Bu madde; “Yoksun kalınan kazanç, zarar gören marka sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir: a) Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire göre, b) Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre, c) Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hükmünü haizdir. Buna göre marka hakkı sahibinin uğradığı maddi zararın ikinci kalemi olan “yoksun kalınan kazanç”ın hesaplanabilmesi için üç usul öngörülmüştür. Marka hakkı sahibi yoksun kalınan kazanç istemi yanında ayrıca hesaplama usulü olarak bunlardan birini seçmek zorundadır. Başka bir deyişle maddede yer alan hesaplama usulleri dışında hesaplama yapılamayacaktır (Tekinalp, s. 501)....
”, “Tomurcuk+Şekil” ve “Filiz+Şekil” ibareli markaların dava dışı şirket adına tescilli olmadığı, bu markalar yönünden talebin ileri sürülebileceği, davalının eyleminin üç marka yönünden marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve ayrıca haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilip sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur....
FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/335 Esas KARAR NO : 2021/103 DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Marka Hakkına Tecavüz ile Tazminat DAVA TARİHİ : 28/10/2020 KARAR TARİHİ : 11/06/2021 K.YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü, Marka Hakkına Tecavüz ile Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ....... (...) derneğinin 2017 yılında ...... değerlerinin tanıtılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmayı hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulmuş olup, davalının da derneğin kuruluşunda yer alan üyeler arasında olduğunu, davalının 13/05/2019 tarihinde müvekkili olan dernekten istifa ettiğini, ....... ibareli markayı kendi adına 27/08/2020 tarihinde tescil ettirdiğini, dava konusu markanın asli unsurunun ....... olması sebebiyle yazılım ve anlamsal benzerliği nedeniyle ayırt edilemeyecek derecede müvekkili dernek ismi ile benzer olduğunu, davalının...
Davacı taraf, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemler nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. 556 sayılı KHK' nın 62.maddesi gereğince; Markası tecavüze uğrayan, şartların varlığı hallinde maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. KHK' nın, marka sahibine tanıdığı diğer talepler gibi tazminat talebinde bulunabilmek için marka hakkına tecavüz şeklindeki haksız fiillin olması ve hukuka uygunluk sebeplerinde birinin olmaması gerekir. Ayrıca maddi tazminata hükmedilmesi için tecavüz fiilin neticesinde zararın oluşması ve davalının/mütecavizin kusurunun da bulunması gereklidir. Kusur şartı, mütecavizin marka sahibinin hakkından haberdar olması, markasının kullanmasının tecavüz oluşturduğunu bilmesi ve buna rağmen tecavüz konusu markayı kullanmaya devam etmesi ile gerçekleşir....
GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün ve marka tecavüzünden kaynaklanan haksız rekabetin men'i, ref'i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan bilgiler, belgeler ile mahkemenin kabulü ve davalı tarafça istinaf edilen uyuşmazlık incelendiğinde, somut uyuşmazlığın davalının tescilsiz "..." ibaresini kullanımının, davacı adına 2013 08655 sayı ile tescilli "..." ibareli markasına tecavüz oluşturup oluşturmadığı, bu nedenle haksız rekabet bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Marka hakkına tecavüz SMK'nın 29. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında marka hakkına tecavüz sayılan fiiller belirlenmiştir....
Davacı taraf yoksun kalınan kazanç tercihini, 556 sayılı KHK'nın 66/2-a maddesine dayandırmış olup, maddi tazminatın marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire göre belirlenmesi gereklidir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve ticaret unvanının terkini ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilmesine rağmen, davalı tarafın “VİP” sözcüğünü markasal biçimde kullanarak elde ettiği gelirin her halükarda 1.000,00 TL’den fazla olduğundan bahisle hiçbir araştırma yapılmadan takdiren 1.000,00 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Oysa, davacı vekili, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; davacıların Türkiye çapında tescilli ve Dünyaca tanınan “...” ve “...” markalarının sahibi olduğunu, davacıların marka hakkına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunduğu iddiasıyla davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, giderilmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; her bir davacı için 1.000,00 TL maddi (davacı vekili 3.3.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 11.050 TL olarak talep etmiştir.) 1.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir....
Alınan raporda bilirkişilerin, davaya konu ürünlerin taklit ürünler olduğu, davalı tarafından gerçekleştirilen eylemin marka ve ticaret unvanına tecavüz anlamına geldiği, davacının SMK'nın bu maddesi kapsamında talep edebileceği maddi tazminatın 2.911 TL olabileceği, vaki eylem sebebiyle manevi tazminat şartlarının oluştuğu ve miktarının mahkemenin takdirinde olduğu, hususlarında görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır. Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka ve ticaret unvanı tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, men'i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Markaya Tecavüz iddiası yönünden; 6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır....
mevcut olmadığını, tüm bu hukuka aykırılıklar SMK madde 29 uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, müvekkiline ve davalılara ait ürünlerden görüldüğü üzere hem markalar arasında karıştırılma tehlikesi açıkça mevcut olduğunu, hem de ürünler şüpheye yer bırakılmayacak şekilde aynı amaçla kullanıldığını, müvekkiline ait açık kırmızı renkli paltonun ve davalıya ait siyah ceketin aynı ihtiyacı karşılayan 25. sınıfta yer alan ürünler olduğunu, iki ürünün yaka kısmında yer alan markalar belirgin bir şekilde “...” ibaresi barındırdıklarından karıştırılma ihtimalinin yoğun bir şekilde mevcut olduğunu, davalıların kötü niyetli olduğunu iddia ederek davanın kabulüne karar verilerek tensiple yukarıda açıklanan hususları içeren ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların fiillerinin marka hakkına tecavüz olduğunun tespitine, tecavüz fiillerinin durdurulmasına, tecavüzün kaldırılmasına, davalıların tecavüz oluşturan ürünlerine ve bunların üretiminde kullanılan cihaz, makine gibi...