Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

“c” bendinde, “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.” şeklindeki düzenlemelere ilaveten, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61. maddesinin “a” fıkrasında, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın marka hakkına tecavüz sayılacağı belirtilmiştir. 556 sayılı Kanun hükmünde Kararnamenin ceza hükümleri başlıklı 61/A maddesinin 1. fıkrasında, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” denilmekle marka hakkına tecavüzün...

    Bununla birlikte, davacı markası tanınmış marka statüsünde olduğundan davalı şirket bu unvanın tüketici nezdinde yaratacağı karıştırılma olgusu sebebiyle haksız rekabete neden olduğunu, marka, bir işletmeye ait ürünlerin başka işletmelere ait ürünlerden farkını ortaya koyan ve bu iki işletme arasındaki ürün ayrımını muhataplarına arz eden işaretlerin tamamı olduğunu, marka hakkı mutlak bir hak olup sahibine izni olmadan marka hakkının kullanılmasını önleme yetkisi veren ayni bir hak olduğunu, sicile tescili bir markanın kullanımında sahibine tekelci bir hak tanındığını, marka sahibinin kendisine tanınan tekel hakkı, markanın kullanımına izin verme ve yasaklama yetkilerini içerdiğini, tescilli bir marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali olması halinde benzerliği bulunan ticaret unvanının davacı davacıin marka hakkına tecavüz etmesi nedeniyle unvanının...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 16.07.2021 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptığı "Şekil+..." ibareli marka başvurusunun ... no ile işleme alındığı, marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nca SMK m.5/1-ç hükmü bağlamında 2014/32687 sayılı marka gerekçe gösterilerek marka başvurusunun reddine karar verildiği, davacı başvuru sahibi tarafından bu karara 16.12.2021 tarihinde itiraz edildiği, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun ... sayılı YİDK kararı ile itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 16.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

        Marka hakkına tecavüzün mevcut olup olmadığına dair yapılan incelemede; --- maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. ------- marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir....

          Somut olayda yapılan incelemede; Davalı tarafa ait önceki tarihli markalar incelendiğinde, dava konusu edilen marka tescil başvuru tarihi itibariyle henüz 5 yıldır tescilli olmadıkları, dolayısıyla, potansiyel hükümsüzlük tehdidi altında bulundukları, bu nedenle başkaca bir inceleme yapılmasına gerek kalmaksızın, iş bu davaya konu marka bakımından müktesep hak iddiasına mesnet olamayacakları kanaatine varılmıştır. SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (...)...

            Somut olayda yapılan incelemede; Davalı tarafa ait önceki tarihli markalar incelendiğinde, dava konusu edilen marka tescil başvuru tarihi itibariyle henüz 5 yıldır tescilli olmadıkları, dolayısıyla, potansiyel hükümsüzlük tehdidi altında bulundukları, bu nedenle başkaca bir inceleme yapılmasına gerek kalmaksızın, iş bu davaya konu marka bakımından müktesep hak iddiasına mesnet olamayacakları kanaatine varılmıştır. SMK m.6/3 hükmüne göre; Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir. (...)...

              Dava, 556 sayılı KHK'nın 61 v.d. maddelerinde ve 554 sayılı KHK'nın 48 v.d. maddelerinde düzenlenen marka ve tasarıma tecavüzün tespiti ile önlenmesi istemine ilişkin olup, hükümsüzlük davası değildir. Mahkemece işbu davanın marka ve tasarımın benzerliği ve karıştırılma ihtimaline dayalı olarak hükümsüzlük davası olarak değerlendirilmesi ve buna göre alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacıya ait marka ve tasarım tescilli olduğu gibi davalıya ait marka ve tasarım da tescillidir. Davalının, davacı marka ve tasarımına tecavüz ettiği ileri sürülerek tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men'i talep edildiğine ve hükümsüz kılınmadıkça tescilli marka ve tasarımın aynen kullanılması haksız rekabet ve tecavüz teşkil etmeyeceğine göre davalı kullanımının tescilli marka ve tasarımın aynen kullanılması dışında davacı marka ve tasarımına yanaşır bir şekilde kullanılması ancak haksız rekabet teşkil edebilir....

                (Marka Tescil No: ...) ana markası altında, ... (Marka Tescil No: ...), ... (Marka Tescil No: ...), ... (Marka Tescil No: ...), ... (Marka Tescil No: ...), ... (Marka Tescil No:...), ... (Marka Tescil No: ...), ... (Marka Tescil No: ...) markalarının hüküm kesinleşinceye kadar sicile şerh verilerek devir ve temikinin tedbiren durdurulmasını Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, dava kesinleşinceye kadar ürünlerde kullanımının yasaklanmasına, Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, dava kesinleşinceye kadar tedbiren toplatılmasına ve dahil el konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  Ancak marka hukukuna egemen olan ülkesellik ilkesi nazara alındığında; davacının ülkemizde marka tescili bulunmamakta olup yurt dışındaki marka tescillerine dayalı olarak davalının ülkemizde gerçekleştirdiği marka tesciline engel olamaz. Zira marka sahibinin hakları ancak markanın tescilli olduğu ülke sınırları dahilinde korunacaktır. 10. Öte yandan, dosya kapsamında davalının dava konusu markanın tescilinde kötüniyetli marka tesciline karine teşkil eden herhangi belirleme yapılmamıştır....

                    Davacıya ait fiyat panosundan ibaret marka ile dava konusu marka başvurusu, karşılaştırmaya gerek olmayacak derecede farklıdır. Davacının kırmızı-sarı renklerden ibaret üç adet markası ile dava konusu markayı karşılaştırdığımızda ise, davacıya ait ... sayılı ibareli markanın, dava konusu markada aynen kullanıldığı tespit edilmiştir. Renklerin birbirine olan konumu, birbirine oranı, dava konusu marka başvurusundaki ile aynıdır. Davacıya ait markanın salt renklerden oluştuğu, marka başvurusu kapsamında başka bir unsur kullanılmadığı, bu nedenle ayırt ediciliğinin düşük olduğu ifade edilebilirse de, davacının markası tescilli bir marka olup, asgari düzeyde marka korumasından yararlanması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu