Mahkemece davanın kabulü ile " Davalı kurumun 17.04.2012 tarih ve 4.391.990 sayılı kararının iptaline, Davacının çalışma gücünün en az % 60 ını kaybettiğinin tespitine, Bu orandaki maluliyetin başlangıç tarihinin 14.10.2009 olduğunun ve dolayısıyla davacının kuruma başvurduğu tarih gözetilerek 01.01.2012 tarihi itibariyle maluliyet aylığına hak kazandığının TESPİTİNE ve bu tarihten itibaren ödenmesi gereken aylıkların her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten ödendiği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine " karar verilmiştir....
S O N U Ç : 1- Hükmün ilk paragrafı silinerek yerine “Davacının davasının Kısmen Kabülüne, Kurum işleminin iptali ile davacının % 66 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiğinin tespitine, yazılı istek tarihi olan 20.07.2009 tarihini takip eden ay başından itibaren malullük aylığı tahsisine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” yazılmasına; 2- Hükmün 2. Nolu bendinin sonuna gelmek üzere, “davalı Kurum vekil ile temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince 1.500,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak dava Kuruma verilmesine” yazılmasına; 3- Hükmün 3....
Somut olayda, mahkemece davacının maluliyetinin tespitine dair verilen hüküm doğru ise de maluliyet aylığının başlangıcı hususunda yazılı istekte bulunduğu 13/05/2006 tarihli talebi dikkate alındığında maluliyet aylığının takip eden aybaşından (0106/2006) başlatılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2.) bendinin silinerek yerine "Davacı ...'e 01/06/2006-18/06/2008 tarihleri arasında maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin TESPİTİNE," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 21/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HAYATİ ÖNEME HAİZDİR’ şeklinde rapor verildiğini, davalı kurum hastalığı itibari ile 27.06.2016 tarihinde Malullük Sigortası yönünden aylık bağlanması gerektiğine ilişkin karar verdiğini, yukarıda anlatılan olay dizilerine rağmen 27.06.2017 tarihinde bağlanan aylık kesilmiştir ve malullük sigortası iptal edildiğini ileri sürerek; davalı kurumun maluliyetin kaldırılmasına ilişkin işleminin iptaline, davacının maluliyetinin tespitine, maluliyet aylığı almaya devam etmesine, aylığının kesildiği 27.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının maluliyet oranının % 100 olduğunun tespiti ile çalışma gücünün en az 2/3'ünü kaybettiği anlaşıldığından maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir. 506 Sayılı Yasa'nın 56.maddesine göre "Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malullük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malul sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı isteğini takibeden takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki ay başından başlanır. " Somut olayda, davacının maluliyet başlangıç tarihinin 20.10.1997 olması nedeniyle malullük aylığının talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.2004 tarihinden itibaren bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken tarih belirtilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, 09/01/2012 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksı yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum'un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının maluliyet oranının tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, davacıya 09.01.2012 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir....
Devlet Hastanesi'nin 21/08/2015 tarihli rapor tarihi olduğunun belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ...’in çalışma gücünün en az % 60’ını kaybettiğinden malul olduğunun, maluliyet başlangıç tarihinin 21/08/2015 olduğunun, sigortalıya tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01/12/2015 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu raporu, davacının tahsis talep tarihi itibariyle 10 yılı aşkın sigortalılık süresi ve 2364 gün prim sayısı dikkate alındığında davacının maluliyet aylığı almaya hak kazandığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı Kurum, Kurm işlemlerinin mevzuata uygun olduğundan bahisle kararın bozulmasını istemiştir....
Ne var ki, 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ile sigortalıların maluliyet tespitine ilişkin talep ve işlemlerinde, gelişen tıbbi koşullar ve değişen hastalıklara dayalı olarak yenilenen ve 3 yılda bir güncellenmesi kabul edilen hastalık listesi ile beraber, bu yönetmelik hükümlerine göre uygulama yapılması kabul edilmiş ve 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan, kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu'nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bağlayıcı niteliktedir. Eldeki davada ise, yapılan yargılamada, Yüksek Sağlık Kurulunca düzenlenen 13/10/2006 tarihli raporda, davacının çalışma gücünün %60'ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, devamla dava aşamasında dosya ATK 3....
fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla maluliyet derecesinin tespitine, tespit edilecek malullük oranına göre malullük maaşının tespitine ve emekli aylığına hak kazandığının tespitine, vergi indirimi haklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 04.05.2017 tarihli dilekçesinde özetle, 2013 yılı Haziran ayında malul olduğunu, malullük maaşının 1 yıl sonra bağlandığını, hayatını devam ettirmek için başkasının yardımına muhtaç olduğunu, 5510 Sayılı Kanun'un 26 maddesine göre bakıma muhtaç kişiler için aylığın maluliyet tarihinden itibaren başlayacağını, aylığın geç bağlanmasının kendisini mağdur ettiğini, gecikmiş olan aylığı, uğradığı zarar ve mahrumiyetlerinin giderilmesini , maddi olarak yasal haklarının en yüksek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir....
III.İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı/sigortalı ...' ın davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken 05.02.2014 tarihinde iş kazası geçirdiği, iş kazası neticesinde SGK tarafından kazazede sigortalının maluliyet oranının % 8,2 olarak tespit edildiği, davacı sigortalı tarafından maluliyet oranının tespitinin istenildiği, hükme ve denetime elverişli Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu’nun 13.06.2018 tarih, 10747 sayılı raporu ile yine ATK 2. Üst Kurulu'nun 26.09.2019 tarih ve 1641 sayılı raporuna göre davacı/sigortalı ...' ın 05/02/2014 tarihinde davalı şirkete ait işyerinde çalışmakta iken iş kazası geçirmesi neticesinde % 11,1 oranında malul olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; Davanın kabulü ile; Davacı/sigortalı ...'ın 05.02.2014 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle çalışma/meslekte kazanma gücünün %11,1’ini kaybettiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline" karar verilmiştir....