Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, parçalı yapılı kürkün komple sırttan yapılı kürke göre çok daha ucuz olup bunun ancak astarın açılması ile anlaşılabileceği parçalı yapının işlenmesindeki hatadan ötürü kürkte kellikler oluştuğundan imalattan kaynaklı gizli ayıp nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışı nedeni ile sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebinden kaynaklanmıştır. Satışa konu kürkün gizli ayıplı olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu husus mahkemeninde kabulündedir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince satışa konu malın ayıplı olması halinde malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde satıcıya ayıp ibarında bulunulması gerekir....
Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....
Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK) kapsamında ayıplı olduğu ileri sürülen ürünle ilgili olarak seçimlik hakların kullanılmasına ilişkin olup anılan Kanun'un üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün: 8. maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. (3) Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez....
Davalı vekilinin istinafı yönünden; Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK) kapsamında ayıplı olduğu ileri sürülen ürünle ilgili olarak seçimlik hakların kullanılmasına ilişkin olup anılan Kanun'un üçüncü kısmının ayıplı mallara ilişkin bölümünün: 8. maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın yenisiyle değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 2005 yılı Mart ayında ... araçlarının ... bayii olan ... Otomotiv Limited Şirketinden satın almış olduğu araçla birlikte ses ve görüntüleme cihazı da satın aldığını, ancak birkaç ay önce araçtaki cihazın nevigasyon özelliğinin olmadığını anladığını, 15.2.2007 tarihli ihtarla ayıplı malın değiştirilmesini talep etmişse de sonuç alamadığını ileri sürerek, her türlü talep hakkı saklı kalmak üzere, söz konusu cihazın değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili, dava konusu malın eksiksiz olarak teslim edilip kurulduğunu, malın ayıplı olmadığını, davacı taraf malın ayıplı olduğunu ileri sürmüşse de ayıp ihbarının yasal süresinde yapılmadığını, kaldi ki davacı tarafın sözleşme konusu maldaki eksikliklerin tamamlanması ve malın servise konulması için e-posta yolu ile ihbarda bulunduğunu, ancak taraflar tacir olduğundan ihbarın TTK'nın 20/3. maddesinde belirtilen usulde yapılması gerektiğinden yapılan ihbarın geçersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK.’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bir malın altı ay boyunca sorunsuz çalışması, hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edilmiş ve bu süre içinde mal yine de bozulmuşsa, kaynağında yani teslim anında var olan bir ayıbın yattığı sonucuna varılmıştır. Kuşkusuz satıcının bunun aksini ispat etmesi imkânı her zaman vardır....
KARAR Davacı, davalı ...' dan salon takımı, yemek odası takımı, bir adet de tv ünitesi satın aldığını, satış bedelini diğer davalıya ödediğini, ürünler ayıplı olduğundan satış bedeli olan 20.000,00 TL' nin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, faturada davacının isminin değil başka bir şahsın adının yazıldığını, davacıya sattıkları ürünün ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın aktif husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılardan satın aldığı mobilyaların ayıplı olduğundan bahisle satış bedelinin iadesini istemiş, davalılar ise davacının isminin faturada yazmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden reddini dilemişlerdir. Her ne kadar fatura 3.kişi adına düzenlenmiş ise de cevap dilekçesinde sonraki savunmalarında dava konusu malın davacıya satıldığı ve ayıpla ilgili davacıyla ihtilafa düşüldüğü açıkça anlaşılmaktadır....
Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....