Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ... vekili Avukat Aydın Metin Taş tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 15/07/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davalılardan ...’nın temyiz istemi yönünden; Dava, evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalılardan ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...vd. aleyhine 12/06/2008 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/10/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı Kanal 32 televizyonunda 06/06/2008 tarihinde yapılan yayında davalıların açıklamalarının gerçeğe uygun olmadığını, haksız, hukuka aykırı olduğunu kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir....

      Davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gerektiği, hukukumuzda gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğu, zarar görenin ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebileceği, haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı yoksa bu kalem zararın istenemeyeceği, davalının hukuka aykırı fiil ve hareketleri neticesinde davacının maddi olarak zararının ve kaybının davacı tarafından tüm dosya kapsamında mevcut bilgi, belge ve delillerle ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiş, belirtilen hususlar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Asıl dava, haksız şikayet ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi, karşı dava ise kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, boşanmaya sebep olan olayların, talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunludur. (TMK m. 174/2). Tarafların, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan sebeple boşanmalarına karar verilmiş, bu sebeple verilen boşanma kararı 25.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir....

          Manevi tazminat istenilebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı olması gerekir. Davacı fesihte belirtilen davranış nedeniyle kendisine hakaret edildiğini ve manevi yönden yıprandığını ileri sürmüş ise de, bu sözler kullanılarak iş sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şart tazminatına hak kazanmıştır. Ancak fesih nedeni olarak gösterilen ve soyut kalan davranışların davacının kişilik haklarına saldırı boyutunda olduğu yönündeki değerlendirme isabetli değildir. İşvereninin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ispatlamamıştır. Bu durumda manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalının söz konusu eylemi nedeni ile davacı, kişilik haklarının zedelenmesi nedeni ile manevi tazminat talebinde bulunabilir ise de uğradığını iddia ettiği maddi zararları ile davalının eylemi arasında uygun nedensellik bağı bulunmamaktadır. Şu durumda davacının maddi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. b) Mahkemece, davalının 20.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi ( 818 sayılı BK 49. maddesi ) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin siyasi bir kişilik olduğunu, davacının ise babası, yaşam tarzı ve ticari hayatı sebebiyle siyasi eleştirilerin odağında olması normal olan ve bu eleştirilere katlanması gereken bir kişi olduğunu, dava dilekçesinde davacının hangi sebeple kişilik haklarına saldırı olduğunun açıklanmadığını, müvekkilinin yaptığı paylaşımın Anayasanın 26. maddesi ve AİHS'nin 10. maddesi ile korunan ifade özgürlüğü sınırları içinde olduğunu, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları dikkate alındığında davacının kişilik haklarının zarar gördüğünden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece;" Davacının manevi tazminat talebinin yasal dayanağı olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun “Manevi tazminat” başlıklı 56. maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir....

              Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Yine BK.nun 56. maddesinde "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. " ile 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi uğradığı manevi zarara karşılık, manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceği'' düzenlemesi bulunmaktadır. Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir....

              Davaya konu olayda; yerel mahkemece ilk olarak davalının davacıya karşı, evli oldukları sürede eşi ile birlikte olduğu, evliliğinin bu nedenle sona erdiği gerekçesiyle manevi tazminat davası açıldığı ve davanın reddedildiği, açılan boşanma davasında boşanma sebebi olarak ileri sürülen sebeplerden hiçbirinin davacı ... ...la ilgili olmadığı, ayrıca basında yer alan haberlerin davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalı tarafından davacı aleyhine açılan manevi tazminat talebinin reddine dair kararın Yargıtay temyiz incelemesi sonucu davalı ... lehine bozulduğu, davalı ... ve eşi arasında devam eden boşanma davasında davalının da eşine yönelik tazminat taleplerini içerir karşı dava açtığı ve davacı-karşı davalı kocanın bu davaya konu olan ilişkisinden dolayı da evliliğin sona ermesinde kusurlu bulunduğu ve manevi tazminat ödemesine karar verildiği, anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu