Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 61- (c) maddesi uyarınca, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle, markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak, marka hakkına tecavüz sayılmaktadır. Marka haklarına tecavüz edildiğini ileri süren marka hakkı sahibi 556 sayılı KHK.'nun 62. maddesine göre mahkemeden; " a) Marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulması, b) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini, c) Marka hakkına tecavüz dolayısı ile üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el koyulması talebi, d) (c) bendi uyarınca el konulan ürünler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması, (Bu durumda, söz konusu ürünlerin değeri, tazminat miktarından düşülür....

Dosya içerisine alınan ----- savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, dava marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayanan maddi manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacının ------------ unsurlu markaların tescilli sahibi olduğunu, davalı tarafından ------ ibaresi kullanılmak suretiyle, davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi ile kullanmama definde bulunduğu, davalı kullanımının farklı mal ve hizmet sınıflarına ilişkin olduğunu, kullanılan tasarımın da farklı olduğunu, ----- ---ibare olduğunu, bu sebeple davalı ile davacı kullanımları arasında iltibas olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

    kalma yoluyla hak kaybı iddialarının incelenmesine yer bulunmadığı, Tecavüz iddiasıyla açılan davanın ise MarkKHK'nın yürürlükte olduğu zaman açıldığı, bu nedenle tecavüz iddiasının MarkKHK kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı yanın kullanımının, tescile uygun bir kullanım olmadığı; davacı yanın markasıyla/kullanımıyla benzerlik arz ettiği, bu benzerlik dolayısıyla kullanımların ayrıca aynı ürüne yönelik olması nedeniyle- marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin söz konusu olacağı, Davalı yanın, ürünün tüketicisi bakımından iltibasın söz konusu olmayacağına yönelik beyanına itibar edilemeyeceği, nitekim somut olarak karıştırılmanın marka hakkına tecavüz için gerekli olmadığı, gerek markalar gerek de işletmeler arasında cereyan edebilecek karıştırılma ve/veya ilişkilendirilme ihtimalinin varlığının dahi marka hakkına tecavüze sebebiyet verebileceği, taraf şirket ortakları arasındaki akrabalık ilişkisi de dikkate alındığında bu türden bir ilişkilendirilmenin kuvvetle muhtemel...

      kalma yoluyla hak kaybı iddialarının incelenmesine yer bulunmadığı, Tecavüz iddiasıyla açılan davanın ise MarkKHK'nın yürürlükte olduğu zaman açıldığı, bu nedenle tecavüz iddiasının MarkKHK kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı yanın kullanımının, tescile uygun bir kullanım olmadığı; davacı yanın markasıyla/kullanımıyla benzerlik arz ettiği, bu benzerlik dolayısıyla kullanımların ayrıca aynı ürüne yönelik olması nedeniyle- marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin söz konusu olacağı, Davalı yanın, ürünün tüketicisi bakımından iltibasın söz konusu olmayacağına yönelik beyanına itibar edilemeyeceği, nitekim somut olarak karıştırılmanın marka hakkına tecavüz için gerekli olmadığı, gerek markalar gerek de işletmeler arasında cereyan edebilecek karıştırılma ve/veya ilişkilendirilme ihtimalinin varlığının dahi marka hakkına tecavüze sebebiyet verebileceği, taraf şirket ortakları arasındaki akrabalık ilişkisi de dikkate alındığında bu türden bir ilişkilendirilmenin kuvvetle muhtemel...

        Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15.11.2012 tarih ve 2012/199-2012/273 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin tescilli “PDK” markasının davalı tarafından izinsiz kullanıldığını, yapılan aramada ürünlere el konulduğunu, davalının eylemi nedeniyle zararlarının olduğunu ileri sürerek, 1.000.00 TL fiili zarar ve 1.000.00 TL yoksun kalınan kar olmak üzere toplam 2.000.00 TL maddi, 30.000.00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile tahsili ile marka hakkına tecavüz oluşturan ürünlerin üretilmesini sağlayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el konulmasını, marka hakkına tecavüzün önlenmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu madde; “Yoksun kalınan kazanç, zarar gören marka sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir: a) Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire göre, b) Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre, c) Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hükmünü haizdir. Buna göre marka hakkı sahibinin uğradığı maddi zararın ikinci kalemi olan “yoksun kalınan kazanç”ın hesaplanabilmesi için üç usul öngörülmüştür. Marka hakkı sahibi yoksun kalınan kazanç istemi yanında ayrıca hesaplama usulü olarak bunlardan birini seçmek zorundadır. Başka bir deyişle maddede yer alan hesaplama usulleri dışında hesaplama yapılamayacaktır (Tekinalp, s. 501). 20....

            davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesine, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 25.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 69.836,31 TL’ye yükseltmiştir....

              Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir. Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden SMK 151/2-b ye dayandığı ve 150/2 gereği itibar tazminatı tazminat talep ettiği anlaşılmıştır....

                --marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilmesi gerektiği" sonuç ve kanaatine varılmıştır....

                  Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2014/9 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden tespit edildiğini, davalının eylemlerinin müvekkillerinin haklarını ihlal ettiğini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek belirtilen internet sitesine erişimin durdurulması, D-... markasını taşıyan materyale el konulmasını ve imhasını, davalının eyleminin haksız olduğunun tespitini, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men'ini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının alt bayisi olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu