tescilli markasıyla benzer olan “Lamidoor” markasını illegal biçimde kullandığını, ahşaptan mamul kapı bakımından davacı markasının tescilli olduğu 19 uncu sınıfta yer aldığını, davalının 19 uncu sınıfta tescilli markasının bulunmadığını, davalının Lamidoor ibaresini kullanımının davacı...
Mahkememizce ---- ilamı doğrultusunda davalı adına yargılama sırasında tescil edilen ----tescil numaralı marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, bu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler incelenerek, davalının marka kullanımının tescilli markası kapsamında olup olmadığına dair önceki bilirkişi heyetinden ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti --- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı ve davalının aynı -------- dahil olmak üzere muhtelif emtialarda davacı adına tescil edilmiş olduğu; davalının dava konusu --- ibaresini parke ticareti alanında kullandığı; davalının, ---- olduğu ve Mahkeme huzurundaki dava devam ederken ----- markanın tesciline karar verilmiş olduğu; davalının ------ markasının tescilli olduğu sınıfların dışında kullanıyor olmasının tescilli markanın kullanımı kapsamında değerlendirilemeyeceği; ayrıca davalının ---tescil no.lu markasını---------iş olduğu yönünde görüş bildirmiştir....
ibaresi kullanılmasına karşın, bu kullanımların davalının lisans nedeniyle hak sahibi olduğu markanın esas unsurlarını barındırdığı ve bu markanın kapsamında kullanımlar olduğu, davalının satışa sunduğu emtiayı kendisine ait işyerinde pazarlamasının da marka hakkı kapsamında olduğu, bu sebeplerle davalı kullanımlarının davacının 35. sınıfla tescilli markalarından kaynaklı marka| hakkını ihlal etmediği, haksız rekabete sebep olmadığı tespitlerinde bulunulmuştur. Uyuşmazlık, davalının ağırlıklı olarak 7. ve 21. sınıfta lisanslı/tescilli ve/veya başvuru aşamasındaki mal/emtia grubu markalarının, davalı tarafça 35. Sınıfta (mağazacılık) sınıfında kullanımının, davacı tarafça engellenmesinin istenip istenemeyeceğinden kaynaklanmıştır. Mahkemece, davalı kullanımının hakka dayalı kullanım olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen, kullanılan markanın davacı markasıyla iltibas oluşturup oluşturmadığı, kullanım şekliyle iltibas yaratıp yaratmadığı tartışılmamıştır....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; tescilli ticaret unvanının kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davalının basit lisans sözleşmesi uyarınca markanın kullanım hakkını devraldığı, bu hakkın dayanağı olan sözleşmede yer alan edimlerini yerine getirmediği gibi sözleşme uyarınca adına marka tescil ettirme imkanı bulunmadığı halde bu ibareyi içeren markanın adına tescili isteminde bulunduğu, bu durumun sözleşmede yer alan marka hakkının kullanımına iznin geri alınmasına sebep teşkil ettiği, davalıya gönderilen ihtarname uyarınca sözleşmeyle verilen kullanım izninin geri alındığı, tarafların aynı iş alanında faaliyet göstermesi, her iki markanın esas unsurunun “varçok” ibaresinden oluşması sebebiyle bu aşamadan sonra davalının bu ibareyi içeren markasal kullanımının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil edeceği, davalının bu ibareyi taşıyan ticaret unvanını adına tescilinin de kötüniyetli olduğu, gerekçesiyle davalının, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız...
Davalı vekili, “...” isimli haber sitesi ve sosyal paylaşım hesaplarının 2013 yılından 2016'ya kadar davalı tarafından yönetildiğini, markanın tanınıp bilinmesini davalının sağladığını, bu kapsamda 10.02.2012 tarihinde kurduğu “Sinefıl Denizli Manşet Medya” ünvanlı işletme ile markanın tanınır hale geldiğini, 2013'ten beri “....com” adlı internet haber portalının sahibinin davalı olduğunu, "Sinefıl Denizli Manşet Medya” nın internet haber yayıncılığı alanındaki en önemli yatırımı olduğunu ve markayı adına tescil ettirdiğini, davacının haksız kullanımının önlenmesi için gönderilen ihtarnameye karşın davacının marka tecavüzünü sürdürdüğünü, davacının kötü niyetli olarak tescilli markayı müvekkilinin elinden almaya çalıştığını, kendi emekleri ile dava konusu markayı tanınır bilinir hale getiren davalının markayı adına tescil ettirdiğini, bu nedenlerle haksız davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....