Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı tarafından yazılan ve kendi çalıştığı gazetede yayınlanan tekzip yazısında yalancılıkla suçlandığını, çalıştığı gazeteden ayrılmak zorunda kaldığını, kişilik haklarının zarar gördüğünü beyan ederek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile aralarında husumet bulunduğunu, davacının çalıştığı gazetenin kendisine ayrılan köşesinde kendisini ve eşini hedef alarak kişilik haklarına saldırı içeren yazı yazması sonucu dava konusu tekzip metninin yayınlandığını, davacının yazısı nedeniyle tazminata mahkum edildiğini, kişilik haklarına saldırı teşkil edecek herhangi bir ifadenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından düzenlenen tekzip yazısında davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak ibareler içeren cümleler bulunduğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, ispatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/07/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız fiil sonucu kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili ....tarafından, davalı ... aleyhine 14/04/2004 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız fiil nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

        nin bu konuda basına verdikleri açıklama ve söyleşiler sırasında söyledikleri sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek manevi tazminat istemiştir. Davalılar ise, meslek odası yöneticileri olmaları nedeniyle, bir doktor olan davacının hastaya ömür biçmesinin davranış kuralları (ahlaki) yönünün kendilerine sorulduğunu, konuyu hasta hakları ve hekimlik mesleği kurallarının boyutu açısından değerlendirdiklerini ve böyle bir açıklamanın davranış kurallarının bozulması anlamına geleceği yönünde görüş açıkladıklarını ve manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığını belirterek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davalılardan G. G. ile H....

          Davacı, resmi nikâhlı eşinin, davalı ile kendisini aldattığını, davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davalının, davacının eşinin evli olduğunu bilerek, onunla birliktelik kurup evlilik birliğinin dağılmasına sebebiyet verdiğini, davalının eyleminin evlilik birliğine yönelik haksız fiil olduğunu benimseyerek, istemin bir bölümünün kabulüne karar vermiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı eşinin, ... 8. Aile Mahkemesi'nin 2009/536 Esas sayılı boşanma davası ile boşanmalarına ve dava dışı eşin, davacıyı aldatması nedeni ile 10.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            Yukarıda yapılan tanımlar doğrultusunda davalılardan Mustafa Gündoğdu'nun davacının hakarette bulunmak suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğu, bu hususunda kesinleşmiş Akkuş Asliye Ceza Mahkemesi 2018/49 Esas 2018/271 Karar sayılı kararıla da sabit olduğu, davalının suç teşkil eden bu eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Manevi tazminat zenginleşme aracı değil davalıların eyleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitini ve davacının duymuş olduğu elem ve ıstırabın kısmen de olsa giderilmesini sağlayan bir hukuki müessesedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 14/05/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalılardan ...’in temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalılardan ...’nun temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

              TV’nin Analiz Özel programında müvekkili hakkında sarf etmiş olduğu sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacının ... Gazetesine 11/06/2015 tarihinde vermiş olduğu demeç hakkında düşüncelerinin sorulması üzerine, davalının eleştiri niteliğinde görüşlerini belirttiği, davacı hakkında herhangi bir isnatta bulunmadığı, davalı tarafından sarf edilen sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde belirtildiği üzere kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören , uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

                Dolayısıyla hukuka aykırılık koşulu gerçekleşmeyen bir eylem nedeniyle TBK'nun 49.maddesinin 1.fıkrası gereğince haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olmadığı açıktır. TMK'nun 24 ve 25.maddelerinde düzenlenen kişilik hakkına ilişkin hükümler irdelendiğinde, evlilik birliği ve evlilik hayatının kişiye toplum nezdinde sağladığı statü, eşlerin kişilik haklarının bir parçası olmayıp, eşlerin birbirleri üzerinde herhangi bir kişilik hakkı da bulunmamaktadır. Aile hukukunda evlilik birliğine ilişkin kurallara aykırı olan her davranışın veya her boşanma nedeninin diğer eşin kişilik haklarına saldırı oluşturması durumunda manevi tazminata hükmedilebileceğini düzenlemiştir. Bir kişiye sırf evlilik bağı ile bağlı olmanın, evli kişilerin şahıs varlıklarına dahil bağımsız bir kişilik değeri yarattığını kabul etmek ise, sınırlı sayıdaki bazı değerleri korumayı amaçlayan temel koruma normlarının, kişilik hakları üzerinden genişlemesi sonucunu doğurur....

                UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Davalı tarafın haksız fiil niteliğinde bir eylemi bulunup bulunmadığı, davalıların murisi tarafından açılan davanın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı, buna bağlı olarak manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu